(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Bu günlerde biraz rahatsızlık, biraz da başka sebeplerden dolayı pek yazı okumaya zamanım kalmamıştı. O bakımdan bu gece son üç bölümü birlikte okudum. Yine her zamanki gibi akıcı ve kaliteli yazmışsın. Paşazade iyi bir öğretmen (!) buldu. yavaş yavaş alışacak o da hayatın bu namussuz tarafına.
Şimdi gelelim eleştiri faslına:
Paşazadenin yaşadığı olaylar sıkıyönetim döneminde olduğuna göre en yakın tarih 1983 olmalı...O günlerde bildiğim kadarıyla küresel ısınma diye bir konu dünyanın gündeminde yok...En azından Türkiye'nin gündeminde yoktu...Bir de daha önceki Bölümlerde Paşazade hapishanede '' Şu Çılgın Türkler''i okuduydu ve yine yanlış bilmiyorsam Şu Çılgın Türkler de yoktu 1983 lerde. Yanılıyorsam şimdiden özür dilerim.
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları tarafından 3/16/2012 11:13:30 AM zamanında düzenlenmiştir.
Ben, bunları kim fark edecek derken, Sami hocamın gözünden kaçmadı... Paşam muhabbetiyle Paşanın general sanıldıktan sonra, iki subay tarafından kimlik sorgulamasını sıkıyönetime bağlamıştım, sonra sıkıyönetimin 1987 den sora uygulanmadığını hatırlayarak, öyküleri o kadar eskiye taşımamaya karar vererek, hatta 2000.li yıllara taşımaya karar vererek orada hafif bir kıvırma yaptık, tabii hatayı da nasıl olsa bir daha kimse okumaz diyerek orada düzeltmek için uğraşmadık ama bilgisayarımızdan sıkıyönetimle ilgili anekdotları çıkarttık. Ne bileyim Sami hocamın geriden okuyup uyanacağını...:)) Ama orada da düzeltiriz artık, mecburen... Kyoto sözleşmesi 2005 ten sora yürürlüğe girmekle birlikte, 1997 den itibaren basında sıkça yer alan bir konuydu küresel ısınma, o nedenle 2000. li yıllara cuk oturuyor...KİTAP 2005 Mİ,2007 Mİ, İkisinden birinde basıldı ya, onu da değiştirmem gerekiyor, 2000.li yılların başında güncelliği olan bir kitap adı girerim onun yerine de garik...ÖYKÜLER 2000.Lİ YILLARIN BAŞLARI ONDAN İTİBAREN HOCAM. BUNA GÖRE TUTARSIZLIKLARI TESPİT ETTİKÇE DÜZELTECEĞİM... SENİN YARDIMIN DA ÇOK HORA GEÇECEKTİR. SAYGILARIMLA
İstanbulda öyle travestiler vardı ki; aynı sizinki gibiydiler. Boyları iki metreydi. Onlar da bir dalsalar; eminim Paşazadeye olanın aynısı olurdu, gibime geliyor. Paşazade neler yapacak, bakalım. Saygılarımla
paşazade'yi kavga karakteri olan birisi olarak değil de, kavga yerine lafazanlığı seven biri olarak düşünüyorum, 1.bölüde de böyle yapmıştım kişilik tahlilini; ama, cezaevide Çirozu dövmesinin nedenine bezeye bir nedenle de kavga etmekten çekinmeyebilir. Bu durumda travestiyle ilgili gelişmeleri Paşa'nın CEZAEVİNDEN ÇIKIŞINA BIRAKMAK GEREKECEK... SAYGIYLA
Vah vahhhh... Paşazadenin kemnur hocamın elinden çekeceği var. Daha kimbilir başına neler gelecek. Okuduğumuzda keşke dayak yeseydi diyeceğiz bu gidişle.Ya paşa ya da dalavere bunun intikamını alır gibime geliyor. Bir de en iyi dostluklar kavgayla başlarmış. Öylede olabilir. Kaleminiz hiç susmasın hocam. Paşazadeye azıcık insaflı olsun yeter:))) Saygılarımla...
son yazdığınız fikir bana da daha uygunmuş gibi geliyor... Paşa cezaevinden çıktıktan sonra bu ikisini barıştırıp aralarında bir dostluk işçişn vesile olabilir. Dizimize bir BAŞkız karakter uyduramadık, birBAŞ homo karakter bari uyduralım...::))) SAYGIYLA
BİR ERKEK ÖYLE BİR DURUM KARŞISINDA KARŞI SALDIRIYA MI GEÇER, YOKSA DAYAĞI MI YER? ZOR BİR CEVAP. BENCE ERKEKLERİN YÜZDE DOKSANI PAŞAZADENİN YEDİĞİNİN BENZERİNİ YER ÖYLE DURUMLARDA....SAYGILAR
Bizim Garip centilmenliğide elden bırakmıyor ya.... Varmı ya dayak yemek kadında olsa karşılıklı saldırıda, hani kadın erkek eşittik biz:)) dermişim ve şimşekleri üstüme çekermişim. Doğru değil mi ama diyerekte yancı bulmaya çalışırmışım....:)))) selamlar efendim.
BİR ERKEK ÖYLE BİR DURUM KARŞISINDA KARŞI SALDIRIYA MI GEÇER, YOKSA DAYAĞI MI YER? ZOR BİR CEVAP. BENCE ERKEKLERİN YÜZDE DOKSANI PAŞAZADENİN YEDİĞİNİN BENZERİNİ YER ÖYLE DURUMLARDA....SAYGILAR
EEE bi dayak kalmamıştı dışarıda.Müdür babanının dayağından daha beterdi bu sefer. Okurken karşı penceredeki adamda şimdi hırsız diye şikayet edip karakola düşecek sandım bir ara. Nede olsa Paşazade çilelerin paşazadesi. Her zaman ki gibi harikaydı. Abim ellerine sağlık.... saygılarımla....
ilgine teşekkürler dilek yıldızı.. haydi, sen yaz birşeyler, mesela şu yetiştirme yurdundan arkadaşından elde edeceğin yetiştirme yurdu anekdotlarını öyküleştir...selamlar...
ben de tam tersini düşünüyorum, Paşazade yediği sopayla kalır, bir de ahbap olur (ilerde) Dalavere yaparsa birşeyler ne ala, tabii o da dolandırıcılıktan başka bir şey yapmaz...SAYGILAR KOMUTANIM.İYİ SABAHLAR...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.