Çocuklar Ölmesin
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
İnsanoğlu tuhaf bir varlık. Yaşadığımız dünyayı kendi çevremizden ibaret zannediyoruz. Gelişen teknoloji sayesinde dünya, elimizdeki kumandanın veya klavyemizin bir tuşu kadar küçülmüş, bilgiye ulaşmak bir tık kadar yakın hale gelmiş olmasına rağmen duyarsızlığımızın aynı oranda artmış olması en hafif tabiri ile ürkütücüdür. Emperyalist güçlerin insanları tüketim toplumu haline getirip, eften püften sebeplerle dünyanın çeşitli bölgelerini yangın yerine çevirmesini büyük bir duyarsızlıkla izliyoruz. Birbirinin kanına susamış insan görüntüleri, evini yurdunu kaybetmiş insan manzaraları, ana babasız kalmış çocuk görüntüleri artık vakayı adiyeden sayılıyor. Oysa o çocuklar ki masumiyetin simgesi, tek suçları yaşadıkları coğrafyanın mahkumu olmak. O çocukların gözlerine bakarken insanlığımızdan utanmıyor, kafamızı rahatça yastığımıza koyabiliyorsak söylenecek fazla söz kalmamış demektir.
Yakın geçmişte Bosna’da, günümüzde Irak, Afganistan, Suriye ve Afrika’da yaşanan savaşlar… Görüntüler hep aynı. Gözü yaşlı, endişeli çocuklar. Diğer tarafta elindeki ile yetinmesini bilmeyen, hep daha fazlasını isteyen duyarsız insanlar… Bosna savaşında henüz dört yaşında ölümün soğuk yüzünü gören minik kız çocuğunun annesine sorduğu soru; “Askerler çocukları küçük mermi ile öldürürler değil mi anne?” Hadi kolaysa bir an için kendinizi o annenin yerine koyun bakalım. Eğer boğazınıza bir şeyler düğümlenmediyse, tüyleriniz diken diken olmadıysa sözün bittiği yerdesiniz demektir. Yaşamla ölüm arasındaki ince çizginin üzerinde sorulan bu soru, insan olan için binlerce sayfa kitaba bedel değil midir? Bana dokunmayan yılan bin yaşasın zihniyetindeyseniz eğer, gün gelir o yılan sizi de ısırır. Hangi din, dil ve ırk’tan olursak olalım, başkalarının derdini yüreğimizde hissettiğimiz kadar insanız.
Bir de çocukları istismar eden, taciz ve tecavüz eden, hak etmediği muameleleri reva gören mahlûkat var. Bu da yetmezmiş gibi suçlular hakkında adaletin verdiği akıl almaz kararlar… Bebekleri ile oynama çağındaki anneler, sokaklarda dilendirilen minik yavrular. Hepsi bizim evlatlarımız, hepsi geleceğimiz.
İyi de biz ne yapalım? Benim gücüm bu gidişatı durdurmaya yetmez diye mi düşünüyorsunuz. Karıncanın sidiğinin okyanusa faydası vardır. Karanlığa küfretmek yerine bir mum da siz yakmayı düşündünüz mü? En basitinden bir akşam televizyonunuzu kapatıp ailenizle bu konuları konuşup, çocuklarınızı internet ortamındaki, insan öldürdükçe güçlenilip puan kazanılan oyunlardan uzaklaştırmaya çalışmakla başlayabilirsiniz. Belki bir gün çocuk esirgeme kurumu veya yaşlılar evini dahi ziyaret edebilirsiniz. Hatta belki bir gün çevrenize bakıp, fakir bir kenar mahalle okuluna gidip, yöneticilerinden nelere ihtiyaçları olduğunu öğrenip arkadaşlarınıza aktararak herkesin bir paket sigara parası vererek güzel bir işe katkıda bulunmalarını sağlayabilirsiniz. Eee ne olacak bunları yaparsak savaşlar duracak mı? Durmayacak elbet, ama insani değerlerle bezenmiş duyarlı nesiller yetiştikçe dünya daha yaşanası hale gelecek. Buna emin olun.
Denizyıldızı hikâyesini duymuşsunuzdur. Okyanus kıyısında suların çekilmesi sonucu kumlar üzerinde kalan ve güneş yükselince kuruyup ölecek olan denizyıldızlarını tek tek alıp denize atan adama sorarlar; “Neden bunu yapıyorsun ki, binlerce yıldız var. Ne fark eder?” Adam yerden bir yıldız alarak denize fırlatır ve “Bunun için fark etti” der.
Lütfen küçük bir adımı esirgemeyin. Çocuklar ölmesin, şekerde yiyebilsinler diye…
YORUMLAR
Cok begendim yazinizi. Iyiki gune dusmussunuz de okumusum.Olaylari sadece aktarmayi degil en basit sekilde cozumleme fikriniz benim icin cok degerli.Dunyanin her yerinde, yer yerinden oynuyorda biz sadece sadece kendi deprem siddetimizi hissediyoruz.Oysa bu zamanda artik ne cografyanin ne de milliyetciligin bile yarinlarda erisemeyecegi bir yer var. Ne icin yasiyoruz ve kimin icin cevabinda nelerde gizli degil mi?Bana her hangi bir cocuk bile sormus olsa sizin sorunuzu, su an paylastigimiz gokyuzunde ona ne cevap verebilirdim bilemiyorum.Duyarli yureginize ve ruhunuza saglik.Saygilarimla.
