Yola devam ediyoruz.
Karlı dağları görmek ayrı ,eriyen karlardan olan dereciklerse ,ayrı güzel.
Van gölü göründü. Ve nasip olursa çepeçevre dolaşacağız.Nemrut dağı karşımıza geçti tüm ihtişamı ve güzelliği ile,bembeyaz tepesi gelin gibi,ve hava öyle güzel ki sanki bir hafta önce buraya karın yağdığına inanamıyor.Döne döne kıvrım kıvrım gölü dolaşıyoruz.
Yer yer köyler var yine kerpiçten .Güzel bir yapıdan geçtik kerpiç evlerin yanında saray gibi geldi.Yatılı ilk okulmuş.
Yolumuz dağların arasından.Kar suları dere olmuş nerede yer buldu ise oradan akıp gidiyor.
Gün ışığı ve yeşillikler arasından elmaslar gibi parlıyor. Ağaçların arasında kerpiç evler bu insanlar buralarda ihtiyaçlarını nasıl karşılıyor çok merak ettim şehirler den uzak.
Dik dağlardan geçiyoruz,çığlar düştüğü yerde kalmış tonlarca ,
Kayalık dağlar karla kaplı ben bu dağların adına kırk yama dedim.Manzarası öyle güzel ki.
Bembeyaz kar. Bazı yerleri erimiş kayalar çıkmış siyahi,birde toprak olan yerleri var ki kaç renk işte benim yamalı bohçalarım muhteşem.
Dağlara tırmanıyoruz önümüzde bir dağ var ki.kara nasıl anlatsam kardan görünmüyor,Kuş Kıran geçitin deyiz, doruğa çıkıyoruz.burası Van sınırı ve yüksekliği(2310) bu güzel yerde arabadan indik.
Kar toplayıp oynadık biraz, bizim gibi kara hasret olanlara hele doruklarda kar oynamak her zaman nasip. Olmaz deyip yine bindik arabaya koyulduk yola bu kar dünyasını geride bırakıp buraya bahar gelir mi diye düşündüm düşen çığlar ve kar tepeleri nasıl ne zaman erir.
Yol döndü den geçiyoruz, yine evler kerpiç Allah yardımcıları olsun deyip.
Küçük bir köyde Askerler durdurdu, kontrol varmış. Balaban burada evler çok seyrek, üç beş hane oraya buraya serpilmiş .bir mahalle gibi dağın eteklerine yerleşmişler. Biriket veya toprak evler dağın etekleri yemyeşil aralarından sular akıyor.müthiş bir manzara ve Van gölü yine göründü.
Sağ tarafımızda karlı dağlar solumuz se ya Van gölü yada kara parçası.aralardan görünen göl.
Konak bölgesinden geçtik .Akdamara buradan motora bineceğiz ve Van gölünün ortasındaki adaya gideceğiz .soğuk olur diye kazak giymiştim ne yazık ki çok sıcak burası.
Evet bir motor dolusu insan güle oynaya gölde gidiyoruz suyu sodalı bir göl ardımızda beyaz köpükler bırakarak.
Adaya geldik badem ağaçları ile dolu tamda çiçekteler beyaz gelinler gibi.
Kilisesi varmış girip gördük tabi ki ki yine harap ben böyle eski tarihi eserleri harap görünce üzülüyorum hiç kıymet değer bilmiyoruz içinde fazla bir şey kalmamış dökülmüş o güzelim renklerle ve resimler .ama dışında yapılan fügürler le anlatım var ya muhteşemde önce pek bir şey anlamadım ama kitabede okuyunca hangi figürün ne anlattığını
Anladım dedim ya çok güzel di.ah birde kıymet bilsek yalnız uzun bir aradan sonra bir gün televizyonda gördüm kilise restore edilmiş ve açılış yaptıklarını izledim bir tesadüf çok mutlu oldum
Yine motor ve dönüş şöyle bir baktım adacık baharı yaşıyor gelinler gibi gölün kenarında dağlarda kar var arka arka bu dağlar sanki üç boyutlu resim muhteşem.
Gölün rengi yeşil ama motorun arkasından bembeyaz kar gibi sular ve öyle güzel manzaralar.yine otobüsteyiz.
Gava köyünü geçtik burası Yılmaz Erdoğan’ın köyü imiş
Televole filmini burada çekmişler.
Karlı tepelerde anten diktiği yerleri gördük. Buralarda hep kerpiçten evler . yolumuzun üzerinde pek çok köyler var . Burada sırtında testisi su taşıyan kız gördük ay dedim susuz mu ki bu küçük köyler.
Akşam oluyor Van gölü gün batımında bir başka güzel.gölün kenarından gidiyoruz .sağımızda dağlar azaldı.Birazcık ova olmaya başladı.
Ve yazlık sayfiye evleri küçük villalar.Yolun kenarında nasılda güzeller.
Gördüğümüz kerpiç evlerin yanında , bunlar bir başka oldu şimdi.Sahile dönüştü
.Edremit ilçesi çok güzel bir yerleşim beldesi.dinlenme tesisleri restoranlar,satış yerleri çay bahçeleri,
Ağaçlık, çiçeklik, ve yeşillikler, içinde, çok güzel ,evler villalar, Oteller
Arada köhne evlerde var iki ayrı dünya yan yana.
Hava alanından geçtik.Bu taraflarsa sitelerle dolu.Van gölü sanki ikiye ayrılmış
Bir tarafta kerpiç evler fakir hane
Diğer tarafta son model evler moteller lüks dünya.Buraları bir birine uzak değil ama yinede iki ayrı dünya
Gönül dostları ne yazık ki şimdi bu güzel zengin dünya yok oldu sanırım debrem aldı yıktı bu güzellikleri.
Van’ın girişinde iki kedi büstü var.Van kedileri ne kadar meşhursa burada hiç değeri yok gibi.
Bir döner daha geçtik burada ise semaver büstü var.
Vanda dolaşıyoruz oldukça büyük illerimizden biri ,büyük büyük binalar pasajlar iş hanları
Evet Van çok büyük olduğu gibi çok çok da güzel.
Gece otelde kaldık.Sabah pasajlarda çarşıda dolaştık.Ama alacak pek bir şey bulamadık çünkü her şey her yerde var.Çarşılar sokaklar çok temizdi. Ah Van dedim şimdi nasılsı bir harabemi.
Evet yolcu yoluna gerek koyulduk yine yollara.
Van kalesini göreceğiz.Kale çok dik tepede ,zorda olsa çıktık çok harap olmuş.Yalnız siperlik dedikleri kalenin bir tarafı kalmış.diğer tarafları yıkılıp kaybolmuş.
Bu dik yere çıkamadık hem çok dik hem de zamanımız kısıtlı.
Van şehrinin kenarları da yine kerpiç evlerle dolu öyle sanırım ki bu kerpiç evler sıcağa soğuğa daha dayanıklı.buraların kışı çok sert olmalı. Şimdi bile dağlar karla kaplı Mayıs ayındayız çünkü.
Kalesiydi gölüydü yok kerpiç evleri apartmanları derken bu güzel yerden de ayrıldık.
Yolculuğumuzun bitmesini hiç istemiyorum. Çok güzel geçiyor çünkü.
Yolumuz yine van gölünün yanından devam ediyoruz.yolumuz Tatvan oradan başladı orada bitecek
Buraları ne dağ nede düz engebeli tepeciklerle bezeli.bir köprüden geçtik ki ismini okuyamadım.
Küçük köylerden geçiyoruz ve Van gölünün tüm ihtişamı ile yan yana gidiyoruz.
Karşımızda ki karlı dağlar tüm haşmeti ve güzelliği ile bize bakıyor.
Hava sıcak gölse girintili çıkıntılı oya gibi devam ediyoruz.
Karşımızda Suphan dağı bütün azameti ile bembeyaz gelin gibi duruyor.
Ercise geldik buradaki evlerde ya kerpiç ya da biriket. Şehirde bir tur atacağız şehrin içindeki evler güzel.burada bir su var.seyit arfası yani peygamber suyu denirmiş içtik şifa niyetine.
Ercisin evleri dik çatılı bu çatılar demir gibi kiremitten değil kar tutmasın diye iyice dik yapılmış
Ağaçlarsa kavak.öyle çok ki,Örene çayından geçtik.Dağlar tepeler aştık. Yine asker kontrolu var
Kimliklerimizi aldılar onları incelediler.
Yola koyulduk,Dereler köprüler geçip Suphan dağının eteklerine geldik.
Ova yemyeşil bahar.Dağlar sa karlı kış,Suphan dağı ağrıdan sonra ikinci büyük dağımız yüksekliği (3850) oldukça yüksek
Bu bölgelerde ekin ve mercimek dolu,Arılcevaz da göl kenarında çok güzel bir çay bahçesinde mola verdik. Orada nazilli üç genç ile tanıştık burada öğretmenlik yapıyorlarmış.
Arabanın Aydın plakasını görünce koşup gelmişler sohbet çok güzeldi belikli çok özlemişler memleketlerini bizleri görünce doldu gözleri nasıl sarıldılar .ah özlem işte böyle bir şey
Yolumuza devam edeceğiz
AYŞE KARAN
DURUN BİTMEDİ DAHA