"Mert Metin’e bir çöl gecesinde anlatýyordum, o durgundu ..ve baktým ki dolunaydý ama gölgesi yoktu yanýnda...."
Kudüs’te akþam çökerken açýlan avuçlarý ile dokunur gökyüzüne bir Arap bir yahudi hýçkýrýklarýyla döver duvarlarý ve Yakup susar böðründe bir iri kan lekesi bir aðlayan çobaný sürükler daðlara sevdasýný gördüðü bütün kuzulara anlatýr ne zaman açsa avuçlarýnda kuþ cesetleri
en çok akþamlarý kapatýr kendini kalbine ve durur durur mýrýldanýr ; “þu anda uzakdoðu limanlarýnýn birinde bir denizciyi dövdüler çünkü söylediði þarkýlar anlaþýlmamýþtýr..”
çok zaman susardý Yakup böðründe bir iri kan lekesi derdi ki “ yazgýmý daðlara çarpsam daðlar yarýlýr...” ki ben “böðürtlen toplamayan kýzlarý sevme dudaklarýný öpme artýk “ derdim Yakup’a..
oysa, ne cennet ne cehennem yeþil bir vadi kadar güzeldi Yakup’un tek isteði korular boyunca hüzünlü þiirler okumaktý altýn saçlý bir kumral kadýný anlatýyordu her gördüðüne ve melekler ona “ sen yeniden aþýk ol / yeni yýldýzlar sunulacak sana” demiþlerdi üstelik...
ey gölgesinden nefret Yakup, sen de utanma bir köpek gibi içine kývrýl þimdi..
Sosyal Medyada Paylaşın:
Fadıl Oktay Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.