Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Hazal  Karadağ
Hazal Karadağ

Babama Masallar - II

Yorum

Babama Masallar - II

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1384

Okunma

Babama Masallar - II

Babama Masallar - II




Freud’un ‘kız çocukları babalarına aşıktır’ cümlesini onaylarcasına yine sana dokunuyorum içtenliğimle.

Mütercim cümlelere ilişmeden dokunmak istedim bu sabah senden kalan mektuplara.
"evvela selam eder gözlerinden hasretle öperim kızım" diyor ellerinle dokunduğun ilk satırların.Özlemin yüreğini burkan cümleleriyle sıralamışsın bir bir
mülteci kederine denk edip postalamışsın hasretini sepya renkli kırık tebessümünle. "havalar çok sıcak buralarda. dayanılır elbet dayanılır da bu sıcaklığa hasretiniz olmasa"


Dokundukça beyaz kağıda kırıcı bir yalnızlığın gölgesinde zayıflatıyor cümlelerin ruhumu.Mütemadiyen adını giyniyor dudaklarım.Ben ve yokluğun kirpi gibiyiz.
Sokuldukça yanan uzaklaştıkça ürpererek üşüyen!



Hani eve dönüş saatlerinde pencereden akşam sızıyordu ya o vakitler dünya ile aynı yaşta, aynı telaştaydım tüm çocuklarla.Bayram sevinci gibiydi dönüşlerin
basamaklarda duyumsarken soluğunu poşet hışırtılarıyla.Belki pembe değildi sokak kapımız ama serçelerin çığlığı daha özgürdü sanki.


Uzun zaman oldu gelmeyeli sılaya.nedenine gelince,
Ne bileyim işte çocukca istekler ağlaşıyor içimde.
İstiyorum ki kapıyı açan sen ol, istiyorum ki sımsıkı sarıl boynuma.Ellerinden öpmek istiyorum mesela.Bana hiç baş parmağını sallamayan ellerinden.
Mesela anlatmak olan biten ne varsa öğüdünle toparlanmak en sonra.


Baba"M" demek istiyorum mesela.Ne çok yakışıyor M harfi sana bir bilsen.Uzun zaman oldu birlikte gülmüyoruz mesela.
Bir bilsen acını derinlerde yaşasam da ikimiz hiç gitmiyor aklımdan.C/ismini bilmediğim şiir
kayalıklarında apaçık ortadayım nehirler taşarken gözbebeğimden.Küflenmiş ekmek gibi keşkelerim.Ne kadar kısık çıkıyor sesim ,ne kadar hata yapmaktan korkuyorum sen
olmayınca.Muhafazakar bakıyorum hayata sen gibi.Ezberlenmiş cümleler sıralıyorum kendimden kaçarcasına.

Biliyor musun aklımdan çıkmıyor o beyaz gömleğin.Ne denli aykırı ne denli yakışıksızdı sana.Ve sensizliğin ne denli ağır olduğunu öğretti bana.

Kendinden emin uyuyorken çıkından kundağında, ö harfi öyle iğreti durmuştu ki mağrurluğunda.Aldırış etmeden sarıldım sarıldığımca.Umuttu belki de dönüşün adımı sayıklayarak duyularıma.

Bilseydim özlemin bıçak sırtı acısını daha çok daha çok sarılırdım rüzgarla oynaşan teninin soğukluğuna.
Biliyor musun gördüğüm hiç bir adamı benzetmedim sana.Hiç bir kokuyu kokuna değişmedim, hiçbir bakışı yeşiline gözlerinin.
Mustarip bir sükûn kıvrılmış yutağıma.Baktığım her yere öyle uzak öyle yakınsın ki.Tıkanıyor yutkunamıyorum hayratları çalınmış sükûnumuzdan.

Korkuyorum burada.Bu koca kalabalığın ıssız ıslıksız ormanında.

Takvimler arasında gezeli beri cesedinin üzerinden konuşuyor saatler dakikalar.Bize seçilen kaderi solumaktan başka çare varmola!



Yinede sana milyonlarca kez şükranlarım var.Adil olmayı ,zulme karşı koymayı,doğruyu yanlıştan ayırmayı öğrettiğin için.



Akvaryumda yaşamak gibi yaşamaklar var burada balık misali.

Yazık ki hafızamız silmiyor hiçbir şeyi geçmişle hasbihal ağıdımız var şivan dilinden.



Şimdi dokunmak vardı ebruli tenine
şımarmak ak ellerine
yürümek gözlerinin yeşilden köprüsünde
sonra acıklı bir masalın zin’inden nasiplenirken düşlerim
duyularıma dökülse esin bir katre
öksüz rüzgar misali
yanmaya nazır sözcüklerle yemin billahi erirdim
düş damlası olsa da şimdilik ahuzarım
serilirdim gitme diye y/önüne...

gökyüzü karabasan hayal köprülerimde
bir mavi
bir yeşil dökülsen ya fecrime
ömrün ömrüme bu denli sarılmışken
yonta yonta yokluğununun içini hüzzam kaidelerle
sana varan yolları tersinden sendeleyerek yürürken
yoksul yağmurların yaşını biriktirdim avuçlarımda
boylu boyunca yattığın gül ağacına dökeceğim
söz sana pınar olamayacak tek sözüm
derin derin konuşmayacak gözüm
yeter ki sen otur bıraktığın boşlukta
sabrederim illaki karakalem acemi
vurulurum da düşmem gidişinin kurşunlarına ...



Baba "M" şimdi dokunmak vardı nasırlı ellerine
kutlu günlerin 6 yıllık özlemiyle...



Şimdi mektubunla siliyorum ıstırabın yaşını.
Babam kaldırsan ya sözüm yaşını....



Hazal Karadağ




Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Babama masallar - ıı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Babama masallar - ıı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Babama Masallar - II yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Angie
Angie, @semaenci
16.6.2012 23:22:37
10 puan verdi



Tüylerim diken diken. Hani burnu sızlar ya insanın, bir yerden sonra öyle oldum işte. Gözler zaten söz dinlemiyor. Öyle içtensin ki. Öyle iç. Öyle derinden ki kelimelerin. Her bir cümle her bir kelime her bir harf birer el olup okşuyor sanki babanı. Bak yine ürperdim. Okurken çok korktum birden. Ya babamı kaybedersem. Bana yazılmış bir mektubu bile yok elimde. Boğazıma bir yumruk oturttun Hazalım, göğsüme bir ağırlık... Her bir harfine biat ettim. Nesir şiir karışmış tek bir yürek diliydi. Öyle iç. Öyle derin.
Kavurdu yüreğimi sözlerin Hazal.



Zeynep Süberk
Zeynep Süberk, @zeynepsuberk
16.6.2012 11:15:54
Eğer giden, ardında hiç silinmeyecek izler bıraktıysa aslında o hep oradadır. Tutunmuştur yüreğinin kenarına. Bazı izleri asırlar bile silemez. Ne mutludur ki, öyle derin izler bırakan babaların çocuklarıyız. Gitmiş olsanız bile, varlıklarınıza minnettarız sevgili babalarımız.

Hazal'ım, seni seviyorum ve seni sen eden o değerli adama saygılarımı gönderiyorum. Rahat uyusun, ardında bıraktığı izi derinleştiren bir kızı var...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL