O değil de;

Hanımlar! Yaz geldi çiçek açtı... İki beden küçüldünüz mü, saçınıza röfle yaptırdınız mı, topuklu topuksuz ayakkabı, çanta, şapka, incik boncuk, gözlük, terlik aldınız mı?

Mayo bikini tanga ne varsa her renkten her modelden günde en az üç kez değiştirilecek şekilde temin ettiniz mi?

Birbirinden şık plaj kıyafetleriniz, akşam için abiye kıyafetleriniz hazır mı?

Her şarkıdan bir kuple ezberlediniz mi... her danstan bir hareket kaptınız mı?

En önemlisi de trend neresi, nerde kimlerle tatil yapacağınıza karar verdiniz mi?

Öölee boş boş baktığınıza göre, bu saydıklarımın yarısını bile yapmamışsınız. Ee o halde ne demeye adamın başını tatil de tatil diye yiyorsunuz!

Aslında adam milletine de acımamak lazım. Tatil deyince akıllarına ilk gelen şey, ilkel savaş aletleriyle balık katliamı yapmak.

Temsil zıpkın... çok tehlikeli bi alet.

Bizim yeğene, ’yapma çocum evladım, oynama böle tehlikeli şeylerle, balıkları korkutacaksın!’ dedim,

- e tatile gidiyorum teyzecim dedi...

O değil de;

Tatilin en pis tarafı, hiç istemediğin biriyle orada karşılaşmak. Bu durumu önlemek için Seyşel Adasını öneriyorum.

Ben dedim diye oralara gidip köpekbalıklarına yem olmayasınız . Sonra da gelip benim başımın etini yemeyesiniz!

Dikkat edin kendinize. Tek parça halinde gelmeye gayret edin!

Giderken ördekli can simidinizi yanınıza almayı da unutmayın.

O değil de;

Dikkat etmeniz gereken diğer bir husus;

havuzda içki içmeyin!

Bazılarınız içmeyi bilmiyorsunuz sonra havuza kusuyorsunuz... iğrençleşiyorsunuz. Pisler!

Zaten güzelim deniz dururken havuza neden girersiniz hiç anlamam...

O değil de;

Bakın bu şaka değil... harbiden değil.. yeminle...

Giderken cep telefonlarınızı evde unutun ve numaraları da hatırlamayın...

Benden söylemesi.

He bide,

Bol bol fotoğraf çekmeyi unutmayın. Yoksa döndüğünüzde eşe dosta ne gösterceksiniz...

O değil de;

Hadi iyi tatiller...