Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
ahad karacan
ahad karacan

Gülçiçek...(2)

Yorum

Gülçiçek...(2)

7

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1226

Okunma

Okuduğunuz yazı 10.2.2012 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Gülçiçek...(2)

Gülçiçek...(2)


Uzaktan gelen aracı gören yaylacılar oba girişinde toplanmışlardı. Hepsinin yüz ifadelerinde bir donukluk, davranışlarında ise bir ağırlık vardı. Oysa, bu yayla insanlarının yüzleri her zaman güleç, muhabbetleri ise hep neşeli ve hareketli olurdu. Bu kez, hepsi bir matem havasında ve suskundular.
Jeep kalabalığın yanında aniden duruverdi. Araçtan önce savcı, sonra katip ve doktor indiler.
Savcı kalabalığın en önünde duran adama;
-Muhtar kim?
diye sordu.
Kalabalığın içerisinden altmış yaşlarında, yayla güneşi ile yüz derisi kızarmış ve kararmış bir adam, iki üç adım atarak öne çıktı. Savcıya doğru elini uzatarak;
- Benim sayın savcım. Hoş geldiniz.
dedi .
Savcı;
-Pek hoş bulmadık muhtar!. Bu ne iştir?
derken, muhtar olduğunu söyleyen adama doğru elini uzatarak öylesine tokalaştı.
Muhtar ve diğerleri, doktor ve katibi de selamladılar.Hoş geldiniz ve hoş bulduk sözcükleri, ardı ardına tekrarlandıkça anlamlarını yitirmeye başlamıştı.
Savcı;
-Olay mahalli neresi dir muhtar?
-Bir şeyler yeseniz?
diye cevap verdi muhtar.
Savcı;
-Sağ olasın muhtar, biz tokuz. Sen bizi olayın olduğu yere götür.
Muhtar;
- Şu ileride ki ev savcı bey.

Hep birlikte muhtarın gösterdiği eve doğru yürümeye başladılar...
Yaklaşık yirmi, yirmi beş metre ötedeki evin kapısında iki jandarma nöbet tutmaktaydı.
Muhtar ve ahali, eve beş altı adım kala oldukları yerde duraksadılar. Savcı, doktor ve katip eve doğru ilerlediler. Katibin sol bacağı diğerinden kısa olduğu için topallıyor, elindeki ağır ve bir o kadar eski daktiloyu zorlukla taşıyordu.
Kapıda jandarma baş çavuşu belirdi.
Hep birlikte iki odalı ahşap evin açık kapısından içeriye girdiler.
- Hoş geldiniz efendim.
- Hoş bulduk komutan, ne olmuş burada?
- Efendim, silahla vurulma vakası.
-Kim vurmuş;
- Vuran, maktülün iki üç yıl önce bir kazada ölen amca oğlunun eşi imiş.
-Nerede şimdi?
- Olaydan sonra kaçmış efendim.
- Kim görmüş?
-Gülçiçek Kara’nın yani zanlının kayınvaldesi. Olay anında oda evdeymiş.Her şeyi anlattı. Olay dün akşam saat altı gibi meydana gelmiş. Muhtar, aşağıdaki orman şantiyesinden bize telefonla saat yedi gibi haber verdi. Dün, saat on bir gibi olay yerine geldik. Bir kaç köylüyü ve nineyi karakola gönderdik efendim. Biz de dün geceden beri buradayız.
- Ya silah?
- Silahı da almışlar efendim. Sanırım vuran kadın aldı.
-Ceset?
- İçerideki odada efendim.

Hep birlikte yan odaya geçtiler.
Yerde yüz üstü, boynu geriye doğru dönük, gözleri yarım açık, kırk, kırk beş yaşlarında bir adam cansız yatmaktaydı.
Boş kovanların üçü kapı girişinde, biri pencerenin önündeki beyaz örtülü somyanın üzerinde, diğerleri de odanın sağına soluna saçılmış bir şekilde duruyordu.Bulunan yedi boş kovanın etrafları renkli tebeşirle çizilmişti.
- Gel doktor, şu işi bitirip karanlık basmadan geri dönelim, karanlıkta o yol gidilmez vallahi!.
Katip Durmuş, yıllardır bu işleri yapmış olmanın tecrübesi ile, yan odadan getirdiği küçük masaya daktilosunu koymuş, kağıdını takmış, kendi boyuna göre yüksekçe bir sandalyeye oturmuş, savcının talimatını bekliyordu.
-Hazır mısın Durmuş?
-Ben hazırım sayın savcım.
Savcı;
- Çıkartın elbiselerini.

derken, Baş çavuşun gözlerinin içine bakıyordu.
Baş çavuş, dişarıdaki jandarmalara doğru seslendi;
-Oğlum gelin bakalım buraya.
İki asker hızla içeriye girerek hazır olda durdular.
-Çıkartın oğlum adamın elbiselerini.
Askerler, G3 Tüfeklerini ahşap duvara dayadıktan sonra cesedin üzerindeki kıyafetleri tek tek çıkarmaya başladılar...


d.e.





Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Gülçiçek...(2) Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Gülçiçek...(2) yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Gülçiçek...(2) yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Kemnur
Kemnur, @kemnur
11.2.2012 12:43:14
Güne düşen yazınız dolayısıyla teb rikler...
(( Seçil Nimet ))
(( Seçil Nimet )), @--secilnimet--
11.2.2012 04:32:04



BEnde beklemekteyim o vakit...

Tebrikler...
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik, @lacivertignedenlik
11.2.2012 01:00:37
Gözümüzden kaçan kalemleri bulmak güzelmiş..

saygılar
HakkınSesi
HakkınSesi, @hakkinsesi
11.2.2012 00:57:53
Olağan gerçeklerden kesitler...

Tertipli ve akıcı bir yazı...


Kutlarım..Hürmetle...
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
11.2.2012 00:20:56
Nasıl kaçırdım ben bu bölümü. Daha doğrusu geç okudum...Fakat iyi ki seçkiler var.
Ahad Bey, siz son derece profesyonel bir yazarsınız. Dolayısıyla sizi okumak daha farklı.

Tebrikler.

Saygılar.
SEVİLAY DİLBER
SEVİLAY DİLBER, @sevilaydilber
10.2.2012 14:53:08
devamını bekliyorum..
son derecde akıcı uslubunuz..
tebrikler..
selamlar.
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
10.2.2012 08:54:43
uyy dedim askerlermi soyacak yazık çocuklara
içimden öyle geldi
güzel anlatımdı
takipteyim
saygılarımla hayırlı cumalar ola
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL