Son nefesi verirken hastane odasında
Binip kuş kanadına varabilseydim baba
Serçenin gagasında ab-ı hayat tasında
Bir kaç yudum su bari verebilseydim baba
...
Devamını oku »
- Lütfen havlamayı kesermisin Bobo. Şu sağımdaki konağın üst kat penceresinden seslenen hanım efendi ne istiyor anlayayım.
-Yok, yok börek için havlamıyorum Börekçi Baba. Sokağın başında volan şapkalı adamı bakarmısın. Üç ayaklı sehpa üzerinde bulunan tahta kutuya tek gözünü dayamış bize bakıyor. Gidip o adama havlama mı, hırlamamı, dişlerimi gösterip korkutmamı istermisin ! -Sakın, yerinden kıpraşma Bobo. Gördüm o kutuya photograft makinesi deniyormuş. Önüne düşen, görüntü her ne ise aynısını, kutu içinde bulunan sıvıya yatırdığı ipek kağıda düşürüyormuş, öyle dediler. İnsanlar yılar sonra bakıp bakıp, o günlerini anımsayıp mutlu olsunlar diye icat etmişler. - Bobo, volan şapkalı adam galiba görüntümüzü kutusunun içine aldı. Sanırım birazdan kağıt üzerine düşürecek. Sakın havlayayım deme, gidip o adamdan fotograftımızı isteyeyim. - Yani, yıllar sonra bu sokağın sakinleri ve bizi olduğu gibi mi görecekler Börekçi Baba ! Evet Bobo lütfen sakin ol, şimdi hayal dünyamdayım. O fotograft da sende olacaksın ama sesin olmayacak Bobo. ............... Milenyum çağında dört nüfuslu genç bir aile, çocuklarını aralarına almış, albümünde bulunan Börekçi Dedelerinin börek satarken çektirdiği sararmış fotografı seyrediyorlardı. Gaipten bir ses sanki onlar ile konuşuyordu. ...,........... - Bobo haydi, selamlıyalım bizi seyreden torunum, hanımı ve çocuklarını. - Bobo sakın havlayayım deme lütfen, yıllar sonra gördüğüm torunlarımla konuşmama müsade et. - Torunlarım, baktığınız fotoğraft da gülümseyen gözlerimin içine iyi bakın. O volan sapkalı adam, sizin foto yahut paparazi dediğiniz sokak fotoğraftçısı. İyi ki haberimiz olmadan üç bacaklı sehpa üzerinde bulunan takoz makinasıyla, kağıt üzerine doğal halimizi düşürmüş. Onun sayesinde yarım asır geride kalan sokağımızı, beni ve bedavacı Bobo'yu tanımış oldunuz. ...............
Sus havlama Bobo, burası Üsküdar, kağıt penceremizden bizi seyredenler yabancı değiller, onlar torunum hanımı ve çocukları. ...........
, Hey, evlatlarım bendeniz Börekçi Dedeniz . Sırtımda taşıdığım börek sandığımdan, size sıcacık böreğimden versem yermiydiniz der gib bakıyordu. mcicek 100219
...
Devamını oku »
Babalık görevmiş, babalık sevgi,
Hiçbir duygu olmaz,babalık dengi,
Yaşarken anlarmış,insan bu rengi,
Hasrettir,rahmettir,zahmet babalık...
...
Devamını oku »
Asalaklar toplanmış,
Hırsızın,
Baş hırsızın başında,
Gözleri yok,
...
Devamını oku »
Hayırlı bir evlat olasın derdin
Başka bir düşüncem olmadı babam
Hayat gerçeğini önüme serdin
Olmadığın yerler dolmadı babam
...
Devamını oku »
Babalar sırtında, dağlar taşıyor.
Evlat nerden bilsin, neler yaşıyor.
Öyle gün geliyor, bela musibet.
Bir kurşun misali, teğet geçiyor.
...
Devamını oku »
Nerede sana benzeyen birini görsem
Koşup sımsıkı sarılıp ağlamak isterim
Kahrolurum darmadağın olur tüm hislerim
Isıtmaz güneş yüzümü avuçların kadar
Güç kuvvet gurur kokar tüm bedenin
...
Devamını oku »
Bana karışma diyordun evladım
Aklınca arkadaş güvenip durdun
Baba sözü dinlemedin evladım
**
Bin bir nasihat verdim anlamadın
...
Devamını oku »
Bir düşün sadece bir düşün:
Bense bir düş’ ün yasını tutuyorum muallim
...
Devamını oku »
Benimde bir babam vardı, yüzü her an gülümserdi
İçi dışı tam saf kandı, sırrı saklar iletmezdi
Dünyalığa sırt çevirir, hayrı her an özümserdi
Zalime karşı dimdikti, garibe söz söyletmezdi
...
Devamını oku »