Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Bir ölünün hatırası
Şiran ve Mahir in ölümsüz aşkından, aşık olduğu bir adamla bütün duygularını gömmesi ve bütün hayata karanlık bakan Şiran için geçen zor günler ...
23. Bölüm

KİMİN İÇİN ADALET ARIYORDUM

154 Okuyucu
1 Beğeni
0 Yorum

Olayların üstünden bir aya yakın zaman geçmiş ve Batık'la daha görüşmemiş ve görmemiştim işe gitmek için hazırlandım sabah erken saatlerdi annemle konuştum onlarla saat farkımız vardı. Durumu çok iyi gittiğini söylüyordu tedaviye cevap veriyordu şimdilik sorun yoktu böyle giderse sene sonuna kadar iyileşirdi. Konuşmayı bitirdim otobüse bindim. Pencereden dışarı baktım geçen günler boştu o yoktu belki bir daha olmayacaktı. Kalbim derin bir uykuya dalmıştı sanki şuan ne yapmalıydım onu bilmiyordum. Büroya girdim yeni gelen bir arkadaş vardı Destan işini iyi yapan birine benziyordu dış görünüşüde iyiydi cool görünüyordu. Masama geçmeden önce Tuba Hanım'a uğradım aksamalar olmuştu kendimi işe veremiyordum izin isteyecektim kapısında durdum misafiri vardı toplantıları bitti içeri çağırdı. Gözlerimin altı morarmıştı Tuba Hanım bunun neyden kaynaklandığını sordu alerji demiştim ilk aklıma gelen şey buydu. İnanmamıştı zaten izin işi tamamdı eve dönmek için durağa geçtim.
Eve gitmekten vazgeçtim sahilde indim. Doğru neydi ne yapmalıydım... Şikayet etmeli miydim yada herşeyi bildiğim halde devam mı etmeliydim nasıl olurdu vicdanım kabul eder miydi adaleti nasıl savunacaktım adaleti savunsam, ona kaybettiklerini verecekmiydi yaşadığı herşeyi unutturabilirmiydi savunduğum adalet sanmıyorum dedim düşüncelerimi destekleyerek başımı iki yana salladım. Herkes ikinci şansı hakkederdi ve o daha çok hak ediyordu. Sevginin herşeyi değiştirdiğini düşünürdüm öyle olacağına inanırdım. Kalbimde geçen günlerin biriktirdiği özlem vardı kumlardan kalktım evin yolunu tuttum. Kapıya geldim Batık arabasının önünde yere oturmuştu şaşırdım ama daha çok korktum kafasını arabaya yaslamıştı. Birşey olduğunu sandım üstünde herhangi bir kan yara yoktu. Yüzüne baktım mahsundu geçmiş geçmek istemediği yollara sürüklemişti ve adalet onun için hiç çalmamıştı çanları. Diz çöktüm önüne çiseleyen yağmur damlaları bize nazikçe dokunuyordu elimi uzattım sağ gözümden bir damla yaş akarken "canım" dedim uslu bir sesle kimsenin görmediği bilmediği bir sızı oluşmuştu kalbinde ve ben bunu hissetmiştim. Gözleri aralandı bana baktı ıslanan kaldırımdan kalkmadan "gitme" dedi sesi çok uzaklardan geliyordu sanki " bu sefer gitme,... sensizliği kaldıramıyorum" başını iki yana sallıyordu gözlerindeki ışık yok olmuş ve yorgun, zayıf kalmıştı. Bunun sebebide bendim kalbim sızladı tüm hücrelerime kadar acı hissettim benim yüzümden hasta mı olmuştu. Bende onsuz yaşayamazdım. Kollarımı sardım boynuna çenem omzuna dayadım hıçkırarak ağlamaya başlamıştım o da ağlıyordu ama içine içine doğru... Belli olmayan bir süre öylece kalmıştık kollarımı çektim yağan yağmur bize yağıyordu ıslanmıştık yanına oturdum ellerimiz yerde birleşmişti başımı arabaya dayadım ona baktım. Uzun zaman yaşamaktan uzak kalmıştım ve şimdi tazelenmişti kalbim, "gitmek yok" dedim gülümseyerek gözlerine, bana bakıyordu elimle oynayarak "aslında hep benimleydin açtığım şarkıda, penceremde, evimde, sokakta, karşımda, kalbimde, rüyalarımdaydın" ıslanan saçlarıma dokundu "hadi içeri hasta olacan" dedi kalktı elimden tutup kalkmama yardım etti. Bunca zaman hapishaneyi andıran evim saraya dönmüştü. Duş aldım üstümü değiştirdim. Batık önceden kalan eşyalarından giyeceklerini aldı banyoya geçti. Mutfağa geçtim nane limon yaptım bardaklara doldurup salona geçtim oda çıkmış kanepeye oturdu. Artık yalan dolan kandırmak eksik bir şeyler yoktu ve bundan sonrasına bakacaktım. Pencereden yağan yağmuru seyrediyorduk sessizdik sanırım bize ait olan sessizliği bile özlemiştik. Üşümüştüm kanepede duran şalı üstüme attım bana bakıyordu yüzünde çok güzel bir tebessüm vardı. Kaşlarımı kaldırdım konuşmayı başlatarak "o işleri yapmanı istemiyorum adını bile anma yoksa olmaz..." dedim çok ciddiydim işe geri döndüğü vakit ben olmayacaktım bir daha "patronla konuşacam akşam gitmeye niyetim yok, seni kaybetmeye de..." dedi şimdi olmuştu artık düzgün bir hayat için hayal kurabilirdim. Mahir başını dizlerime koydu ve bu davayı kazanan o olmuştu. Galip gelmişti bu sefer ve ikinci şansı benden kapmıştı .
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL