Günlük yaşantımızda hepimizin mutlaka stresleri ,üzüntüleri,sevinçleri mutlulukları kaçınılmaz.Ama bunları bir an bir köşeye itelim biracık neşelenelim istedim.Bakın yeni bir yılla gireceğiz bayram sevinçlerini yaşayacağız inşallah.Haydi bu günlere yüzümüzde gülücüklerle girelim,günlük yaşamımızdaki güldüğümüz olayları fıkralarımızı burada paylaşalım,birazcık hayata toz pembe bakalım.Ruhmuzu dinlendirelim,dinlenmiş bir ruh etrafa güzellikler mutluluklar saçar.Haydi başlayalım gülmeye
Erzurumlunun biri büyük bir çukura düşer başlar bağırmaya çimse yokmu çimse yokmu beni kurtaracak çimse yokmu? imdada bir melek yetişir ve derki seni üç şartla oradan çıkarırım bir içkiyi iki kumarı üç karı kız ayağını bırakacan bizim erzurumlu düşünür tekrar başlar bağırmaya başka çimse yokmu? Başka çimse yokmu?
Fadime kumar oynuyormuş.Temel de arada sırada gidip, - Nasıl cidiyor kanaryam ? - Kaypedeyrum.Bir müddet sonra yine, - Nasıl cidiyor cüvercinim ? - Kaypedeyrum. Bu konuşma bülbülüm,serçem diye devam ederken Cemal sormuş, - Neten kuş isimleriyle hitap edeysun? - Kuş peyinlu diyemem ya!
AVCi Bir Amerikali ile Japon safari'ye cikmislar. Her ikisi de son teknolojik silahlarida birbirlerine nazire yapmak icin yanlarina almislar. Derken uzakta bir aslan gorunmus. Amerikali lazer tufegini dogrultmus ve aslana ates etmis. Ama karavana. Hemen Japon uydudan yonlendirmeli tufegini dogrultup ates etmis. Fakat o da karavana. Aslan bizimkileri farkedince uzerlerine dogru gelmeye baslamis. Amerikali bir yudum viski icip aci sonu beklemeye baslamis. Japon hemen botlarini cikarip spor ayakkabilarini giymeye baslamis. Amerikali sormus : -Ne o, aslandan hizli mi kosacaksin ? -Yoo, senden hizli kossam yeter.
Butun TV ve gazeteler yeryuzune uzayli yaratiklarin geldigini ve bunlarin kisa boylu,kollari yerlere kadar uzanan ,kirmizi suratli yaratiklar oldugunu soyluyorlarmis. Birgun TEMEL findik bahcesinde calisirken yan taraftaki caliliklardan bir takim sesler duymus.O tarafa gitmis ve bi bakmis ayni TV lerin tarif ettigi bir yaratik var. -"Ula nesun, kimsun, napaysun?" diye seslenmis. Cevap:
KUSYEMi Bizim Temel birgun elinde bir cantayla havaalanina geliyor. Havaalanindaki guvenlik alanindan gecerken tarama yapan alet alarm veriyor, bunun uzerine guvenlik gorevlisi Temel'e soruyor: - Çantanizda ne var Temel: - Kus yemi var diyor. Gorevli: - O zaman bir daha gecin bakalim diyor ve Temel tekrar geciyor ama alet yine otuyor bunun uzerine gorevli Temel'e cantasini acmasini soyluyor ve Temel cantayi acinca gorevli cantada mucevher, altin, saat gibi degerli seylerin oldugunu goruyor ve Temel'e soruyor: - Hani kus yemi vardi cantada? Temel: - Valla ben bunlari goturup kusun onune koyuyorum ister yer ister yemez...
Eskiler boşuna dememişler bir kahkaha bir kilo pirzolaya bedeldir diye Hepinize şimdiden teşekkür ediyorum güzel dostlarım. bir iki fıkrada ben yazayımda gülümsemelerimize katkım olsun..
Bizim meşhur temel,evine soba kurmaya başlamış,ama sobayı odanın tam ortasına krunnca arkadaşı idris sormuş.
- Ula uşağum haçan habu sobayı neden odanın ortasina koyaysun.Temel idrise cevap verir. - uy idirus merkezi sistem ısınacağum..
TEMEL KÖTÜLÜK
Fadime,Temel'e, - Senun yeruna pi paşkasuyla evlanmemu isterdun,ti mi? - Yoo,pen hiç pi uşağun çötülüğünü istemem..
iki dilenci sohbet ediyormuş "kızını nişanlamışsın hayırlı olsun" "sağolasın" "eee bari damadın işi iyi mi" "ooo çok iyi işi valla kızım rahat edecek" "peki ne iş yapıyor damat" "bankanın önünde dileniyor"
Temel ile Dursun sultanahmette gezinirken bir turist yanlarına gelip bir adres sorar.. İngilizce sorar bizimkiler anlamaz, fransızca, almanca sorar yine anlamazlar; -Ula dursun bi yabancı dil öğrenemedik gitti.. der temel Dursun; -Ula neye yarayacak ki, bak adam üç dil biliyor yinede derdini anlatamıyor..