Hacı Bektaş Veli
(Erkek Dişi Sorulmaz)
Roman
Hüseyin TURHAL
Aşkın ve Hoşgörünün Destanı: Hacı Bektaş Veli Romanı
Yazar: Hüseyin TURHAL
13. yüzyıl Anadolu’su. Topraklar kanla, gönüller korkuyla sulanırken; bir derviş, Horasan’dan getirdiği Vahdet (Birlik) fel...
I. Şeriat Kapısı Kervansaraydan ayrıldıktan sonra, Yûsuf ve Balım Sultan’ın yolları, eski bir patikada birleşti. Hava soğuktu, güneş doğmak üzereydi. Balım Sultan, yaşlılığına rağmen adımları kesin ve hızlıydı. Yûsuf, gençliğinin gücüne rağmen, onun temposuna zar zor yetişiyordu. Yolculuk, sessizlikle başladı. Yûsuf, aklındaki soruları sormaya çekiniyor, öğrendiği edep kuralınca bekliyordu. En sonunda, Balım Sultan’ın bir taşa oturup dinlenmek için durmasıyla fırsat buldu. “Sultanım,” dedi Yûsuf, “Medresede bize Şeriat’ın hükümlerini öğrettiler. Kervansarayda ise o hükümleri uygulamayı. Fakat hala anlamadığım bir şey var: Hacı Bektaş Veli’nin Makâlât’ında geçen Şeriat’ın on makamı nedir? Biz, on makamı tamamlamadan Tarikat Kapısı’na nasıl geçeriz?” Balım Sultan, yerden küçük bir çakıl taşı aldı ve parmaklarının arasında gezdirdi. “Oğul Yûsuf,” dedi, sesi rüzgârın fısıltısı gibiydi. “Sen o makamların ilk dördünü (İman, İlim, Namaz, Oruç) medresede öğrendin. Diğer altısını (Zekât, Hac, Cihad, Halâl Yeme, Edep, Tevazu) ise kervansarayda pratiğe döktün. Mesele, bu makamların isimleri değil, her birinin ardındaki tasavvufi sırrı kavramaktır.” On Makamın Sırrı Balım Sultan, yolda ilerlerken her bir makamın, nasıl sadece bir kural değil, aynı zamanda nefsi terbiye etmenin bir yolu olduğunu anlattı: İman ve İlim: "Senin ilk adımların. İlim, imanı taklide bırakmaz, tahkike (araştırmaya dayalı gerçeğe) dönüştürür. Sen artık körü körüne inanmıyorsun, biliyorsun." Namaz ve Oruç: "Bunlar sadece bedenî ibadetler değil, Vaktin Sırrını ve Nefsin Terkini öğrenme yollarıdır. Namazda kıyam, Allah'a karşı duruşunu; oruç, bedeninin isteklerine 'Hayır' deme gücünü pekiştirir." Zekât ve Hac: "Zekât, malını temizlerken, kalbini hırstan arındırır. Hac ise, insanın dünyevi kimliğini ve mevkiini terk ederek, herkesle eşit olduğu tevhid meydanına yürümesidir. Mesele Mekke'ye gitmek değil, Mekânın Yokluğunu idrak etmektir." Balım Sultan bir an durdu ve Yûsuf’un gözlerine baktı. “En önemlisi, son dört makamdır Yûsuf. Bunlar, seni Tarikat Kapısı'na hazırlayan ahlaki mihenk taşlarıdır.” Son Dört Makam: Tarikat'ın Eşiği Cihad-ı Ekber (Büyük Savaş): "Kılıçla yapılan cihad, küçük cihattır. Asıl cihad, nefsinle yaptığın savaştır. Sen kervansarayda sana küfreden tüccara cevap vermeyerek, nefsine galip geldin. Bu, Şeriat’ın en zor makamıdır." Helâl Yeme: "Bu, sadece lokmanın kaynağının temiz olması değil. Asıl helâl lokma, kalbin gıdasıdır. Gönlüne haset, kibir ve riya girmesine izin vermemek, en büyük helâl lokma arayışıdır." Edep: "Edep, sadece susmak ve saygılı olmak değildir. Edep, Her Şeyi Yerli Yerinde Görmektir. Dışarıda derviş, içeride nefsinle savaşan yiğit olmaktır. İlim ve iman varsa, edep onu taçlandırır." Tevazu (Alçakgönüllülük): "Makâlât'ta der ki; kibir, Hak yolcusunun en büyük düşmanıdır. Kervansarayda abdesthane temizlerken, sen tevazuyu öğrendin. Tevazu, kendini 'Hiç' bilmektir. 'Hiç' olursan, Varlık seni doldurur." Yûsuf, söylenenleri büyük bir dikkatle dinledi. Artık biliyordu: Şeriat, bir kurallar manzumesinden ibaret değildi. O, insanın kendi nefsini terbiye ederek, Tarikat’ın derin sularına girmeye hak kazanmasını sağlayan, kırk basamaklı merdivenin ilk on basamağıydı. “Şimdi anladım Sultanım,” dedi Yûsuf, gözleri parlayarak. “Şeriat, bize elimizin ve dilimizin temizliğini öğretti. O temizlik, bizim Rızkımızdır.” Balım Sultan gülümsedi. “Aynen öyledir. Ve şimdi, o rızkı hak ettin. Çünkü Tarikat Kapısı’na girecek olanın, dünyadan ve nefsinden alacağı bir şeyi kalmamalıdır. Önümüzde, Mürşid’in seni beklediği dergâhın yolu uzanıyor. Orada, Şeriat’tan öğrendiklerini bir kenara bırakıp, yeni bir yola, yepyeni bir arınmaya başlayacaksın.” Yûsuf, arkasına baktı. Artık köyü, medresesi ve kervansarayı birer anıydı. O eşiği geçmişti. Şeriat Kapısı kapanmıştı. Önünde ise, sisler içinde bir dağ yolu gibi uzanan Tarikat Kapısı vardı.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.