VarolT
Bu sitede bulunmamızın amacı, yüreğimizin derinliklerinde yaşattıklarımızı şiir, öykü, hikaye ve makale olarak kağıda dökmek ve paylaşmaktan ibaret. Bir de sizler gibi değerli dostlarımızın yorumları ile duygularını paylaştığını görmek büyük onur.
İnsan olmak adına yapmamız gerekenler illa büyük çaplı işler olmak zorunda değil. Sıcak yaz günlerinde sokak hayvanlarının içmesi için bir kap su koymak, soğuk kış günlerinde kuşlar için bir köşeye ekmek kırıntıları bırakmak ve en önemlisi çocuklarımıza, eşimize, dostumuza bu duyguları aşılamak bile büyük işlerdir bence. İnsanı sevmek hayvanı sevmekle başlar. Sokakta hayvanlara eziyet eden bir çocuk görürseniz eğer, biliniz ki ileride eline fırsat geçtiğinde insanlara da eziyet etmekten çekinmeyecektir.
Aslında aynı duyguları farklı kelimelerle ifade ediyoruz. Bu yazımın günün yazısı olarak seçilmesi de, siz dostlarımdan gelen güzel yorumlar da benim için sürpriz oldu. Yazma konusunda iddialı değilim ama aldığım tepkilerden memnuniyetimi de ifade etmek zorundayım.
Güzel yorumunuz ve katkılarınızdan dolayı şükranlarımı arz ediyorum.
Saygılarımla,
Görmedim, duymadım, bilmiyorum... diyenlerden değil bu kalem...
Duyarlılığıyla adeta çırpınıp duruyor "Bir denizyıldızı da atılsa denize yeter" der gibi...
Ama kaçımız okuduğumuzun arkasında duruyoruz ki... Hangi acıları iki günde unutmuyoruz ki insanlık adına... Savaşları da unutuyoruz, depremleri de... Açları ve o korumasız çocukları da...
Evet, zaman "Bana karışmayan yılan bin yaşasın" zamanıdır ve çıkarların...
Duyarlı yüreğinize selam ile, kutladım.
Saygılar.
VarolT
Maalesef en büyük sorunumuz hafızamızın zayıflığı. İçimizde iyilik ve kötülük sürekli mücadele halinde. Bazen bir kıvılcım yetiyor içimizdeki iyiliği ortaya çıkarmaya...
Beğenmenize sevindim,
saygılarımla...
Çok duyarlı bir kalem.Yüreğinize sağlık. Ve deniz yıldızı hikayesini yeniden hatırlamak... Birisi ve ya birileri için mutlaka bişey fark edecektir umuduyla adımlar atmak... Kaleminiz her daim yazsın dilerim.SAYGILAR!
VarolT
Nazik yorumunuz için çok teşekkür ederim. En uzun koşular bir adımla başlar...
Saygılarımla,
Bosna savaşında henüz dört yaşında ölümün soğuk yüzünü gören minik kız çocuğunun annesine sorduğu soru; “Askerler çocukları küçük mermi ile öldürürler değil mi anne?”
Burası tokat gibi çarpıyor vicdanımıza.
Bu anlamlı gün seçkisini ve onun kıymetli yazarını tebrik ederim.
Saygılarımla
VarolT
Yazının çıkış noktası bu cümleydi zaten. İlk duyduğum andan beri boğazımda bir yumru gibi duruyor. İnsan olupta bu sorudan etkilenmemek mümkün mü?
Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim, iyi ki varsınız, iyi ki buradasınız...
VarolT
Çok teşekkür ederim, okumanız ve yorumlama nezaketiniz için...
Saygılarımla,
bu sayfaya uğramakla çok şeyler kazandım.... yazı muhteşem kalem kavi...günede çok yakışmış saygılar
VarolT
Yazımı okuyup bir de yorum yazma lütfunda bulunduğunuz için şükranlarımı arz ediyorum. Beğenmeniz benim için büyük onur.
Saygılarımla,
Öncelikle kaleminizi tebrik eder, daha sonra sayfaya gecikmişliğim yüzünden özür dilerim.
Makale 1. Seçilince şöyle diğer yazılara da göz atma ihtiyacı duydum.
Yazar çok iyi bir kaleme sahip, ama markasının ne olduğu belli değil.
Yazarlığa sebep. Babasının ölümü ve çocuk yaşta bu yükü kaldıramayışı,
Yazarın yazdığı yazılarda; hep evlat ve baba ilişkileri var. Bir çok ilişkisini evlatlarıyla güzel bitirmiş, devam eden ilişkilerin de güzel biteceğine söz verir gibi adeta dip not yazılar. ve Şikayetler var uzaktan uzaktan yitik babayla, akrabalarla, okurla sohbet eder gibi.
Gülümser gibi göstermeye çalışır gibi yüzünü...
Sahi... Babanızın yapamadığını, yani yanınızda olmadığı için yapamadığını kızlarınıza mükemmel bir şekilde yapabilmenin gururunla kendinizi ödüllendirmek... TEBRİK EDERİM.
VarolT
Evet, babasız büyümek içimde büyük bir sızıymış. Bunu en çok baba olunca anladım. İçimdeki bu boşluğuda kızlarımla doldurmaya çalıştım.
Beyaz sayfalara döktüğümüz duygu ve düşüncelerin başka gönüllerde dönüştüğü duyguları görmek çok güzel.
Çok teşekkür ederim.
Saygılarımla,
Davidoff
Bütün üye arkadaşlarıma " BİSİKLET" isimli yazınızı okumalarını tavsiye ederim.
SAYGIMLA.