Abuzer ve İmitasyon Hazine
Önsöz
Değerli Okuyucu,
Bu hikâye, bazen en büyük tehlikenin en basit ve en masum görünen yerde gizlendiğini gösteren bir gerçeğe dayanır: İnsan ruhunun saflığına karşı kurulan tuzaklar.
Hepimiz, hayatımızda en az bir kez, kolay yoldan zengin olma hayalini kurmuşuzdur. Bu hayal, bir anda karşınıza çıkan ‘altın fırsat’ ile birleştiğinde, mantık çoğu zaman sessizliğe bürünür. Abuzer’in hikayesi, tam da bu hassas noktada başlıyor. Adıyaman'ın bereketli topraklarında dürüstçe çalışan bu saf köylü, bir uluslararası dolandırıcının ustalıkla sahnelediği bir tiyatronun başrolüne, yani kurban rolüne soyunuyor.
"Abuzer ve İmitasyon Hazine," sadece bir hırsızlık öyküsü değildir. Bu roman, sahteciliğin ne kadar ustaca kurgulanabileceğini, bir insanın umudunun nasıl çalınabileceğini ve adaletin bu karanlık ağlar içinde nasıl ışık bulduğunu anlatıyor. Hikâyenin bir ayağı köyün temiz toprağına basarken, diğer ayağı İstanbul’un lüks rezidanslarına, uluslararası suç şebekelerinin karmaşık finansal izlerine uzanıyor.
Bu eseri kaleme alırken, amacım sadece gerilim dolu bir polis-macera sunmak değildi. Aynı zamanda, Emniyet Müdürü Tayfun karakteri aracılığıyla adaletin soğukkanlı, zeki ve azimli yüzünü göstermek; Abuzer karakteriyle ise, ne kadar büyük bir kayıp yaşanırsa yaşansın, dürüstlüğün ve vicdanın her zaman en büyük zenginlik olarak kaldığını hatırlatmaktı.
Umarım bu 15 bölümlük macera, sizi Abuzer’in yaşadığı şoktan Tayfun’un yürüttüğü uluslararası takibe kadar sürükler ve sonunda, hak edilmiş bir huzurla baş başa bırakır.
Unutmayın: En değerli miras, toprağın altında yatan altın değil, kalbinizde koruduğunuz temizliktir.
Keyifli okumalar dilerim.
Saygılarımla,
Hüseyin TURHAL