21
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1321
Okunma
Televizyonun karşısına oturdu yine. Aklı dünkü kadında kalmıştı. Çocuğunu arayan gözyaşlarını düşündü, ne çok ağlıyordu. Bakacak gücüm yoktu imkânsızlıktan bıraktım diyordu. Bu doğru olabilir miydi? Ana olan insan yavrusunu nasıl bırakırdı. Oluyordu işte bırakmıştı.
Kendini düşündü.
Onu da bırakmışlardı yuvaya. Kimdi anası? Niye bırakmıştı? Hiçbir fikri yoktu. Tek bildiği evlatlık olduğu idi.Şükür ki iyi bir aileye düşmüştü ve çok da iyi yetiştirilmişti. İlerleyen yıllarda okuyup hayatını kazanmış iyi bir iş sahibi olmuştu.
Sevip sevilmişti ama yetmiyordu. Acaba kimdi annesi babası? Kardeşleri var mıydı? Ya akrabaları?
Günlerdir bunlar takılmıştı aklına. “Ben demi arasam ki,”diye düşledi. Nasıl nerde arayacaktı? Onu sahiplenin ailesi de bir şey bilmiyordu ki? Ya da söylemiyorlardı. Nasıl olurdu ana sevgisi ana kokusu? Öyle düşüncelere daldı. Çocukluğunu düşledi yine.
ilk okula üçüncü sınıfa gidiyordum galiba.. Bir komşu kızı arkadaşım vardı. Bir gün hiç sebepsiz kavga çıkarmıştı okulda. Neydi sebebi, unutmuştum. Ne kızmıştı çok bana. Ne olacak evlatlıksın sen sendende bu beklenir demişti bana o kızgınlıkla. Neye uğradığımı şaşırmış, “Sen ne diyorsun;” diye bağırmıştım.
Sonradan söylediğine çok pişman olmuştu, ama söz ağızdan çıkmıştı bir kere. Üzerine gidip ne kadar sordumsa hiçbir şey dememişti sonrasında. O hızla eve gelip ağlayarak anneme sormuştum.
- Doğruyu söyle anne beni evlatlık mı aldınız? .
Kadıncağız öyle kötü oldu ki,
-Bu nerden çıktı kızım, kim dedi bu yalanı diye bağırdı.
-Kimin dediği önemli değil ben gerçeği öğrenmek istiyorum. deyince;
-Bak kızım, dedi. Biz sana nasıl davrandık bu güne kadar.
-Biliyorum beni çok sevdiniz, hala seviyorsunuz da dedim. Ama eğer öyle bir şey varsa bunu bilmek istiyorum gerçeği … Ne kadar acıda olsa.
-Yok, annem sen bizim biricik kızımızsın. Kim dedi ise seni kızdırmak için demiştir. Öyle şey olur mu?
Deyip geçiştirmişti.
Laf kapanmıştı kapanmasına da içime bir kurt düşmüştü. Geceyi bekledim, babam, gelince annemin halini merak ediyordum. Söyleyecek mi, yoksa kapanıp gidecek miydi?
Yanımda hiç konu olmadı gecemiz sohbet ile gayet güzel geçti. Babam okulda neler yaptığımızı nasıl geçtiğini muhakkak sorardı bana. Kavgayı anlatmadım bekledim annem söyler mi diye? Konuyu hiç açmadı, ama halinden biraz sıkıntılı olduğu belliydi. Ara sıra dalıp gidiyor sanki bir şeyler düşünüyordu.
Bu babamın da dikkatini çekmişti, ama ne oluyorsun dememişti Sabırlı adamdı, beklerdi annem anlatsın bir sıkıntısı varsa diye. Çaylarımızı içip bardakları topladım o iş benimdi. İzin isteyip odama gittim. Ama aklım içerdeydi. Hiç âdetim olmadığı halde onları dinlemek geldi içimden ne konuşacaklardı. Bir zaman sessizlik olmuştu. Ardından babamın sesini duydum.
-Neyin var senin diyordu, aklın çok uzaklar ‘da bir şey mi oldu?
-Bilmem, hem var hem yok!
-Anlat o zaman.
-Bu gün kızımız ağlayarak eve geldi, beni evlatlık mı aldınız diye sordu bana.
-Ne! Diye bir tepki geldi babamdan. Kim demiş?
-Bilmiyorum diyeni söylemedi.
-Ya sen ne dedin?
-Yok dedim tabi, inkâr ettim, sen bizim kızımızsın dedim.
-Ya! İkna odlumu peki?
-Bilmiyorum!
-Ne yapacağız?
-Bekleyeceğiz zamana bağlı bakalım rabbim ne gösterir
Aradan birkaç gün geçmişti ki. Bir gece korkunç bir rüya ile uyandım ağlayarak. “Anne “diye fer yâd ediyordum.
Annem babam sesime koşturdular.
-Kızım ne var ne oldu? Diye nasıl korku içindeydiler
Uzun sürdü gözyaşlarım. Annemi gördüm dedim ”Gel dedi bana, gel kızım çok özledim seni” diyordu.
Annem şaşırmıştı bu konuşmama. “Ben buradayım ya kızım” deyince, “ Yok sen değildin, o başkaydı, başkasıydı“ dedim ve ardından;
-Ne olur anlatın bana, ben kimim, kimim ben anne, diye sordum. Annem; kim
.
-Bak kızım şimdi çok korktun sakinleş bakalım, dedi. Yarın konuşalım bunları ne dersin?
Annem o gece yanıma yatmıştı. Hep öyle yapardı korktuğum gecelerde. Bana sarılır öyle uykuya dalardım.
Yine sarıldım duydum kokusunu. Biliyordum beni ne çok sevdiğini. Ama içimdeki şüphe bitiriyordu beni.
Sonunda onlarda dayanamadılar ve bir gün gerçeği bana anlattılar.
On yıldan fazla olmuş evleneli, ama rabbim bir çocuk vermemiş onlara. Bir tesadüf çok sevdikleri arkadaşı yuvaya gitmiş yardım amacıyla oradaki çocuklara geçici annelik yapıyormuş. Beni de o gün bırakmışlar henüz altı aylıkmışım. Çok sevmiş ve arkadaşını aramış gel bak bir bebek geldi. Anlatılmaz güzel diye. Ertesi gün gitmiş görünce kanı kaynamış uzun bir uğraşıdan sonra almışlar beni. “Evimize neşe getirdin mutluluk getirdin, sessiz dünyamıza ışık gibi girdin. Yıldız koyduk adını, dediler.
Önceleri çok üzülmüştüm, ama düşündükçe üzüntümün boşuna olduğunu anladım. Çünkü çok mutluydum her istediğim anında oluyordu ama asla şımarmadım beni çok iyi terbiye etmişti annem babam hep iyilikleri hep doğrulukları anlatmışlar kızmadan konuşarak gerçekleri göstermişlerdi. Çok mutluydum aralarında
Evlatlıktım ama bu konu bir daha hiç açılmamıştı. Çünkü öyle anlaşmıştık. Aradan geçen yıllar boyunca ara sıra rüyama giren biri vardı.” Kızım “ diyen bir yabancıydı benim için. Kimdi? Nasıl biriydi bilmiyorum, çünkü hiç düşünmek istemiyordum. Ta ki bir tesadüf eseri, bir kanalda kadının biri çocuğumu arıyorum diyinceye kadar.
Benim annem de, beni böyle arar mıydı acaba?
AYŞE KARAN