4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1816
Okunma

’Dede kaça maydanoz’? ’Bi lire’ ’Niye ya, İzmir’de dört tanesi bir lira’.
’Alma o zaman’ ’Ee börek yapacağım mecbur almak zorundayım’.
’Hele şune bak hele, alcasan ne dırlanıyon’ eprimiş pantolonun cep kıyıları yer yer kir olmuş.
Cebine elini sokup kazandığı paraları saymaya başladı bir an beni yok sayıp.
Dikkat ettim bozukluların içinde bir liradan aşağısı yok.
’Almayacağsan ne dikiliyon başımda’.
Zoruma gidiyor haksızlık, ben buraya İzmir’den kafamı dinlemeye kaçtım.
Fakat İzmir’in fakir cenneti olduğunu unutmuşum zahir. Hava kirli sebze ucuz, hava temiz amma ve lakin burada da sebze pahalı onu düşünmekteyim başında ihtiyarın.
Kirli çuvaldan dışarıya doğru başlarını uzatmış maydanoz demetlerine çaresizce baktım.
’İki tanesi bir lira olmazmı’ ’Yooook’ ’Dede ya niye böyle yapıyorsunuz,? burası kasaba, burada İzmir’den daha ucuz olması gerekmiyor mu otun çöpün.?
’Annamıyon deeemi’ ’Neyi’ ’Oresi İzmir herifleee getiriyor yüz çuval maydanözü döküveriyor pazarın annacına, sürümden kazanıyor’.
’Sürümmü, ne sürümü? bir çeşit hızlı satış gibimi’.
’Heeee onun gibi’.
’Biz ne yapıyoz, topleyoz bahçenin annacından maydanözü iki çuval, getiriyoz aha hepiciği bu’.
’Anladım dede, fakir fukaraya zor tabi’.
’Fakir kim heee söyle bakam, fakir kim’.?ağzımı açmadan bir daha mırıldandı.
’De gidi de, sen kendine bak fakir kim’.
Sol yanımdan yüzüme yaklaştırdığı suratındaki anadan uğramış iri kanlanmış mavi gözlerine ağzım açık bakakaldım.
’Burada o kadar üstü başı yırtık adam görüyorum da ne bileyim’ diye kekeledim.
’Ohoooo onnar görünüş, bağ bahçe sahibi hepisi.
’İyi de dede hepisi bağ bahçe sahibi de, niye kurban bayramında kimse bize bir lokma et vermedi’.?
Hatta İzmir’de çöp kıyılarında dana ve koyunların sömürülmüş kemiği ve hatta sakatat türü bir şeyler olurdu da, kedi, köpek, nasiplenirdi, burada onu da görmedim.
Eğilip çuvalda düzensiz duran maydanozları görünecek şekilde biraz daha dışarı en yeşil ve diri olanlarını sarkıtırken, ’Eeee ne bilem ben,sen alıyonmu almıyonmu şimdi maydanöz’.
Cüzdanın ön gözündeki bozuk para bölümünden çıkarıp bir lirayı uzattım.
Mecbur alacağım.
’Ver bir maydanoz’. Üzeri yağmurdan ıslanmış yolun kıyısında yanına koyduğu bir deste poşetten birine maydanozu el çabukluğuyla koyup verdi.
Sitemli bir bakış fırlattım suratına ama, onda anlayacak feraset nerede.?
’İyi hoşçakal dede’ ’Hedi bakam güle güle’.
Biraz ilerledim ama dedenin bilmediği bir şey var.
Akrep burcu olduğum için sezgilerim pek kuvvetli ve ayrıca kulağım keskindir.
Arkamdan ’Allah Allah delimi ne ki’ ! dediğini duydum.
Elzemdi sineye çekmem çünkü çok yaşlı.
İhtiyarın moralimi bozduğu yetmez gibi, ilçenin tek büyük ve geniş ana caddesinden iki gün önce haline acıyarak para verdiğim, hırpani kılıklı, zayıf, dişsiz teyze kılığı kıyafeti düzeltmiş,oğlunun yanına yedek oturmalık eklenmiş lüks motoruna kurulmuş bir halde önümden geçmez mi.!
Tek elim cebimde, diğer elimde de poşette tek başına duran zavallı maydanoz ihtiyar satıcının sözleri kulağımda ’De gidi de, sen kendine bak, fakir kim’? sözleri kulaklarımda yol kenarında giden motorun arkasından ağzım açık baka kaldım.
RABİABELGİN