(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sevgili kardeş, bu öyküler Kemal Paracıkoğlu imzalıdır, benimle ilgileri yoktur. Kemal, göz rahatsızlığı nedeniyle bilgisayar önünde çokça vakit geçiremediği için ben ufak tefek yardımda bulunmakltan başka bir şey yapmıyorum. Altında benim adım soyadım değil eşimin adı soyadı yazılı yazıları onun yazmadığını iddia etmek, inşallah görmez, çok ağrına gidecektir. Selamlar
Hocam,82 Erzurum,92 Erzincan depreminden iki defa kıl payı kurtulmuş birisi olarak yazında anılarım tazelendi...Harika anlatmışsın...Ayrıca Halil Sezai Gardaşıma hayırlı bol başarılar dilerim...selamlar
Olay aynı olay...Yani 1999 Depremi. İki kişinin taşadıkları..Duyguları, hissettikleri. Önce erkeğin ağzından dinledik. İçler yakan bir hikayeydi. Kadının ağzından dinlediğimiz kısım da bir o kadar yürek yaktı. Ama öyle büyük bir sarsıntıdan yaralı da olsa dim dik çıkabilmekti önemli olan. Bu başarılmış. Bundan sonra artık mazdide yaşanalrı unutmadan ama hep geleceğe daha güzel bakarak yola devam etmek gerekiyor. Taa ki o yol bitinceye kadar. Ne zaman, nerede, nasıl biteceği belli olmaz tabii ki ama dünyaya yeniden gelmiş gibi hep ileriye güzel bakarak yürümeli o yolu.
Bu arada Halil Sezai'yi can-ı gönülden kutluyorum. Ona çok çok selam ve muhabbetlerimi iletin.
Kemal ve Nurten ikilisini çok seviyorum...Allah'a emanet olun.
Sami hocam, bu Kemal'in yazdığı çok uzun bir öyküden seçilip yayına verdiğimiz bir üçlemenin ikici bölümüydü. 1.Bölümü, köpeklerin namusu, ikincisi Depremin GÜL anlatımı, üçüncüsü Ömer anlatımı şeklinde... Hikayenin aslında deprem bir dönüşüm olarak kullanılıyor, yani depremden önce yaşanan olumsuzluklara karşın depremden sonra o hataların telafisi ile ilgili çabalar ele alınıyor... Saygıyla
Sakarya depreminde iki ay çalıştım. Tuvalet temizledim,çöp topladım,yemek dağıttım,patates soğan soydum. O yıkıntılar arasında oyuncak bebekler gördüm bir ayağı kopmuş. İnsanlar başı öne düşmüş. Çok büyük felaketti. İstanbula geldiğimde bir mahallede yıkılan bir binaya yardıma gitti. Koca apartman körük gibi kapanmıştı. Eskişehirdeki apartman gibi. Saygı ile değerli Kemnur ...
O BİNANIN MÜTEAHHİTİ, TAM DA MAVİ YOLCULUK ESNASINDA YAKALANARAK GÖZALTINA ALINMIŞTI... DÜŞÜNEBİLİYOR MUSUNUZ? YAPTIĞI BİNA DA 59 KİŞİ ÖLMÜŞ, ADAM BİLİYOR BUNU, DUYMUŞ VE MAVİ YOLCULUKTA TATİLDE... İFADESİNDE DE AYNEN ŞUNU DEMİŞ: "UCUZ ETİN YAHNİSİ..."::)SİZİN GİBİ BİR ÖRNEĞİN ÖNÜNDE SAYGI İLE EĞİLİYORUM... SAYGILAR KOMUTANIM.
keyifle okuduğum bu yazının fotoğrafını görmemiştim, 29 Temmuz 2011 konserinden, ben de oradayım :) Nurten teyze ile tanışmamızdan 7gün sonra.. ne güzel geçti zaman o günden bu güne...
Öncelikle çok geçmiş olsun.Yürekteki depremi unutturmuş gerçek deprem. Çoook uzaklara gittim.. İnşallah Ömer' de ölmez başkalarıda.. Kutlarım efendim, saygımla.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.