Şu günlerde ülkemizde yaşanan kaos tarihimizin kalıntılarını ve olmazsa olmazlarını rencide etmeye başladı.
Türbanla başlayan kaos halen bitmek bilmiyor. Türk kadının her yerde ve herzaman kullandığı başortü kılık değiştirtilerek Türban adı altında siyasi oyunlara alet edilmeye başlandı ve sona doğru gelindi çok şükür. Fakat bu tutum ve davranış o meşhur türk anasını (kadınını) hangi tehlikelere gebe bırakacağı aşikar.
Hiç kimse kimsenin yakın geçmişe kadar çok abesle iştikal etmediği sürece ne baş örtüsüne nede başka giysisine müdahele söz konusu olmadı. Cumhuriyet dönemine geçişten sonra Mustafa Kemal Atatürk’ün dini kuralları zedelemeden ona zarar vermeden devrimler gerçekleştirmiş ve uygulanmıştır. Bunlar yasalarla belirlendiği halde türban konusu ağırlıklı gündem haline getirilerek şimdide başka devrimlerin yerle bir edilme tehlikesi ile karşı karşıyayız.
Bu girişimleri kim neden yapıyor, içinden çıkamdığımızda dış güçler deyip geçiveriyoruz. Halbuki esas mimarları kendi içimizde ve rejime dayalı ticari, siyasi çabanın bir üzürünü olarak maalesef karşımıza çıkıyor.
Bir zamalar aynaya gavur icadı diye bakmayanlar, arabaya, uçağa gavur icadı diyenler, fotofrafı günah sayanlar, Cumhuriyeti beğenmeyenler V.s şimdi bunların hepsindende çok mukemmel bir şekilde yararlanabiliyor, hatta güç gösterisi olarak kullanabiliyor. Daha yetmedi vatandaş toprağını satmak için artık yerli müşteriyide beğenmiyor, yerli aracılarla dışarıdan insanlara arazi satılmaya başlanması da dikkat çekenler arasında bulunuyor.
Hele son günlerde tarihi mezarlar, yerleşim yerleri, yatır diye adlandırdığımız şifa ve dertlere çare aranan yerlerde yine bu kişi yada kişiler tarafından talanların başlaması da ayrı bir soru işaretin beraberinde getiriyor.
Bu işi yapanlara baktığınızda bu yatırların çoğunu alevi dedeleri olduğu için dışlamaya çalışanların yanında işine geldiğinde buralardan medet umanlar, kırathaneye gidene günahkar olarak bakanlar, din eksenli partiye oy vermeyenleri müslüman olmamakla suçlayanlar, başını örtmeyenlere başka gözle bakanlar v.s. Şimdide sponsorluk yapıp define avcılığı yaptıkları duyumları geliyor.
Yani tarimizin altıda üstüde talan edilmeye başlandı. Dünya malına bu kadar tamah kime ne kazandırdı kimlere neler kaybettirdi, artık bu rüyadan uyanmanın zamanı geldide gçiyor bile. Lütfen tarihimizi siyasi çıkar ve menfi ilişkilere dayandırarak onun arkasına gizlenerek alet olmaktan ve bu bencillikten kurtulmamız gerekiyor. Aksi taktirde yarın çok geç olabilir.
Dini değermlerimizi, Cumhuriyetin kurcusu Mustafa Kemal Atatürk’ü, Bayrağımızı yani öz değerlerimizi bu denli yıpratarak kimin için neden yaptığmıza iyi bakalım.
Sosyal devlet olarak kurulmuş, kültür zengini, doğal kaynağı en bol olan ülkemizi aç kurtlara kaptırmayalım ve tarihimize sahip çıkalım saygıda kusur etmeyelim. Tarihimiz şanla şöhretle kazanılmış bir tarihtir unutmayalım.