Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
çetin altungüneş
çetin altungüneş

YOKSULLUK EDEBİYATI

Yorum

YOKSULLUK EDEBİYATI

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1041

Okunma

YOKSULLUK EDEBİYATI

YOKSULLUK EDEBİYATI

Eskiden yoksulluk vardı. Edebiyatı da vardı. Yoksulluk arttı ama edebiyatı kalmadı. Yoksulluk edebiyatı kavramı ise, hayatımızın içindeki yerini çoktan aldı ve hayatımızda yerini alan çok şey gibi tarihe karıştı. Zaman zaman iktidar sahiplerinden, yönetenlerden ve yetkili ağızlardan ’ Yoksulluk edebiyatı yapma ’ uyarısı ve azarını işitsek de, doğrusu yoksulluk edebiyatı yapan çatlak seslerde hayli azaldı.

Evet, yoksulların bir edebiyatı yok artık.En son Latife Tekin’ in dokunaklı romanlarıyla yoksulların dili, yoksulların edebiyatı gündeme geldiyse de, bu çıkışlar havada asılı kaldı. Biz her şeyin yanından geçip gitmeyi, aldırış etmemeyi, umursamazlığı bir yaşama biçimi, yaşama sanatı olarak gören bir toplum olduk.Yoksulların feryadı, çığlığı zaman zaman arabesk şarkıcıların şahsında bütünleşip şarkılarındaki sözlerde dil bulsa da, biz o şarkıcıları zenginleştirip yüceltip yoksulları aşağılamayı seçtiğimiz için bu kalkışma da yoksulların faydasına olamadı.

Yoksulluk sözcüğünü yalnızca sendikacıların açıklamalarında görebiliyoruz artık: ’ Ayda şu kadar Türk lirası geliri olmayanlar yoksuldur ’ Şu kadarı yoksul bile değildir, uçurumun kıyısındadır ’ tarzındaki açıklamalar kime ne kadar dokunuyor bilemem. Bunlardan bana ne diyemem. Çünkü yoksulluk bulaşıcıdır ve hepimiz yoksuluz.

Kendimi hiç bu kadar yoksul hissetmemiştim diyorsam, bu kendimi hem yalnız hem de çok kalabalık hissettiğimdendir. Çünkü, yoksulluk hızla yayılıyor ve hepimizi içine alıyor. Onlar yoksulsa bende yoksulum demektir bu. Bu hızla giderse yoksullardan başka kimse kalmayacak demektir. Hala görmezden geliyoruz. Hala tanımıyor muşuz gibi yapıyoruz onları. Gözlerimizi gözlerinden kaçırıyoruz. Ama ne yapsak kurtulamıyoruz yoksulluktan.

Hayır, içimizdeki yoksulluk gibi pek içli kelimeler kullanmayacağım. Yalnızca artık yokla ruh arasında kalmış, yani hiçbir şeyimizin, söyleyecek hiçbir sözümüzün kalmayacağını söyleyeceğim. Galiba yoksulluk edebiyatı’ da Orhan Kemal’ le birlikte öldü. İşsizlik de, göç de, büyük şehirlerde tutunamayan insanların dramı da bir daha o huzurlu edebiyat kentine giremedi.Şimdi hepimiz huzurluyuz. Okuyucu bulamasak da her akşam güzel güzel şiirler yazıyoruz. Güzel güzel eğleniyoruz. Güzel güzel şiirleri, güzel güzel radyolara okuyoruz. Hepimiz huzurluyuz.

Orhan Kemal’ in bir hikayesini hatırlıyorum: Lokantanın camında nar gibi kızarmış piliçler güzel güzel dönmektedir. Adam girer, cam kenarına oturup bir piliç ısmarlar, yemeğe başlar. Tam o anda yüzü cama yapışmış yoksul bir çocuğa ilişir gözü. Rahatsız olur, eliyle git der, çocuk gitmez. Lokantanın garsonları da çocuğu kovalamaya çalışırlar. Fakat çocuk gitmez. Adam git der gitmez, gel der gelmez çocuk. Sonunda adam pilici yiyemez. Çıkar çocuğu döver.

Yoksulluk rahatsız edicidir. Tıpkı bu hikayedeki gibi rahatsız edicidir. Döverek, söverek yoksullardan kurtulamayız. Edebiyat yaparak da çözüm bulamayız elbette. Fakat bu ne huzur. Hiç kimse rahatsız değilmiş gibi, sanki yoksulluk çoğunlukta değilmiş gibi yaşıyoruz. Yoksulluk bize de kendi yoksulluğumuzu hatırlatmalı, acıtmalı, rahatsız etmeli. Yoksa sosyoloji bile yoksullukla ilgilenmeyecek.


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yoksulluk edebiyatı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yoksulluk edebiyatı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YOKSULLUK EDEBİYATI yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
glenay
glenay, @glenay
9.2.2012 22:28:41
10 puan verdi
Yazınız bana gerçekten çok dokundu.Çevremde çok yoksullar gördüm. Kimi yıllarda ben de yoksuldum.
Yetinmeyi ve şükrü bilen bir kişi olduğumdan mı nedir yoksulluğumu anlamadım. Yoksulluktan daha başka sorunlarla da boğuştuğumdan olaca,k yoksulluk yıpratamadı beni..

Orhan Kemal gibi yazan olmalı derken, neden bunu yazan ben veya bir başkası olmasın dedim..

Tebrikler,

selâm ve saygılar..
yoksay
yoksay, @yoksay
9.2.2012 18:59:59
Herkes bir açıdan yoksul olunca yazmanın da bir anlamı kalmadı sanırım üstad...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL