Gazel Der-Beyân-ı Şarâb-ı Lezîz ü Aşk-ı Âşık
(Leziz Şarap ve Âşık Aşkı Hakkında Gazel)

Fâ'ilâtün Fâ'ilâtün Fâ'ilâtün Fâ'ilün

Sâkiyâ sun cam-ı la’linden o şarâb-ı lezîz,
Ki ola her zerre-i cismim bu meyden pür-remîz.

Düşmüşüz zencîr-i zülfüne bu demlerden berü,
Bir kadâh nûş eyleyüp cânım bulur bir nev’i feyz.

Neş’e-i rengîn ü rûh-bahşınla mest olam tamâm,
Böyle bir câm-ı safâ-vârı cihânda kim bilîz.

Aşk-ı yâr ile gönül bir dem karar etmez meğer,
Ol şarâbın sâde bir katresi derdime ecîz.

Zâhidâ gel gör ki meyhânede sırlar nice çok,
Varlığın keyfiyyetin idrâk eder erbâb-ı tevhîz.

Bu gazel TURHAL'a yâr olsun bu mestânî sözü,
Nûş edip aşkın şarâbın, eylerem kalbimi tîz.

Hüseyin TURHAL
Kısa Açıklamalar:
1. Beyit: Ey saki, sevgilinin yakut (kırmızı) kadehinden o leziz şarabı sun ki, bedenimin her zerresi bu şarapla sır dolu, esrarlı hale gelsin.

2. Beyit: Bu zamandan beri sevgilinin saçlarının zincirine düşmüşüz; bir kadeh içince canım yeni bir bereket ve manevi haz bulur.

3. Beyit: Neşesi renkli ve ruh veren şarabınla tamamen sarhoş olayım. Böylesi safalı bir kadehin kıymetini bu dünyada kim bilebilir?

4. Beyit: Sevgilinin aşkıyla gönül bir an bile rahat durmaz, meğer o şarabın sadece bir damlası derdime deva olsun.

5. Beyit: Ey zahid (dünyadan el çekmiş), gel de gör ki meyhanede ne kadar çok sırlar var; varlığın hakikatini sadece tevhidi (birliği) idrak edenler anlar.

6. Beyit (Mahlas Beyti): Bu mestane (sarhoşça söylenmiş) söz, TURHAL'a yâr olsun. Aşkın şarabını içerek kalbimi keskinleştirir (hazırlar, arındırır) (şair burada mahlasını kullanarak şiirini tamamlıyor).