Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Hacı Bektaş Veli (Erkek Dişi Sorulmaz) Roman Hüseyin TURHAL
Aşkın ve Hoşgörünün Destanı: Hacı Bektaş Veli Romanı Yazar: Hüseyin TURHAL 13. yüzyıl Anadolu’su. Topraklar kanla, gönüller korkuyla sulanırken; bir derviş, Horasan’dan getirdiği Vahdet (Birlik) fel...
31. Bölüm

Kırk makam Bölüm 1: Talip

5 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

Yolun Başı ve Uyandırılan İrade
Anadolu toprağı, bin yıllık susuzluğunu gidermiş gibiydi. Otlar, çiğle ıslanmış, güneşin ilk ışığıyla parlıyordu. On sekiz yaşındaki Yunus, sırtında nasırlı bir heybe, önünde ise bilinmezliğin örttüğü, ıssız bir yokuşla yüz yüzeydi.
Köyden ayrılışının üzerinden kaç gün geçmişti, saymamıştı. Tek bildiği, içindeki o bitmek bilmez huzursuzluktu. Ne babasının tarlasındaki bereket, ne de köyün delikanlılarının şen kahkahaları onu yatıştırabilmişti. Kalbinde, adını koyamadığı, tarif edemediği bir Açlık vardı. Ruhunun, sıradan bir hayatın sofrasına sığmayacağını hissediyordu.
Ona, yolu gösteren, köyün en yaşlı, en suskun bilgesi olan Dede Kamber olmuştu. Dede Kamber, bir akşam ateşin etrafında, dudaklarını zorlukla aralayarak, "Yunus, senin toprağın burada değil. Senin aradığın, senin içindeki o gürültüyü susturacak olanı, Hünkâr'ın kapısında bulacaksın," demişti. "Git, yola düş. Unutma, 'İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır,' derler. Ama asıl yol, bilgiden önce İrade ister."
İrade... Yunus, yokuşu tırmanırken bu kelimeyi düşünüyordu. Kendi iradesi miydi bu? Yoksa, ruhuna fısıldanan, karşı konulmaz bir çağrı mı?
Nihayet, yokuş bitti. Karşısında, ulu bir çınar ağacının gölgesinde, taş duvarları bile merhamet ve sükûnet yayan bir yapı belirdi: Hacı Bektaş Veli Dergâhı. Dış kapı, gösterişten uzak, sade ve alçakgönüllüydü.
Kapıdaki derviş, Yunus'un yorgunluğuna aldırmadan, tok ve yumuşak bir sesle sordu:
"Hayrola yiğit. Neyi ararsın bu kapıda?"
Yunus, heyecanla karışık bir korkuyla yutkundu. "Ben... ben yol arıyorum, erenler. Kendimi arıyorum. Kalbimdeki gürültüyü dindirecek bir Menzil arıyorum."
Derviş, gözlerini kıstı. "Bu kapı, önce gelenin malını, sonra dönenin canını alır, bileydin. Bu yolda önce Şeriat kapısından geçilir. Orada İman ve Tövbe makamları bekler seni. Önce zahiren, sonra bâtınen teslim olman gerek. Hazır mısın?"
Yunus, gözlerini Dergâh'ın duvarlarına dikti. Duvarda, sanki mürekkep yerine nurla yazılmış gibi duran bir söz okudu:
"Eline, diline, beline sahip ol."
"Hazırım," dedi Yunus, sesi her zamankinden daha kararlı çıkmıştı. "Gereken neyse, yapmaya hazırım."
Derviş gülümsedi. "Öyleyse içeri buyur, Talip. İlk Makam, seni bekler."
Kapı aralandı. Yunus, ilk adımı attı. Artık o, hayatının en uzun ve en zorlu yolculuğunun başındaydı. Dört Kapı ve Kırk Makam'dan geçerek İnsan-ı Kâmil olmanın meşakkatli yoluna girmişti.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL