Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için, dünyadakiler birbirini kırıp geçiriyorlar. imam gazali
Aşkın Tefsiri
Bir yerden başlamak gerek Bende böyle başladım Yorumlarsanız memnun olurum ...
9. Bölüm

İçimdeki kalabalık 1 Devam

16 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Ben,
kırıldığım yerlerden büyümeyi öğrendim önce.
Her darbede aynı yerim kanadı,
aynı yerim kabuk bağladı,
aynı yerim tekrar söküldü…
Ama hiçbir zaman aynı adam olmadım.
Biliyor musun?
Ben aslında hiç anlatmadığım yanlarımdan yapılmış bir ülkeyim.
Sınırlarını kimse bilmez,
yollarıma kimse giremez,
ve ben bile çoğu zaman
içimdeki haritanın hangi yöne baktığını karıştırırım.
Çocukluğumdan kalma bir uğultu var kulaklarımda,
hâlâ susmaz.
Sanki biri, çok eskiden,
“Dayan!” diye fısıldamış,
ve o fısıltı büyümüş,
bana bir ömür yoldaş olmuş.
Kırıldığım her anda
aynı sesi duyuyorum:
“Topla kendini.”
Ama kimse bilmez,
kendimi topladığım her gece biraz daha dağıldığımı.
Ben aslında bir yürek taşımıyorum içimde,
kırılmış cam parçalarını tutuyorum avuçlarımda.
Her nefesim,
bir cam kesiği yanığıyla dolar.
Her sesim,
gecikmiş bir çığlık gibi çıkar dudaklarımdan.
Ben susmayı öğrendim,
çünkü sesim duvarlara çarpıp geri döndü hep.
Şimdi konuşurken bile
boğazımda bir “yarım kalmışlık” taşırım,
kimse anlamaz.
Anlatmamayı öğrendim.
Çünkü anlattıkça eksildim,
anlattıkça yanlış anlaşıldım.
En sonunda fark ettim:
Beni en iyi yine ben duyarım.
Yalnızlık mı?
Ben yalnızlığı bir oda gibi kullanıyorum artık.
Karanlık,
ışıksız,
nefes alan bir oda.
Kapısını kapatırım,
içeri kimse giremez.
Girseler bile beni bulamazlar,
çünkü ben o odanın köşesinde bile
kendime saklanmayı bilirim.
Kırıklarım mı?
Onları kimseye göstermem.
Çünkü bir insanın can kırıkları,
başkaları için sadece merak;
ama taşıyan için
bir ömürlük ağırlıktır.
Ben bu ağırlıkla yürüdüm.
Yoluma çıkan taşlardan değil,
içimdeki suskun dağlardan tökezledim.
Ve her düştüğümde,
dizlerim değil
içimdeki çocuk kanadı aslında.
Ama yine kalktım.
Hep kalktım.
Kimseden destek beklemeden,
kimsenin “Aferin”ine ihtiyaç duymadan.
Kendime büyümeyi ben öğrettim.
Ben bir erkeğim, evet.
Ama güçlü olduğum için değil,
acıdığım için dayanmayı öğrendim.
Her yaranın içinden bir başka ben çıktı:
daha yorgun,
daha keskin,
daha sessiz,
ve daha gerçek.
Kendime en çok şunu borçluyum:
İyileşirken bile kırılmaktan vazgeçmedim.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL