Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
AŞK ACISI Roman Hüseyin TURHAL
Elinizdeki bu kitap, yalnızca iki gencin imkânsız aşk hikâyesi değil; aynı zamanda Adıyaman coğrafyasının ağır, gelenekle yoğrulmuş ruhunu ve bu ruhun genç kalpler üzerindeki yıkıcı etkisini anlatan b...
12. Bölüm

VIII. Bölüm: Fedakâr Tuzak

10 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Yer: Tütün Tarlası, Derinlikler

Kadir'in, yırtılmış kumaş parçasını bulduğu yer, Ahmet ve Zeynep'in saklandığı yerden sadece birkaç adımdı. İlyas Ağa'nın tüfeğinin namlusu, sanki tam onların üzerine çevrilmiş gibiydi. Tarlanın yoğunluğu bile artık onları gizleyemeyecekti.
Ahmet, tabancayı belinden çıkardı, parmakları paslı metali sıkıyordu. "Zeynep, ben Kadir'i oyalarken sen koş..."
"Hayır!" diye fısıldadı Zeynep. "Sen silahı çıkarma. O zaman seni vurur. Birlikte hareket etmeliyiz."
Tam o anda, tarlanın içinde Kadir'in kaba sesi duyuldu. "Burada hışırtı var Ağa! Tam altımda olabilirler!"
Kadir, elindeki bıçağı tütün fidelerinin arasına sokmaya başladı. Ahmet ve Zeynep'in canları burunlarına gelmişti.
Zeynep, hızla karar verdi. Eğer ikisi de kalırsa yakalanacaklardı. Ahmet'in tek başına kaçması için bir şans yaratmalıydı. Bir anlık cesaretle, Ahmet'in elini bıraktı.
"Ne yapıyorsun?" diye fısıldadı Ahmet dehşetle.
"Hayır! Sen kal!" dedi Zeynep, gözlerinde Ahmet'e olan sonsuz sevgisinin kararlılığı vardı. "Sen tarlanın bu kısmında, iyice çömel! Ben seni diğer tarafa doğru çekeceğim!"
Zeynep, hızla vücudunu döndürdü ve Kadir'in aksi istikamette, tarlanın daha derinlerine doğru koşmaya başladı. Koşarken ayağının altındaki çamurlu toprağı ve tütün yapraklarını ezerek olabildiğince gürültü çıkardı.
Ses, İlyas Ağa ve Kadir'in dikkatini anında çekti.
"Kaçıyor! Ses oradan geliyor!" diye bağırdı İlyas Ağa.
Kadir, hemen bıçağını bıraktı ve koşmaya başladı. "Yakalayacağım seni alçak!"
Ahmet, dehşet içinde Zeynep'in sesini duyuyordu. Zeynep, kendi hayatını tehlikeye atarak onu koruyordu. Bütün benliği isyan etti ama Zeynep'in bakışlarındaki kararlılığı hatırladı: Sen kal!
İlyas Ağa, Kadir'in peşinden koşarken tüfeğini havaya kaldırdı. BANG!
Silah sesi, Adıyaman ovasında yankılandı. Ahmet'in kalbi yerinden fırlayacak gibiydi.
"Zeynep!" diye fısıldadı.
Tarlanın Diğer Ucu...
Zeynep, koşarken nefesi kesiliyordu. Arkasında İlyas Ağa'nın koşuş sesini duyuyordu. Ama önemli olan, Ahmet'in onlardan uzaklaşmasıydı.
İlyas Ağa, Zeynep’in peşine düşmüş, tüfeği ile tehditler savuruyordu. Kadir ise Ağa'dan daha hızlıydı ve Zeynep'e yaklaşıyordu.
Zeynep, tarlanın sonunda, patikaya açılan tel örgüye ulaştı. Tel örgünün altından hızla geçerek, karşıdaki daha sık ve çalılık araziye doğru ilerlemeye çalıştı.
"Yakalandın!" diye bağırdı Kadir, Zeynep'in tam arkasından.
Kadir, Zeynep'in kolunu yakalamayı başardı. Zeynep acıyla çığlık attı. Kolunu Kadir'in elinden kurtarmaya çalışırken, Kadir dengesini kaybetti ve ikisi birden çalılıkların içine düştü.
Ahmet'in Hareketi...
Ahmet, tarlanın diğer ucunda, Kadir ve İlyas Ağa'nın seslerinin uzaklaştığını duyunca hemen ayağa kalktı. Seslerin geldiği yöne doğru, ama bu kez daha hızlı, sessiz ve alçak sürünmelerle ilerledi.
Zeynep'in çığlığı, kalbini parçalamıştı. Hemen patikaya doğru koşmaya başladı. Tel örgüyü hızla aşarken, çalılıkların içinden gelen boğuşma seslerini duydu.
Ahmet, oraya ulaştığında, Kadir'in Zeynep'i yerden kaldırmaya çalıştığını gördü. Kadir, öfkeyle Zeynep'e bağırıyordu. İlyas Ağa ise biraz daha geride, nefes nefese onlara yaklaşıyordu.
Ahmet, beklemedi. Elindeki paslı tabancayı Kadir'in başının hemen yanındaki boşluğa doğrulttu.
BANG! BANG!
Ahmet, art arda iki el ateş etti. Kurşunlar, Kadir'in başının hemen yanındaki kayaya isabet etti.
Bu beklenmedik ses, hem Kadir’i hem de İlyas Ağa’yı şoke etti. Kadir, Zeynep'i bıraktı ve elleriyle kulaklarını kapattı. İlyas Ağa ise bir anlık şaşkınlık ve korkuyla durdu. Silah sesinin tarlanın içinden gelmesini beklemiyordu.
Bu anlık tereddüt, Ahmet ve Zeynep için hayat demekti. Ahmet, Zeynep'i kolundan tuttu.
"Gel! Hadi!"
İki genç, çalılıklardan sıyrılıp, tarladan uzaklaşan tozlu yola doğru hızla koşmaya başladılar. Arkalarında İlyas Ağa'nın "Peşlerini bırakmayın!" haykırışı ve Kadir'in öfke dolu sesi kaldı. Kaçışları devam ediyordu, ama artık tütün tarlasının karanlık sırlarından, Adıyaman'ın geniş ve tehlikeli yollarına çıkmışlardı.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL