Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
asran
asran

İSTANBUL YAZILARI/ İSTİKLÂL CADDESİ

Yorum

İSTANBUL YAZILARI/ İSTİKLÂL CADDESİ

6

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

5078

Okunma

İSTANBUL YAZILARI/ İSTİKLÂL CADDESİ

Uzun zamandır muradımdı, gizlini saklını dolaşabilmek. Uzun zaman bekletirler hep beni kudret sahibi olanlar. Her ne istesem önce bekletirler bitimsiz zamanlarda. Hep vazgeçtiğim zamanlara, getirip koyarlar önüme altın tepsilerde. Bu sebeple isteyip de verilmemiştir diyebileceğim hiçbir şey yoktur dünyalık. Tüm hazırlıksız oluşuma inat sabrederim verilenin kıymetini bilebilmek için. Yine aynıyla vaki bir lütfun içerisinden geliyorum.

İstanbul… Yollarını sevdim sana gelirken. Her satırını doya doya sakladım içime. Geceye değil güne sakladım sana gelen yolları ve senden döndüğüm zamanları. Akşamın ilk karanlıklarını kaydettim bu defa senli hayallerimin içerisine.

Şenlikli, reklâm arası hayatları görmek için, İstiklal caddesinin koynuna sokuldum, Taksim tarafından. Işıklar, pırıltılar, gülen insanlar, yol kenarlarında durup kemençe çalanlar ve şarkı söyleyenler… Herkes bir başka notanın bacağından tutmuş belki de hayatlarının bir gecesini teslim ediyor geceye. İstiklal caddesi aklı baştan alacak kadar güzel bu gece.

İnsanlar… Yanımızda yürüyenler, hızla yanımızdan geçenler, arkamızdan gelenler. Ve bize doğru yürüyenler, sağa sola bulduğumuz boşluklarından geçip gittiğimiz.

Restore edilen bir binanın dışına kurulan iskelesi altında, kat kat giyinip elini yüzünü giysilerin içerisine gömen biri var. Kadın olduğunu tahmin ettiğim bir evsiz oturup kalmış. Gelip gidenlerin gözlerinde, bir anlık bir görüntü olarak kalıyor. Kimse rahatsız etmiyor, kimseyi rahatsız etmiyor bu yalnızlık ve yoksulluk. Sokağın gürültüsüne, gelip geçenlerine aldırmıyor. Birileri para karşılığı bir gece satın alacak istiklal caddesinin barlarından. O ise, paradan ve dünyadan soyunup, fukaralığı giyinmiş sıkı sıkıya. Soğuktan korunmaktan başka bir derdi yok. Kıpırtısız ve dimdik sırtıyla otururken uyukluyor. Ne gelip geçen insanları umursuyor ne de İstiklalin satılık mutluluklarını. Bir göz kırpımı hayatın, bir göz kırpımlık hırpani evsizinde kim bilir ne çok hikâye birikmiştir.

Caddeyle birleşen dar sokakların her biri, kendine çekmek istiyor geçip gidenleri. "Beni seçin" der gibi, birbirine karışan yüksek volümlü şarkılar birbirine karışıyor. Hava çoktan üşümüş. Malum aylardan ocak, mevsimlerden kış. Ama bir iyilik yapmış İstanbul, bildik kışlar kadar soğuk değil bu gece. Arnavut kaldırımları “kaldırma başını yukarıya” diye inatlaşıyor. Etrafı izlemek müşkül bu caddede. Her an sırasını bozan bir taşın sıra dışı yükselişini fark edemeyip, tökezleyebilir ve hatta düşebilir insan. Hayatın ortasında düşenin dostu yokken, İstiklal Caddesinin gecesinde dost bulması imkânsız olacaktır.

Burası istiklal caddesi, buranın girişinde merhametler, öğrenilen tüm değerler bırakılır. Cesaretle yürünür cadde boyu, var olması mümkün olmayan şaşalı hayatında. Dertler, sıkıntılar, gecenin yollarında bir yerlerde unutulur.

İstiklal Caddesi ziyaretçilerinin yüzleri gülmeye başlıyor, caddenin daha başlarında. İçlerinde sakladıkları çocuklar çıkıyor yaramazlık yapmak için, usul usul. Bu güne kadar yapılmayan her ne varsa hep birlikte dağılıyorlar, gecenin karanlığında. Debdebeli bir hayat başlıyor akşamdan sonra İstiklal Caddesinde. Lale Devrine küfredenler Laleli ışıkların altında yürüyor elbette. Gündüzün ihtilalcileri, sahip oldukları tüm ideolojilerini soyunuyorlar cadde başında. Taksimin bittiği yerde başlıyor İstiklal Caddesi.

Kılıklı kılıksız yüzlerce insan beğendikleri sokakların içlerinde saklı duran barlara sığınıyor birer birer soğuktan. Üst katında türkü dinleyenler alt katında rock barlarda dans edenler… İlle de loş ışıklar. Unutulan kimlikler. Ve kavga etmeyi bıraktığım şeytan, gecenin karanlığını, loş sokakları ve kuytuları sevmeye devam ediyor.

Hiç sevmediğim halde, limon sodalı bir İstiklal Caddesi misafiriyim bu gece. İstiklal Caddesinin merak ettiğim o lale devri ışıklarının altında gülümserken biriken diğer bir konuğu oluyorum bu kış gecesinde. Soğuk alabildiğine içime işliyor ve ayaklarımın izin verdiği yere kadar yürüyorum dört turlu sokak aralarında.

İstiklal Caddesi... Lale Devrinden kalan bir debdebeyi hala içinde yaşatıyor. İstanbul’un kalbi bu gecede atmaya devam ediyor.




Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
İstanbul yazıları/ istiklâl caddesi Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz İstanbul yazıları/ istiklâl caddesi yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İSTANBUL YAZILARI/ İSTİKLÂL CADDESİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
binyıl
binyıl, @binyil
29.1.2008 18:47:55
:))
hey allahım ya...yukarısı türk bar , aşagısı rock yapan gençler...birde şey vardı lap danscılar....


tavlada yenilen biri daha olmalıydı gibi.....:)



sevgiyle kal ustam....

güzel di...alabildiğine güzel...
AyşegülTezcan
AyşegülTezcan, @aysegultezcan
24.1.2008 22:38:00
İstanbul'u özlemişim...

Gezdim dolaştım sayenizde hüzünlerle kol kola girerek düşümde hayatın acı gerçekleriyle bir kez daha yaşadım İstanbul'u...

Tekrar söylüyorum bu kalemi seviyorum...
evrensel
evrensel, @evrensel
24.1.2008 20:51:59
10 puan verdi
yokluğum hiç acıtmadı kendi içimi...
içindeydim...

görüyorum yüreğiniz sımsıcak ısınmış...(((:

daha nelere kadir o sakaklar ....yediğin içtiğin senin ..hele anlat bakalım yaşadıklarını...
TUYSAL
TUYSAL, @tuysal
24.1.2008 20:06:22
"Birileri para karşılığı bir gece satın alacak istiklal caddesinin barlarından. O ise, paradan ve dünyadan soyunup, fukaralığı giyinmiş sıkı sıkıya. Soğuktan korunmaktan başka bir derdi yok. Kıpırtısız ve dimdik sırtıyla otururken uyukluyor. Ne gelip geçen insanları umursuyor ne de İstiklalin satılık mutluluklarını. Bir göz kırpımı hayatın, bir göz kırpımlık hırpani evsizinde kim bilir ne çok hikâye birikmiştir.

Memleketimden insan manzaraları anlatan değerli yazınızı beğeniyle okudum. Saygılar.
beyzade
beyzade, @beyzade
24.1.2008 09:35:39
ahhh istanbulum ahhhhhhhhhhhhhhhhhhh...
teşekkürler...
Otranto
Otranto, @otranto
24.1.2008 02:32:37
10 puan verdi


Hadi hadi sabahcılar sizi. Gezin durun sonra da İstanbul soğuk diye kulp uydurun. Benim şehrim sonraları ısıtır insanı:):)

Tebriğim ve sevgimle.

...





© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL