Bazı günler vardır, hiçbir şey değişmemiş gibi görünür ama sen artık aynı insan değilsindir. Benim için o gün, kendimle barıştığım gündü. Sessiz, gösterişsiz, kimsenin bilmediği, kimsenin kutlamadığı ama tüm ömrümün ağırlığını taşıyan bir gündü. Ben o güne gelene kadar kendimle çok savaştım. İçimde iki insan vardı: Biri olmak istediğim, diğeri olduğum… Birbirlerine hiç benzemeyen iki yalnız ruh. İkisini de ben taşıyordum. İkisinin de yükü bendim. Bir tarafım güçlüydü, diğer tarafım kırılgandı. Bir tarafım suskundu, diğer tarafım bağırıyordu. Bir tarafım hep affediyordu, diğer tarafım hiç unutamıyordu. İnsan kendisiyle savaşırken aslında düşmanı yoktur. Çünkü kılıç da onda, kalkan da onda. Yarayı açan da kendidir, saracak olan da… Ben bu gerçeği görmek için çok gecemi feda ettim. Kimi gece uyumadım, kimi gece sustum, kimi gece içimdeki çocukla konuştum… Ve nihayet bir gün anladım ki: Ben kendi içimde barışınca dünya da bana barışıyormuş gibi geliyordu. O gün oturdum ve kendime dedim ki: “Artık seni yargılamayacağım.” Çünkü anladım: Ben geçmişteki kendime çok acımasız davranmışım. Hata yaptığım için değil, insan olduğum için kendime kızmışım. Oysa insan dediğin yanılarak büyür, düşerek olgunlaşır, kaybederek öğrenir. Benim savaşım kimseyle değilmiş, hiç olmadı da. Savaşım hep içimdeki o bitmeyen beklentiyleymiş. Mükemmel olma isteğiyle, hiç kırılmama arzusu ile, hiç yorulmama çabasıyla… Ve bir gün şöyle dedim: “Bırak artık.” O kadar basitti ki bu cümle… Ama kalbimde bir kapı açtı. Rüzgâr içeri doldu, bir ferahlık geldi. Yıllardır sıkışmış bir düğüm kendiliğinden çözüldü. Ben kendimle barıştığımda geçmiş de yumuşadı, aynalar da, yarın da… Çünkü artık kendimi eski ben’in üzerinden yargılamıyordum. Yeni ben’in içinden seviyordum. Kendime şöyle söyledim: “Sen kötü değildin, sadece yaralıydın.” “Sen eksik değildin, sadece yorulmuştun.” “Sen zayıf değildin, sadece insandın.” İşte o an barış başladı. Kendimi affettim, kabul ettim, anladım… Ve belki de ilk defa kendi omuzlarımdaki ağırlığı indirdim. Şimdi biliyorum: Kendisiyle barışmış bir insanın yürüyüşü değişir. Sesi değişir. Bakışı değişir. Çünkü artık içindeki savaş bitmiştir. Ve ben… Ömrümün belki en sessiz ama en büyük zaferini o gün kazandım: Kendimle barıştım.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.