Ege’nin kıyılarında, bir kadının kaçışıyla ateşlenen Truva Savaşı, yıllarca süren kan ve kahramanlıkla tarih yazdı. O savaşın tam ortasında, Ašferun ile Serēa’nın kalpleri buluştu; zorluklar için...
Onuncu yılın sonunda, Yunanlar tahta atı surlara taşıdılar. Truva, o gece rüyasında kendi mezar taşını gördü. Şehir alevlere büründü. Kan, taş, çığlık…
Ašferun, saraya koştu. Serēa’yı arıyordu. Kadınların çoğu kaçırılmıştı. Bazıları saklanmıştı. O, Serēa’nın her gece gittiği tapınağa koştu.
Ve orada buldu onu. Yanık mermerlerin arasında, elleriyle yaralı bir çocuğu sarmalarken…
“Ašferun…” dedi Serēa, gözleri dolu. “Ben buradayım,” dedi o. “Sana geldim.”
Ama tam o sırada, bir Yunan askeri onları fark etti. Mızrağı fırlattı. Ašferun, Serēa’yı siper alarak onu korudu.
Göğsüne saplanan mızrak, onun değil, Serēa’nın feryadını parçaladı.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.