Gönlümde yaşlar var gözümde sağnak Onsuz acılara oldum sığınak Serpsin üzerime bir avuç toprak Sevseydi dönerdi şimdiye kadar
Benim sevmelerimin tarifi yok lugatta Ruhum senle tastamam bedenim hep fırakta Seni çok seviyorum ömrüm sensiz arafta Seni candan sevecek yaratılan aşk benim
Varlığın varlığıma ömrün ömür katarken Tadına vara vara demlendiğin çay benim
Acziyetim sızılar izahatim yetersiz Gönlüme kar etmiyor alamam nefes sensiz Bir seni gerçek sevdim seni senden habersiz Yokluğunda çıkmazda kalan ömrüm zay benim
Şimdi bi an düşünüp geçmişi seyrederken İçimde sana karşı hatalarım var benim Özrümü binlerce kez yüreğine dökerken Sana duyduğum aşkta sevdalarım har benim
Edep yok adap yok, yolları şaştın Haddi ve hududu, sen çoktan aştın İnsan fıtratından, dışarı taştın Göz boyamak için, güle tünedin
Haçlı zihniyetten umulmaz medet Müslüman edermi dine hakaret Abad olmaz ise bu kör zihniyet Munafık edecek seni bilesin.
Telkinler faydasız, vijdanlar muflis Gözleri körelmiş, nefsler muhteris Şeytanlar toplanıp, kursada meclis Son noktayı koyar, birtek Besmele.
Gecem dönmüyor güne Sensiz her günüm gece Yarınımız bilmece Çözelim gel beraber
Yetmez mi çektiğimiz Vuslat beklediğimiz Gel son bulsun çilemiz Kaçalım gel beraber
Ayrılık duvarını Yıkalım gel beraber Bu aşkın miracina Çıkalım gel beraber
Şimdi bir fatihayla gözyaşı dök kabrimde Canlı mezara koydun bitti bil bundan sonra
Adın gibi bilirken seni çok sevdiğimi Senle doğan güneşi sende yitirdiğimi Taştan katı kalbini terkedip gittiğimi Artık dönmeyecegim gitti bil bundan sonra
Demedim mi kalbimi senin yoluna verdim Demedim mi ben senle ölmeyi bile sevdim Demedim mi yoluna yaşayan canı serdim Katre katre öldürdün ölü bil bundan sonra
Şimdi senle varolan tüm kelimelerim yitik Çayında kahveninde hatrı yok bundan sonra
Değer terazisine koyduğum herşey eksik Ne aşkın ne sevdanın adı yok bundan sonra
Yavuz’um yazsam nolur dünyada fani hayat Çok erken olmadımı apansız bu seyehat Ağıtlar avaz avaz bu ne acıdır heyhat Sendemi göçtün gittin sende mi
Mekan-makamın Cennet kabrin nur ile dolsun Sıratı müstakimde Kur’an yoldaşın olsun Gelip geçen bu handa sen Cennet yolcumuzsun Sendemi göçtün gittin sende mi
Dilerim Mevlamızdan Rahmeti gani gani Sıra kimde bilinmez bu dünya bize fani Elem keder acılar olmayacaktı hani Sendemi göçtün gittin sende mi
Çekerim sözlerimden aşka dair ne varsa Sevgiyi yerden yere çalarım kim anarsa Sormayın yüreğimden ne kadar kan damlarsa O kadar nefretim var o kadar bilin işte
Yürekler yangın yeri aşk ateşi kül oldu Izdırap elem keder ne varsa bizi buldu Umutlar gönlümüze ayrılık mührü vurdu Mutlu günlerimizden arta ne kaldi söyle
Zaman kendi hükmünde sürerken bizi yoka Elimizde sevdaya dair ne kaldı söyle Aşkın sürnamesinde binbir türlü entrika Umutlardan düşlerden arta ne kaldı söyle
Yolun en başındayken nice sözler verdiniz Dereyi geçene dek yalana tünediniz Gerçek-doğru ne varsa bir-bir ötelediniz Çikılmaz sokaklarda satmayın bizi yeter
Sus-pus oldunuz artık okunmaz esameniz İşinize gelmedi kibir doldu heybeniz Anladık kalınlaştı para puldan enseniz Karanlık mahsenlerde satmayın bizi yeter
Masada ali cengiz oyunları dönerken Kelime cambazlığı yapmayın bize yeter Nemayı bizden alip sizler sefa sürerken Kapılar arkasında satmayın bizi yeter
Gülmeye hakkımız yok ise madem Bir bir tükendi bak içimde hem-dem Gönül sarayında kapandı perdem Bir daha görürsen beter olayım.
Ekmeğini bölmez kapı kilitli Yemekte beğenmez değilse etli İçi bomboş çuval dışı heybetli Kendini nimetten sayar mübarek
Zenginin parası geçti Kârûn’u Fakirin evinde kalmamış unu Birkaç metre kefen değil mi sonu Cehenneme odun taşır mübarek
Hergün göçer gider oldu insanlar Her saniye Ezan gibi Sela’lar Aynı tas aynı hamam aynı kafalar Yol sonunu düşünmüyor mübarek
Bakıyorum şu sosyalin haline Derde derdi ekletiyor mübarek Herkes düşmüş fiyakanın derdine Gidenlerden ibret almaz mübarek
Hayatımın anlamı sende kalmış Sende kalmış tüm şarkılar türküler Notalarım nağmelerim Sazim sözüm şiirim... Sende kalmış ey sevgili...!
Sende kalmış günaydınım Gecemin aydınlığı sende Kandilimin ışığı sende kalmış Çıkmaz sokağımın anahtarı Benden ayrılmayan gölgem İçimdeki tebessüm sende kalmış
Seni üzen ne varsa dünyasını dar edip Karşılıksız sevenler mezarlığına gidip İsimsiz bir çukura kalan ömrümü serip Cehennem ateşinde yakacağım sevdiğim.
Sevsende sevmesende karşılık vermesende Bu ölümsüz sevdamı yerlere sürüsende Defol git hayatımdan sende kimsin desende Yüreğinden yaş gibi akacağım sevdiğim
Kalsın tüm şiirler satır hatıra Okudukça beni bizi hatırla Unutmak ölümdür sondur sevgili...
Kader kederleri yazmışsa ayrı An geçmez her nefes sanadır gayrı Bu aşk duasında zikredip hayrı Sevda bu kimseye sormaz sevgili
Umut renklerine siyah dadandı O güzel nidalar geride kaldı Uzerine nice ağıtlar yandı Tebessümüm kayıp bana gül getir
Bu fani alemde acılar bitmez Karanlıkta kaldım bana gün getir
Gayrı şu gözlerim dağlandı görmez Gönlü kör olana sözler kar etmez
Buz dağına döndü sanki cümleler Artık denmez oldu güzel heceler Çıkmaz sokak oldu bütün geceler Ayazda kalmışım bana köz getir
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.