"Dürüstlüğü seçtim, düze yenildim sanmıştım. Meğer yokuşlar beni güçlendirmek için varmış. En yakınımdan gelen ihaneti bir 'hiç' gibi geride bırakıp, dost görünenlerin maskesini düşürdüğüm o gün; eski...
O gece, her şey sıradan bir akşamüstü gibi başlamıştı. Evin alışıldık telaşı, çocukların sesleri, tencerenin fokurtusu... Yılların verdiği bir alışkanlıkla, hayatımın iplerinin sağlam olduğuna, kurduğum bu düzenin sarsılmaz olduğuna inanıyordum. Kocama olan güvenim, göğsümün orta yerinde kök salmış devasa bir çınar gibiydi. Her şüphe kırıntısı, "Bana asla yapmaz," inancımın rüzgârında bir toz bulutu gibi dağılıp giderdi. Oysa bilmiyordum ki, o çınarın kökleri çoktan çürümeye başlamış, dalları görünmez bir baltayla kesiliyormuş. Yıllarca süren yalanlar, her sorduğumda yeminlerle pekişen inkârlar... "Kadınlarla işim yok," derdi, gözlerimin içine bakarak. Ben de inanır, inanmak isterdim. Telefonu sürekli şifreliydi. Bunu, "mahremiyet," ya da "iş sırrı" diye açıklamasını makul bulurdum. Neden sorgulayayım ki? Güvenmek, benim için bir zorunluluktan çok, bir erdemdi. Sonra o gün geldi. Hayatımın en keskin dönüm noktalarından biri... Telefonu masanın üzerinde duruyordu. Belki kısa bir anlık dalgınlığı, belki de kadersel bir cilveydi. Ekranı aydınlandı. Gözüm istemsizce kaydı. Bir mesaj: "Burdalar." Altında sadece bir numara, isimsiz... Sanki bir fısıltı gibi, ama tüm dünyamı yerle bir edecek bir fısıltı. Mideme tarifsiz bir sancı saplandı. Kalbim göğüs kafesimi dövmeye başladı. "Bu ne?" dedim, sesim kendi kulağıma bile yabancı geliyordu. Gözlerimle mesajı işaret ettim. Kocamın yüzündeki o anlık panik, kelimelerden daha netti. Bir sarışın kadın fotoğrafı. Sanki ekranın içinden bana bakıyor, alay ediyordu. İlk tartışmamız, büyük bir gürültüyle koptu. Sözleri boğazında düğümlenmişti, ama çaresizce bir bahane uydurmaya çalıştı: "Kahvede çalışan garson o, yanlış anladın." Gözlerimden akan yaşlar, yanaklarımda soğuk izler bırakırken, ruhumda bir yanardağ patlıyordu. Ama o, her zamanki gibi kendini kurtarmayı başardı. Ya da ben, inanmaya o kadar muhtaçtım ki, bu derme çatma yalana tutundum. Yıllardır süren düzenimin bozulmasından korktum. Ancak bu, sadece buzdağının görünen kısmıydı. Birkaç gün sonra, Facebook'ta ekli bir kadın gördüm. Yine tartışma... Yine inkârlar... Ama bu kez, tartışmanın ortasında ağzından başka bir yalan, başka bir "itiraf" döküldü. "Arkadaşımın sevgilisini birkaç kez evine bıraktım arabamla," dedi, neredeyse mağrur bir ifadeyle. "Sonra bu kadın benden hoşlandığını söylemiş, arkadaşa numaramı istemiş. Ben kabul etmedim ama..." Durdu, gözlerimin içine baktı, sanki bir kahramanlık madalyası bekliyordu. İçimdeki yangın alevlendi. "Sen gece yarısı evli bir erkeksin! Nasıl tek başına bir kadınla baş başa kalırsın?" Sesim titriyordu öfkeden, hayal kırıklığından. Kendimi savunma mekanizmalarının arkasına gizleyerek üste çıkmaya çalıştı: "İstesem o kadınla birlikte olurdum, senin ruhun bile duymazdı. Ama sana itiraf ediyorum, yapmadım bir şey." Yüzüne bakakaldım. Bu nasıl bir savunmaydı? Yaptığı şeyin ahlaksızlığını kabul etmek yerine, "daha kötüsünü yapmadığı" için beni minnettar bırakmaya çalışıyordu. O an, içimde bir yerlerde bir tel koptu. O "yapmadım" cümlesinin altında ezilen şey, bizim mahremiyetimiz, benim onurumdu. Ama yine de o an, o darbenin tüm ağırlığını kavrayamamıştım. Önümüzdeki günlerin, çok daha karanlık sırları gün yüzüne çıkaracağını bilmiyordum.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.