Şiran "Babamın kaybetmişliğe alışmıştık yokluğu o kadar acıtmıyordu terk edilmek o kadar da kötü gelmiyordu annemle birbirimize tutunmuş ve kol kolla verip hayata karşı hayatta kalmaya çalışıyorduk annem çiçek seralarında çalışıyordu benimde okul bitmiş staj günlerime başlamıştım hem çalışıyor hem yüksek lisans okumaya çalışıyordum kendi ayaklarım üstünde durmak zorundaydım annem tek başına dayanamıyordu hasta olduğu halde bırakmıyordu desteği, annem çok üzülüyordu, çok üzülüyordum. Hak etmemiştik etmemeliydik bu çaresizliği bir suçlu aramaya gerek yoktu isyan ettiğimde yoktu dini inançları olan biriydim sadece bazen gerçekten zor geliyordu. Annem genç yaşlarını babama destek olmak için harcamıştı karşılığında terk edilmişti ödülü yalnız, acı içinde kalmaktı belli etmemeye çalışıyordu içine atmış acısına yenik düştüğü her halinden belliydi okyanusu andıran masmavi gözleri çizilmiş camlar gibiydi hüzün akıyordu resmen bütün neşesi gitmiş yerine acı almıştı ama şefkatinde eksilme yoktu bana karşı hiç bir eksiği yoktu ne yapıyorsa kendineydi kendisiyleydi derdi nerde eksik kalmıştı, ipler nerde kopmuştu onu anlamaya çalışıyordu. Staj saatim yaklaşmış hazırlanıp evden çıktım geç uyanma gibi bir şansımız yoktu hayat bize bu şansı yasaklamıştı bizde alışmıştık zaten istesek de uyuyamazdık. Evden çıktım otobüs durağına geçtim banka oturdum bir durak kalmıştı aracın gelmesine oturduğum yerde üstüme bakıp düzeltim lüks bir giyim tarzım yoktu salaş, bana çuval gibi duran şeyleri seviyordum ama itici bir tip değildim. Otobüs baya sıkışıktı birbirimize yapışık bir şekilde gidiyorduk nerdeyse eksilme olmuyor gibiydi biri iniyorken iki kişi biniyordu bu yolculuk anında yaşadığım temasların haddi hesabı yoktu. Av. bürosunda durdum içeri girmeden başımı kaldırdım tabelaya baktım düşünüyordum, kendi adımı düşündüm orda her gün yaptığım bir şeydi kendimi motive etme şeklimdi. Staj verimli geçiyordu yanında çalıştığım Av. Tuba Hanım çok iyi biriydi ve bana hep yardımı dokunmuştu, dava dosyalarını bana inceletir sonra kısaca özet geçirmemi isterdi en küçük ayrıntıyı bile fark eder işini kesinlikle çok iyi yapardı. Tuba Hanım'a karşı sürekli hayranlığımı dile getirirdim, bana "hayat güzellikleri sonsuzdur, nasıl bakarsan öyle düşünürsün" derdi. Hep iyi düşünmek istiyordum ki iyi şeyler olsun buna ihtiyacım vardı, önemli bir dava almış korkması gerektiği halde korkmuyor ve davadan da çekilmemişti çok cesur biriydi zaten birine bağlı yaşamazdı. Mahkemeye az kalmıştı tehdit edilmiş ve çekilmezse onun için iyi olmayacağı kesin bir şekilde ortadaydı Av. Tuba Hanım korkmuyordu her zaman ki gibi benim ödüm kopuyordu, korktuğumu anlamıştı sanırım bana döndü "ben korkarsam sırasıyla herkes korkar, çorap söküğü gibi gider bu iş bana inanan insanları yarı yolda bırakmamam lazım, korkmamalıyım kendim için onlar için yoksa umutlar korkuyla beraber ölür." demişti. Duyduğum her kelime aklıma yatmıştı kendimce korkuyu bastırmıştım ve hayranlığım "olmak istediğim kişi" olarak seviye atlamıştı. Memur arkadaşlarla işe başlar onlardan bir saat önce çıkardım belli bir ücret alırdım staj süresi boyunca bir dönem yapacaktım Tuba Hanım'ın teklifiyle bir yıla tamamlayacaktım zaten o zamana kadar her şeyi kendim yapacak bilgiye sahip olurdum staj sürem dolduğu gibi maaşımda artardı bir sorun çıkmazsa belki onun yanında çalışırdım belli mi olurdu işler yolunda giderse annemin çalışmasına gerek kalmazdı artık bu düşünce yüzümde gülümsemeye neden olmuştu. ofisten çıktım anneme uğrayacak sonra eve geçecektim seraya doğru yürüdüm çok yakın değildi uzakta da sayılmazdı yürümeyi tercih etmiştim sadece. Annem çiçeklerin arasında benim gözümde daha da güzeldi her haliyle güzeldi aslında, sinsice yaklaştım arkasında ellerimi karın bölgesine götürüp gıdıklamıştım korkmuş bana dönerken çiçekle omuzlarıma