Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
atalay120
atalay120

Ben Kimim ? -1-

Yorum

Ben Kimim ? -1-

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1166

Okunma

Ben Kimim ? -1-

Anlamını kavrayamadığımız, kavramak içinde pek fazla sorup soruşturmadan yaşadığımız bir hayatın içerisindeyiz. Maraton bir düzenin stresli bir mücadelesinde rol alanlar olarak bu sıkıntı, stres ve mücadelenin içinde düşünmeye fırsat bile bulamayacak kadar aciz ve zavallıyız. Elektronik dünya ve fantastik kelimelerle donatılmış edebi yazı toplulukları bizlere anlamını kavrayamadığımız ve her şeyi içerisinde barındırıp yaşadığımız hayatı sıradanlaştırmış. Belki de aramızda "ben kimim?" sorusunu sormayanlarımız bile vardır. Çok basit gibi görünen fakat zor bir sorudur. İlk filozofların sordukları sorulardan biridir bu soru. İnsanlık var olduğundan beri sorulagelmiş ve hatta kimilerimizin şuan günümüzde bile sorduğu cevaplı ama cevapsız sorulardan biridir.

Ben kimim? Sorusunu ilkel dönemin insanları sorarlarken kendilerini bu soruya doğrudan değil de dolaylı yoldan katmışlardır. Kendi olmalarını bir başka nedene ( doğaüstü bir güce) bağlamışlardır. İlk önce kendilerini yaratanı düşünmüşler, o zamanın ilkel düşüncesi ve bakış açısıyla da güçlü nitelikleri bu yaratanla ya da yaratanlarla bütünleştirmişlerdir. Yaratanı düşünceleriyle oluşturduklarında kendi mantıklarını kullanarak kendi yaratılış nedenlerini bulmaya çalışmışlar ve meraklarını tatmin etmişlerdir.

Daha sonra monoteizm ( tek tanrıcılık) baş göstermiş ve şuan günümüzde birçoğumuzun sorgusuz sualsiz sadece inandığı gerçek yaratan tarafından indirilen kutsal kitaplar sırasıyla inmeye başlamıştır. İşte altını çizmiş olduğum bu tamlama bizim ilgileneceğimiz ve üzerinde düşüneceğimiz konunun ta kendisidir. Bilmeden inanmak, sorgulamadan inanmak ve mantığını kavramadan inanmak sorgusuz sualsiz sadece inanmanın kendisidir.
Osmanlı dönemi ve Türkler ’in İslam ile tanıştıkları dönemde Kur’an Arapçaydı. Arapça bilenler tarafından sadece anlaşılabilirdi. Kur’an Arapçadan Türkçeye Türkiye Cumhuriyeti dönemine kadar çevrilmemiştir. Atatürk, Kur’an-ı Kerim’in daha iyi anlaşılması için dönemin Diyanet İşleri Bakanlığı’na Kur’an-ı Türkçe’ ye çevirttirmiştir. Atatürk, Müslümanlar arasında hem nüfus hem de yeryüzüne yayılış açısından çok büyük yer kaplayan Türkler için Kur’an’ ın Türkçeye çevrilmesi gerektiğini şöyle dile getirmiştir:

“Kur’an-ı Arapça okuyamazlar. Oysa şimdiye kadar (halkın kavrayabileceği düzeyde) Kur’an-ı Kerim Türkçeye çevrilmemiştir. Bunun başlıca nedeni, dünyadaki bütün Müslümanların başına geçerek bu ana kadar bu dini inananlarının büyük bir görkemle itibar kazanmasına hizmet etmiş olan Türklerin, İslam dinine duydukları özel yakınlıklarından dolayı Türkçeye çevrilmesinde olabilecek hatalardan korkmalarıdır. Oysa zamanımızda bu gibi görüşlere tahammül yoktur. Çünkü dünyada hatadan tamamen yoksun bir şey yapılamayacağı bilimsel bir gerçektir. Böyle olası bir hata endişesinden dolayı, Kur’an’ı anlamadığı bu Arap diliyle tamamen ezberleyecek düzeyde dinine âşık olan Türk Milletinin, kutsal kitabın bu yüce anlamını istediği gibi anlayabilmekten yoksun bırakmak doğru değildir.”

İnsan doğası gereği bilmek ister. Bunun için sorgular ve araştırır. Bu sorgulama ve araştırma eylemi insanı bilgisizlikten mahrum bırakır. Araştırdıkça ve öğrendikçe bireyin bilme arzusu daha da filizlenir. Bu arzu ile insanlar daha iyi bilebilmek için bilimi icat etmişlerdir. Bilim iman için bir yoldur. Hz. Muhammed (s.a.v): “ İlim Çin’de de olsa gidip alınız.” buyurması bunun bir delilidir.

Devamı gelecektir... :)))

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ben kimim ? -1- Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ben kimim ? -1- yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ben Kimim ? -1- yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
sareyaprak
sareyaprak, @sareyaprak
10.5.2012 06:53:08
Oooo çok sert süper bir yazı seni burda görmek ne güzel takipteyim.....
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL