Önsöz

Hayat, kimi zaman sessiz bir yolculuk, kimi zaman fırtınalı bir denizdir. İnsan, kendi iç dünyasında kaybolur, geçmişin gölgeleriyle yüzleşir, yaraların sessizliğiyle baş başa kalır. İşte “Aşkın Tefsiri” bu yolculuğun bir haritasıdır; bir insanın kendi benliğiyle, acılarıyla, kırılganlıklarıyla ve en derin arzularıyla yaptığı hesaplaşmanın izdüşümüdür.
Bu kitapta sayfalar arasında dolaşırken, birinin başkalarının göremediği bir sessizliğe, bir başka zaman kendi kalbinin en kırılgan köşesine dokunduğunu göreceksiniz. Her bölüm, bir içsel yolculuktur; bazen acı verir, bazen umut aşılar, ama her zaman insan olmanın, sevmek ve sevilmek kadar değerli olduğunu hatırlatır.
“Aşkın Tefsiri”, yalnızca bir aşk hikâyesi değil; aynı zamanda insanın kendisiyle, geçmişiyle, yarınlarıyla ve en derin iç sesiyle yüzleşmesidir. Bu yüzleşme bazen acıtır, bazen rahatlatır; ama her zaman gerçek, samimi ve insancadır.
Okuyucuya düşen görev, sayfalara dalarken kendi kalbinin sessiz sesini dinlemek, kendi gölgeleriyle tanışmak ve belki de en önemlisi, kendi vuslat kapısını aralamaktır. Çünkü bu kitap, bir başkasının hikâyesi gibi görünse de aslında her birimiz için yazılmıştır.
Her sayfa bir nefes, her cümle bir adım, her bölüm bir yolculuktur. Ve siz, bu yolculukta kendi iç dünyanıza doğru yürümeye hazır olduğunuzda, gerçek “Aşkın Tefsiri”ni anlayacaksınız:
Sevmek, affetmek, kırılmak, kendinle barışmak ve en sonunda özgürleşmektir.

— Doğan Çeçen