vurmuştu, gülerek kendimden geçmiştim çocuk olmadığımı ve büyümem gerektiğini söylüyordu hep ben ısrarla o yaşta kalmak istiyordum çocuk gibi, yetişkin olmak olgun olmak zor işti. İşi bitene kadar yardım etmiş onu beklemiştim çok yorgun bir halde sırtını tutmuş "çantamı da al gidelim " demişti annem, biraz yürüdükten sonra durağa varmıştık otobüste yan yana oturmuş başımı omuzlarına koymuştum çok yorulduğu halde başımı okşuyordu elini tuttum dudaklarıma doğru çektim içtenlikle öptüm "baş tacım, kraliçem, hayat neşem" dedim gülüyordu iltifatlarıma eve varmıştık. Ne bulduysam koyduğum bir çorba yapmıştım annem "güzel kokuyor, hangi mutfaktan yiyoruz" dedi bende gülmüş "Şiran tarifi, Şiran mutfağı" demiştim kendime özel bir tarifti "bol vitaminli " diye ekleme yaptım çorba hoşuna gitmişti elim yatkındı yemeğe. Sofrayı ben toplamıştım annemin durumu hiç iyi görünmüyordu çayı beklememiş uzandığı koltukta uyuya kalmıştı. Ortalığı toplamıştım saat daha erkendi kitabı aldım tekli koltukta yan oturmuş bir yandan çikolatamı ısırıyor bir yandan kitap okuyordum. Her gün değişmeyen bir düzenle az kalan staja git, eve gel, yemek yap, ders çalış bu şekilde düzen değişmeden belli bir süre devam etmiştim, bu sabah annemin inlemeleriyle açmıştım gözlerimi, yataktan nasıl fırladığımı bilmiyordum bir saniye içinde annemin odasındaydım çok acı çektiği belliydi annemin kollarından yardım ederek kaldırdım ayakta duracak hali yoktu. Taksi çağırdım, hastane kokusunu hiç sevmezdim annemi sedyeye yatırdık acil kısmında baktılar tahliller alınmış serum takılmıştı baş ucunda bekliyordum cebimde çalan telefonumu annem uyanmasın diye direk kapatmıştım, dışarı çıkıp arayan kişi kimmiş baktım annem hasta olduğu için bugün stajın son günü olduğu halde gitmemiş ve Av. Tuba Hanım'ı meraklandırmıştım işimi çok severdim ve elimden geldikçe en iyisini yapardım bunu en iyi bilen de Tuba Hanım'dı. Annemin fenalaştığını ve hastanede olduğumuzu belirttim çok geçmeden Tuba Hanım yanımıza gelmişti annemin hasta olduğunu biliyordu ve elinden geldikçe yardımcı olmak istiyordu. İş için annem iyileşince gelmemi söylemiş bir şeye ihtiyaç duyarsam onu aramamı tembih etti ve taksi yada otobüsle uğraşmayalım diye kendisine ait bir araç yollayacaktı. Karanlık çökmüştü ve yağmur yağmaya başlamış bende çıkan sonuçları görmek için doktorun odasına gittim, doktor sonuç kağıdından gözlerini ayırarak bana baktı bir iç çekti söyleyecekleri önemliydi ve onunda canını sıkmıştı sanırım bu durum. Doktor annemi tanırdı hastalığını bilir dikkat etmesi gerektiğini söylerdi ama bu sefer kötüydü annem için, lafı dolandırmadan "durum kötü" elindeki sonucu bana uzatarak bende baktım biraz sağlık okumuştum annem aniden fenalaşırsa yardım etmek için, doktor devam ederek " yatsın dediğim halde akşama kadar çalışıyor, dinlenmesi lazım böyle yaparsa geri dönüşü olmayacak" dedi. Annemin yanına dönmüş üstünü giydirmiş ikimizde konuşmadan Tuba Hanım'ın gönderdiği arabaya yönelmiş eve gidecektik. Yağan yağmur bizim içindi hüzünlü dertli hayatımız içindi sanırım, yola çıktık uzun yolu seçtim sakindi trafik geçecek durumda değildik, yolu yarılamıştık eve gitmek için daha vardı ama ekranda iki hasar varmış gibi yanıp sönen ışıklara baktım anlamıyordum tam yol kenarına çekmiştim ki araç istop etmişti anneme baktım "sorun yok, sadece bakacağım olmazsa taksi çağırırım" dedim, yağan yağmura aldırış etmeden dışarı çıktım kaportayı açtım anlamak için beynimi zorladım kendimi kandırmaya gerek yoktu pek anlamıyordum. Bir ses duydum "motor" demişti, korktum kafamı kaldırıp baktım çözülecek bir durum olmadığını söylemişti. Servisi aradım, servis yarım saate geleceğini söyledi, oda bizi eve bırakmayı teklif etmişti gecenin bir saati neden güvenmiştik ona bilmiyorum annemi de alıp bindik arabaya.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.