Hacı Ahmet, annesinin sert sözleri kulaklarında çınlarken ayağa kalktı. Yüreği parçalanmış, gözleri dolmuştu. Sessizce ceketini aldı. Dışarı çıktığında gökyüzü öfkeyle ağlıyordu. Sağanak sağanak yağan yağmur, sanki onun içindeki fırtınayı anlatıyordu.
Sokak lambalarının ışığında ıslanan taş kaldırımlarda ağır adımlarla yürüdü. Ama nereye gittiğini bilmesine gerek yoktu; kalbi onu götürüyordu. Mezarlığa doğru ilerlerken göğsünde bir yangın vardı.
— “Annem doğru mu söylüyor? Ben de mi Hacı Ahmetin kaderini yaşayacağım? Ama… kalbime söz geçirebilir miyim? Zeynep’i unutabilir miyim?”
Her adımda sevda ateşi biraz daha büyüyordu. Gözlerinden akan yaşlar yağmur damlalarına karıştı.
Mezarlığın kapısından içeri girdiğinde rüzgâr birden şiddetlendi. Servi ağaçları uğuldayarak eğildi. Hacı Ahmet, Hacı Ahmetin kabrine doğru yürüdü. Dizlerinin üzerine çöktü, alnını ıslak toprağa dayadı.
— “Hacı Ahmet… Bana yardım et. Senin yolundan gitmek istemiyorum ama kalbim Zeynep diye atıyor. Bu sevdayı benden kimse koparamıyor. Söyle… kaderim mi bu?”
Şimşekler çaktı, gök gürledi. Sanki cevap mezarın sessizliğinden değil de gökyüzünün derinliğinden geliyordu.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.