Bu eser, asırlardır yanlış anlaşılan, ötekileştirilen ve sadece folklorik bir öğe olarak görülen Alevilik inancını, temel bir kimlik ya da etnik aidiyet olarak değil, İslamiyet’in Batınî (içsel), ahla...
Alevi inancının temel direği olan On İki İmamlar Yolu (Bölüm IV), kaçınılmaz olarak Kerbela Olayı'nın etrafında şekillenir. Kerbela, sadece 680 yılında yaşanan tarihsel bir trajedi değil, aynı zamanda Hak ve Batıl (Doğru ve Yanlış), Adalet ve Zulüm arasındaki ezeli ve ebedi mücadelenin sembolüdür. Bu mücadele, iki ana boyutta incelenir: Tarihsel Boyut: Hz. Muhammed’in (S.A.V.) torunu İmam Hüseyin'in, İslamiyet’i yozlaştıran, kişisel hırslarıyla iktidara çöken ve Emevi Hanedanı'nın başındaki Yezid bin Muaviye’ye karşı duruşudur. İmam Hüseyin, canı pahasına gerçek İslam’ın ahlaki özünü savunmuştur. Manevi Boyut: Bu olay, her bir Can’ın (insanın) kendi içinde verdiği manevi mücadelenin de bir yansımasıdır. Kerbela, daima her an kalbimizde yaşanmaktadır. Yezidilik: Dışsal ve İçsel Bir Kötülük Alevi felsefesinde Yezid figürü, sadece tarihi bir zalimden ibaret değildir; o, zulmün, bencilliğin, açgözlülüğün ve inancı kişisel çıkar için kullanmanın bir arketipidir. Yezidilik, bu ahlaki yozlaşmayı temsil eder. Yezidilik, dışsal olarak: Ehli-Beyt’e yapılan zulümde, İmam Hüseyin’in adalet çağrısının bastırılmasında ve iktidar hırsıyla dinin ilkelerinin çiğnenmesinde tecelli etmiştir. Bu dışsal kötülük, tarih boyunca zalim yöneticiler ve inancı çıkar için kullanan herkes tarafından sürdürülmüştür. Yezidilik, içsel olarak (Nefis): Her canın kendi nefsinde barındırdığı kibir, şehvet, tamah (açgözlülük) ve Hakk’ı inkâr etme eğilimidir. Eğer insan, kendi nefsini terbiye edemezse, kalbindeki Yezid’i öldüremezse, kendisi de zulmün ve haksızlığın bir parçası olur. "Kerbela her gün yaşanır; ya Hüseyin’in safında yer alırsın ya da Yezid’in zulmüne ortak olursun." Nefis Muhasebesi: Kendini Bilme Çabası Nefis Muhasebesi, Alevi yolunun en önemli disiplinlerinden biridir. Muhasebe, Arapça'da hesaplaşma, sorgulama anlamına gelir. Alevi can, sürekli olarak kendi içindeki Yezidilik eğilimlerini sorgulamalı, eylemlerini Hakk’ın Rızalığı (Bölüm IX) terazisinde tartmalıdır. Bu muhasebe, Görgü Cem'inde (Bölüm VIII) toplumsal olarak yapılırken; bireysel olarak her canın Dara Durma bilinciyle (Hak huzurunda hesap verme hissi) her an yapması gereken bir eylemdir. Muhasebenin Temel Alanları (Eline, Diline, Beline Atıfla): Kibir ve Enaniyetin (Bencilliğin) Sorgulanması: Nefsin en büyük tuzağı kibirdir. Can, kendinde büyüklük görme eğilimini sürekli sorgulamalıdır. Bütün zulümler, kibirle başlar. Tamah (Açgözlülük) ve Maddi Hırslar: Eline sahip olmak (Bölüm X) ilkesine uyulup uyulmadığı kontrol edilir. Haksız kazanç ve paylaşmama eğilimi, Yezidiliğin temelindendir. Gıybet ve İftira: Diline sahip olmak ilkesi gereği, başkalarının kalbini kırma, onlara iftira atma eğilimleri sorgulanır. Şehvet ve Sorumsuzluk: Beline sahip olmak ilkesine ne kadar uyulduğu, nefsani arzuların kontrolde olup olmadığı sorgulanır. Hüseyin ve Teslimiyetin Manevi Zaferi İmam Hüseyin’in Kerbela’daki duruşu, nefis muhasebesini başarıyla tamamlamış İnsan-ı Kâmil'in zirvesini temsil eder. Hüseyin, maddi güce, kalabalığa ve zalimliğe karşı ilahi aşka, teslimiyete ve adalete olan bağlılığını koymuştur. Alevi canlar, İmam Hüseyin’i anarken, aslında kendi içlerindeki Hüseyin’i (Hakikat sevgisini) güçlendirmeyi ve kendi Yezid’lerini (nefislerinin kötülüğünü) öldürmeyi amaçlarlar. Matem, bu manevi arınma sürecinin en derin ifadesidir. Alevilik, bu nedenle İslam’ın Özü olarak, ibadeti sadece şekilsel emirlerden değil, kişinin kendi içindeki kötülükle mücadelesinden ve zulme karşı direniş ahlakından besleyen bir yoldur. Sonraki Bölümde: Alevi felsefesinin en derin konularından biri olan Enel Hak: Varlık Birliği İnancı (Vahdet-i Vücud) ele alınacaktır.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.