Leyla Demir, 28 yaşında, hayatını eski kitapların huzurlu kokusu ve katı bir rutin üzerine kurmuş bir kütüphanecidir. Onun dünyası, her sabah bindiği T1 tramvayının arka vagonundaki sessiz, pencere ke...
Altıncı Bölüm: Rayların Melodisi Leyla'nın parmakları, Can'ın elindeki şiir sayfasını nazikçe okşadı. Can, onun elini sıkıca tutuyordu. Kulübenin içinde, dışarıdaki Bağcılar meydanının kaosu duyulmuyordu; sadece rayların kenarından geçen tramvayların tok, düzenli sesi bir melodi gibi kulübeye sızıyordu. "Sanırım... artık sadece not yazmak zorunda değiliz," dedi Leyla, sesi rahatlamış ve hafif bir utançla karışmıştı. Can gülümsedi. Leyla'nın elini bırakıp, küçük alüminyum çaydanlıktan iki kupaya sıcak çay doldurdu. Biri Leyla'ya uzatırken, "Sana 'Bekle' dediğimde ne düşündün?" diye sordu. "Korktum," diye itiraf etti Leyla. "Hayatımda büyük bir değişiklikten her zaman korkarım. Benim hayatım, her gün aynı tramvay, aynı koltuk, aynı kitap. Senin notların, o rutini bozan ilk çatlaklardı." Can, kupasını yudumladı ve sallanan sandalyeye yerleşti. "Ben de korktum. Senin bana o notu yazman... Benim için, rutini bozan şey senin sessizliğindi. Binlerce insan taşıyorum, ama sen o kadar sessizdin ki, sanki vagonun arka köşesinde kendi kütüphaneni kurmuştun. Seni fark edince, benim de o sessizliğe ihtiyacım olduğunu anladım." Leyla, gözleriyle Can'ın küçük kitaplığını taradı. "Bu kulübeyi ne zaman kurdun?" "Kazadan sonra," diye yanıtladı Can. Sesi tekrar ağırlaştı. "O eski ilişkim bittikten sonra. Her şeyi berbat ettiğimi düşündüm. Ne zaman Bağcılar'a gelsem, o kaza anı ve kaybettiğim aşk aklıma geliyordu. Burayı kurdum ki, vardiya bittiğinde, tramvayın gürültüsünden ve o hatanın anısından kaçabileyim." Can, Leyla'nın elindeki şiir kitabını işaret etti. "Sen ise, elinde hep bir kitapla geliyordun. Kitaplar, hataları affeder, değil mi? Hep yeni bir sayfa vardır. Ben de buraya kitaplar doldurdum. Belki, benim de hayatımda yeni bir sayfa açılır diye." Leyla, yerinden kalktı ve Can'ın önünde durdu. Kulübenin loş ışığında, Leyla'nın yüzündeki çekingenlik yerini şefkate bırakmıştı. "Aşk," dedi Leyla, yumuşak bir sesle. "Aşk, yanlış duraktan beklemiş olabilir. Ama sen o durağı, kendine ait bir sığınağa çevirmişsin. O sığınakta, benim dünyama benzeyen bir köşe yapmışsın." Leyla, şiir kitabının kapağını açtı. Can'ın notu için yırtmak zorunda kaldığı sayfayı buldu. Orada, el yazısıyla bir dize yazıyordu: 'Her tren, gitmek istediği yere varmayabilir, ama her yolcu, gitmek istediği yeri hayal eder.' Leyla, parmağını o dizeye dokundurdu. "Şimdi, hayalini kurduğun yerdeyim, Can." Can, sandalyeden kalktı. Kulübe küçüktü ve aralarındaki mesafe artık sıfırlanmıştı. Gözleri, Leyla'nınkiyle buluştuğunda, tramvayların hızından çok daha büyük bir hızla ilerleyen bir elektriklenme hissettiler. Can, Leyla'nın yüzünü ellerinin arasına aldı. Ve tam o anda, kulübenin camları, dışarıdan gelen bir tramvayın son vagonunun hızla geçişinin sesiyle hafifçe titredi. Can, Leyla'yı öptü. Bu, panolardaki anonsların telaşıyla değil, rayların ritmiyle ve sessizliğin verdiği izinle gelen bir öpücüktü. Öpücük bittiğinde, Leyla gülümsedi. "Sanırım, bu geceki seferimiz Bağcılar'da bitmeyecek," dedi. Can, Leyla'nın elini tekrar tuttu. "Bilet senin Leyla. Rotayı sen çiz."
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.