Affetmek… İnsanın en çok kendine söylediği bir yalandır önce. “Unuttum,” dersin. “Geçti,” dersin. “Önemli değil,” dersin. Ama gecenin derin bir yerinde tam da kalbinin bastığı noktadan acı geri döner, sana sessizce cevap verir: “Hayır, geçmedi.” Ben affetmeyi uzun zaman yanlış anladım. Birine kızmayı bıraktığımda affettiğimi sandım. Oysa öfke gidince boşalan yere daha ağır bir şey yerleşiyormuş: Gerçek. Gerçeğe bakmak da öfke kadar yakıyormuş meğer. Çünkü gerçek; kimin kalbini kırdığını, kimin seni eksilttiğini, kimin seni yarım bıraktığını apaçık gösteren bir aynaydı. Ben o aynadan kaçtım uzun süre. Çünkü kendimi de görüyordum orada: Hatalarımı, yanlış seçimlerimi, susmamam gereken yerlerde sustuğumu, gitmem gereken zamanlarda kaldığımı… Affetmek, başkalarına verilmiş bir hediye değilmiş. Affetmek, kendine açtığın bir kapıymış. “Artık taşıyamıyorum,” dediğin yüklerini yere bırakma alanıymış. Ve ben bir gün yoruldum. İnsan en çok kendi yükünden yoruluyor zaten. Birinin hatasını değil, ona verdiği değeri bırakamadığı için tükeniyor. O gün içimden bir cümle geçti: “Ben kimleri affetmeye çalışırken kendimi kaç kere hırpaladım?” Bu soru içime işledi. Çünkü cevabı acıydı: Ben en çok kendimi affetmeyi unuttum. Kendime kızdım, kendime kırıldım, kendimi yalnız bıraktım… Ama kendimi hiç affetmedim. Bir gün dizlerimin üstüne çöktüğüm bir gecede yavaşça söyledim o cümleyi: “Ben seni affediyorum.” Başkaları için değil, kendim için… Ve o anda bir şey oldu: İçimde yıllardır üst üste biriken o görünmez düğümler çözülmeye başladı. Sanki uzun bir kışın ardından bir bahar dalı göğsümde çatladı. Affetmek, unutmak değildi; acının artık beni yönetmesine izin vermemekti. Ben acımı elinden tuttum ve onu karanlığımdan dışarı çıkardım. Şimdi biliyorum: Affetmek bir bırakma değil, bir özgürlüktür. Özgür bıraktığın önce başkası değil, kendindir. Ben kendimi özgür bıraktım. Belki bu yüzden bugün nefesim daha derin, gülüşüm daha gerçek, kalbim daha sakin. Çünkü artık affedilmiş bir insanım. Hem kendim tarafından, hem geçmişim tarafından.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.