Dijital dünyanın yükselişi, aile ve evlilik kurumlarının yapısını doğrudan etkilemektedir. Türkiye’de bu dönüşümün en görünür yüzü televizyon ekranlarına yansımaktadır. Özellikle Esra Erol ve Müge Anlı gibi programlarda incelenen olayların büyük kısmı, dijitalleşmenin aile yapısı üzerindeki sarsıcı etkilerini gözler önüne sermektedir. Bu programlarda yer alan vakalar, sahada çalışan bir sosyoloğun toplumsal dönüşümü gözlemlemesi için açık bir laboratuvar niteliğindedir.

Türkiye’de son yıllarda, TikTok kaynaklı ilişkiler, dijital yakınlaşmalar, sosyal medya bağımlılığı, dijital ihanet biçimleri ve sanal ilişkiler nedeniyle dağılan ailelerin sayısında belirgin bir artış yaşanmıştır. Bu durum, aile kurumunun modern dijital kültür karşısındaki kırılganlığını net şekilde ortaya koymaktadır.

Kısım 1: TikTok Kaynaklı İlişkiler ve Aile Çöküşü – Esra Erol ve Müge Anlı Gibi İsimlerin Yanı Sıra Bir Çok Programa Yansıyan Yeni Gerçeklik

Türkiye’de aile yapısında yaşanan dijital dönüşümün en görünür yüzü, özellikle Esra Erol ve Müge Anlı programlarına yansıyan sosyal medya vakalarıdır. Bu programlara konu olan birçok olayın temelinde TikTok üzerinden başlayan ilişkiler, dijital yakınlaşmalar ve sosyal medya bağımlılığı yer almaktadır. TikTok, özellikle son yıllarda evliliklerin çöküşünde belirleyici bir faktör hâline gelmiştir.

Esra Erol’da sıkça karşılaşılan durumlardan biri, TikTok üzerinden tanışıp evden kaçan eşlerdir. Kısa sürede duygusal bağ kuran bireyler, platformdaki yoğun etkileşim ve manipülatif iletişim biçimleri nedeniyle ailelerini terk edebilmektedir. Bu vakalar, dijital ortamda başlayan sanal ilişkilerin gerçek hayatta ne kadar yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini göstermektedir.

Müge Anlı’da ele alınan birçok kayıp dosyasında da benzer bir örüntü görülmektedir. TikTok’ta kurulan ilişkiler, çevrim içi flörtleşmeler, hediye gönderimleri, canlı yayın bağımlılığı ve dış dünyayla kurulan hızlı bağlantılar, aile içi dengeleri bozmakta; bireyler evden uzaklaşmakta veya tamamen ortadan kaybolmaktadır. Bu kayboluşlar çoğu zaman psikolojik savrulmaların, manipülasyonların veya dijital bağımlılığın sonucudur.

TikTok’un aile yapısını zayıflatan başlıca etkileri şunlardır:

Sosyal medya etkileşimlerinin eşler arasında güvensizlik yaratması
Dijital yakınlaşmaların flörtleşmeye dönüşmesi
Aile içi sorumlulukların ekran uğruna ihmal edilmesi
Canlı yayınlarda yaşanan duygusal bağların gerçek ilişkilere zarar vermesi
Beğeni, takipçi ve görünürlük baskısının ilişkinin önüne geçmesi
Eşlerin dijital ortamda başka kişilerle yoğun iletişim kurması

Bu durum, modern aile yapısının dijital kültür karşısında ne kadar kırılgan olduğunu göstermektedir.

Sosyolojik açıdan bakıldığında:

Türkiye’de sosyal medya platformları arasında aileyi en hızlı şekilde yıpratan ve yozlaştıran uygulamalardan biri TikTok’tur.

TikTok’un sunduğu hızlı bağlanma, sürekli etkileşim ve görünürlük arayışı; sadakati zayıflatmakta, evlilikleri kırılganlaştırmakta ve aile içi çatışmaları yoğunlaştırmaktadır.
Esra Erol ve Müge Anlı gibi benzer programlarda da görülen vakalar, bu dönüşümün yalnızca bireysel değil, geniş çaplı toplumsal bir sorun hâline geldiğini doğrulamaktadır.

Kısım 2: Dijital Bağımlılık ve Evlilik İçi Çatışmalar

TikTok bağımlılığı, yalnızca gençlerde değil; orta yaş grubunda ve evli bireylerde de ciddi ilişki krizlerine yol açmaktadır. Birçok eş:

partnerinin sürekli telefon kullanmasından,
saatlerce canlı yayında vakit geçirmesinden,
dijitaldeki karşı cinsle yakınlaşmalarından,
ev içi sorumlulukların ihmal edilmesinden
şikâyet etmektedir.

Bu durum, dijital çağın yeni bir aile içi şiddet türünü doğurmuştur:
dijital ihmalkârlık.

Aile bağları, ekran bağımlılığı yüzünden giderek zayıflamaktadır.

Kısım 3: Kuşaklar Arası Fark – Z Kuşağı ve Orta Yaş Kuşağı

TikTok’un aile üzerindeki etkisi kuşaklara göre farklı biçimlerde ortaya çıkar:

Z kuşağı, kimlik arayışını dijital topluluklar üzerinden kurmaya çalışır.

Orta yaş kuşağı, dijital dünyada “ikinci bir gençlik” arayışına girebilir.

Yaşça büyük bireyler, yalnızlıklarını dijital platformlardaki sohbet odalarında gidermeye çalışır.

Bu üç kuşağın dijital davranış biçimleri birbirine temas ettiğinde, aile içi değer çatışmaları ortaya çıkar.

Kısım 4: TikTok’un Aile Yapısına Etkilerinin Toplumsal Anlamı

Esra Erol ve Müge Anlı gibi programlarda görülen vakalar sadece televizyon içeriği değildir; modern Türk ailesinin yaşadığı kültürel dönüşümün somut verileridir. Bu vakalar, TikTok gibi platformların:

evlilikleri hızla tükettiğini,
güveni zayıflattığını,
sadakati tartışılır hâle getirdiğini,
aile içi değerleri erozyona uğrattığını
kanıtlar.

Bu nedenle dijital dramlar, yalnızca kişisel trajediler değildir; toplumun dönüşen yapısını açıklamak için ciddi sosyolojik veriler sunar.