Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
DENİZDE AŞK Roman Hüseyin TURHAL
Hayatınızın rotasını değiştiren, planlarınızın tam tersi yöne doğru sürükleyen anlar yaşadınız mı hiç? Benim için bu roman, böyle bir anın, bir tesadüfün hikayesini yazma arzumdan doğdu. "Denizde Aşk...
8. Bölüm

Bölüm 4: Karanlıkta Örülen Ağ

10 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

"Kıskançlık, gölgesi olmayan bir güneşte bile kendini gösterir. Ne kadar parlak olsa da, karanlık daima bir yolunu bulur."
Ertesi sabah, tatil köyü her zamanki neşeli temposuna geri dönmüştü. Ancak Hüseyin ve Elif için hiçbir şey eskisi gibi değildi. Geceki gün batımı randevusu, aralarında sessiz bir sözleşme yaratmıştı; bu sadece bir tatil kaçamağı değil, potansiyel bir başlangıçtı.
Elif, kahvaltıda Hüseyin’i göremedi. Onu bulmak için can atıyordu ama bir yandan da bu yeni, beklenmedik duygular karşısında çekingen hissediyordu. Kendine, "Sadece iki gün oldu, Elif. Sakin ol," diye telkin ediyordu.
O sırada, Elif kahvesini yudumlarken, otelin lobisinde oturan Alara, planlarını uygulamaya koymuştu. Yanında, otelin resepsiyonunda çalışan, çekingen ama meraklı bir genç duruyordu.
"Yani, anlıyorsun değil mi? Hüseyin'in işine olan bağlılığı sorgulanmaya başlandı," diyordu Alara, sesi ince bir endişe perdesiyle örtülüydü. "Bu kadın, Elif Hanım... Görünen o ki, tatil köyümüzün kurallarına pek uymuyor. Bu, otelin imajı için sorun yaratır. Onunla ilgilenmeliyiz."
Genç resepsiyonist tereddüt etti. "Ama Alara Hanım, ben... sadece vardiya listelerini düzenlemekten sorumluyum."
Alara, elini gencin omzuna koydu ve tatlı bir şekilde gülümsedi. "Hüseyin'in bu hanımefendiyle ne kadar 'yakın' olduğunu görmüyor musun? Bu otel, bekar çalışanlarımızın müşterilerle bu denli yakınlaşmasını onaylamaz. Sadece bana Hüseyin'in bugün hangi saatlerde, hangi bölgede çalıştığını söyle. Geri kalanı bende."
Genç, Alara'nın manipülatif cazibesine ve otel kurallarıyla ilgili imasına dayanamadı. Biraz suçluluk duyarak, Hüseyin'in günlük görev çizelgesini gösterdi: Öğleden sonra, Su Sporları Alanı, 14:00 – 18:00.
Alara, zaferle gülümsedi. "Teşekkür ederim. Şimdi, bir de şu Elif Hanım'ın kalış süresine bakalım. Birkaç gün daha uzatmak isteyip istemeyeceğini öğrenmemiz gerekiyor."
Alara, Elif'in sadece bir hafta kalacağını öğrenince yüzündeki gülümseme daha da genişledi. Yedi gün. Bu hikâyeyi bitirmek için yeterli bir süre.
Öğleden sonra saat iki sularında, Elif, Hüseyin'i su sporları kulübesinde tek başına yakaladı. Hüseyin, can yeleklerini düzeltiyordu. Elif'i görünce işini bıraktı ve ışıl ışıl gülümsedi.
"Sana bir kahve getirdim," dedi Elif, elindeki bardağı uzatarak. "Bir denizciye enerji lazım."
Hüseyin kahveyi aldı. "Teşekkür ederim Elif. Tam ihtiyacım vardı." Sonra etrafına baktı ve sesini alçalttı. "Dün gece inanılmazdı. Yani, bu kadar kısa sürede..."
Elif, "Biliyorum. Ben de... uzun zamandır bu kadar spontane bir şey yapmamıştım," diye cevapladı.
Hüseyin, elini uzattı ve Elif'in omzunu okşadı. "O zaman bu akşama daha da spontane bir planımız var. Otel dışına, gizli bir koya gidelim. Orası, buradaki cennetim."
Elif'in kalbi yerinden fırlayacak gibiydi. "Kulağa harika geliyor."
Tam o anda, Alara yanlarına geldi. Yanında, otelin en zengin ve en aksi müşterilerinden biri olan, yaşlı bir beyefendi vardı.
"Hüseyin!" dedi Alara, sesi otel müdürünün ciddiyetini taşıyordu. "Sayın Kemal Bey, jetski dersinden önce seninle konuşmak istiyor. Özel bir tur planı varmış. Elif Hanım, sanırım Hüseyin'i daha fazla meşgul etmemelisiniz. Biliyorsunuz, iş önceliğimizdir."
Hüseyin, gözleri Elif'ten ayrılmadan Alara'ya döndü. "Hemen geliyorum Alara."
Alara, yüzünde "kazandım" ifadesiyle, Elif'e zafer dolu bir bakış attı ve Kemal Bey'i Hüseyin'in yanına yönlendirdi.
Elif, orada daha fazla kalıp Hüseyin'i zor durumda bırakmak istemedi. Geri çekilmek zorunda kaldı ama bu geri çekiliş, Alara'nın zaferi değildi, sadece bir stratejiydi.
Sahil şeridinde yürürken, arkadan bir ses duydu: "Elif Hanım, bir saniye durur musunuz?"
Elif arkasını döndüğünde, Alara'nın sabah konuştuğu genç resepsiyonisti gördü. Genç, gergin görünüyordu.
"Benim adım Mert. Ben, Alara Hanım'ın yaptıkları için özür dilemek istedim. O... o biraz... Hüseyin Bey'e karşı çok ilgili. Ve sizi, bir tehdit olarak görüyor."
Elif, şaşkınlıkla Mert'e baktı. "Ne gibi bir tehdit?"
Mert, etrafına bakındı ve fısıltıyla konuştu. "Alara, sizi ayırmak için bir şeyler yapacak. Ve size sadece şunu söyleyebilirim: Hüseyin'in geçmişinde, otelde çalışırken yaptığı bir hata var. Alara, bunun kaydını kullanabilir. Lütfen dikkatli olun."
Mert, sözlerini bitirir bitirmez hızla oradan uzaklaştı ve Elif'i kafasında binlerce soru işaretiyle bıraktı. Hüseyin'in hatası neydi? Alara'nın elindeki koz neydi? Bu gizem, o an Elif'in kalbindeki romantik heyecanın önüne geçmişti. Aşk, şimdi bir bilmeceye dönüşüyordu.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL