Bir Hayal... Bir Bayrak... Ve Tüm Evreni Değiştiren Bir Sır.
Yirmi birinci yüzyıl Türkiye'si, küresel güçlerin gölgesinde, sessizce bir rüyayı inşa ediyordu. O rüyanın kahramanları, deha mühendis Ahm...
Aya İnen İlk Türk Bölüm XII: Göktürk-II'nin Fırlatılışı 1. Tarih Tekerrür Ediyor 🇹🇷 Yer: Türk Uzay Fırlatma Merkezi, Karadeniz Kıyısı. Zaman: Mars Görevi Fırlatma Gecesi. Yeniden, bir fırlatma gecesiydi. Ancak bu fırlatma, dört yıl önceki Poyraz-I'in mütevazı başlangıcından çok farklıydı. Bu kez roket, Aeternum teknolojisiyle güçlendirilmiş, devasa Poyraz-III idi. Taşıdığı kargo: Göktürk-II uzay modülü ve altı kişilik uluslararası mürettebat. Göktürk-II'nin kokpiti, son derece ileri teknolojiyle doluydu. Türk-Çin ortak yapımı navigasyon sistemleri, Rus tasarımı yaşam destek üniteleri ve merkezinde, Aeternum rezonans motorunun kalbi olan küçük, siyah Kara Kutu duruyordu. Ahmet ve Seher Hakan, Komutan ve Baş Bilim İnsanı olarak en ön koltuklarda yerlerini almışlardı. Mürettebatın diğer üyeleri ise bir Rus mühendis, bir Amerikalı biyolog, bir Çinli pilot ve bir Avrupalı jeologdan oluşuyordu. İnsanlık, Aeternum'un uyarısı karşısında birleşmişti. "Seher, her şey dört yıl önceki gibi, değil mi?" dedi Ahmet, heyecanını bastırmaya çalışarak. Seher gülümsedi. "Hayır, Ahmet. O zaman sadece iki kişiyiz ve tek bir hayali taşıyorduk. Şimdi, tüm insanlığın umudunu ve geleceğini taşıyoruz. Fark bu." 2. Poyraz-III Yükseliyor 🔥 Kontrol odası, TUA çalışanları ve IASC yetkilileriyle doluydu. Canlı yayın, dünya çapında milyarlarca insan tarafından izleniyordu. Geri Sayım: "T-eksi 60 saniye. Tüm sistemler yeşil. Rezonans çekirdeği stabil." "T-eksi 10 saniye... 9... 8..." Motorlar ateşlenmeye başladı. Poyraz-III’ün sesi, Karadeniz kıyısını sarsan, daha önce duyulmamış, derin bir kükremeydi. Bu kükreme, sadece yakıtın yanması değil, Aeternum enerjisinin ilk kez tam güçle kontrol edildiğinin sesiydi. "...2... 1... Fırlat!" Poyraz-III, gökyüzünü adeta ikiye bölerek, muhteşem bir güçle yükseldi. Dünya'nın yerçekimi, bu devasa gücün karşısında yenik düştü. Dakikalar sonra, Göktürk-II, başarılı bir şekilde Dünya yörüngesine yerleşti. 3. Rezonans Sıçraması: Uzay Bükülüyor ✨ Yörüngede kısa bir kontrol ve sistem testinden sonra, Mars yolculuğunun en kritik aşamasına geçildi: Aeternum Rezonans Motoru'nun tam güçle çalıştırılması. "İstasyondan ayrılma onayı alındı. Mars yörünge transferi için motorları hazırla, Seher," dedi Ahmet. Seher, Kara Kutu'nun bağlı olduğu kontrol paneline döndü. Parmakları hassasiyetle Kara Kutu'nun yüzeyindeki sembollere dokundu. Göktürk-II'nin etrafında, uzay-zaman sürekliliğinin bükülmeye başladığını gösteren, çıplak gözle görülemeyen mor bir ışık belirmeye başladı. "Rezonans Motoru aktive ediliyor. Uzay-zaman sürekliliği bükülüyor. Tüm mürettebat, darbe sönümleyicileri aktif hale getirin!" diye uyardı Seher. Ardından, sessiz, güçlü bir çınlama duyuldu. Göktürk-II, sanki Evren'in kumaşı yırtılıyormuş gibi, muazzam bir hızlanma yaşadı. Bu, bilinen roket itkisine benzemiyordu; bu, uzayın kendisinin onları hedefe doğru ittiği bir yolculuktu. Pencereden bakıldığında, yıldızlar normal hızlarından çok daha hızlı bir şekilde kayboluyordu. Dünya, hızla küçüldü. Artık aylar süren yavaş bir yolculuk yoktu; Mars, sadece bir "sıçrama" uzağındaydı. "Göktürk-II'den Dünya'ya. İletişim kopuyor," dedi Ahmet, sesi heyecanla titreyerek. "Rezonans Sıçraması başarılı. Mars'a doğru yoldayız." Ay'a inen ilk Türklerin macerası, şimdi, insanlığın bilinmeyen bir geleceğe doğru attığı, Aeternum'un teknolojisiyle güçlendirilmiş en büyük adımı olmuştu. Gözlerindeki hedef, Kızıl Gezegen'di.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.