- 749 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ŞİİR ÜZERİNE
Şiir kimin için ve niçin yazılır ? Bizi şiir yazmaya iten şey nedir ? Şiir yazmanın bir duyarlılık işi olduğu söylenir. Evet, şiir yazmak bir duyarlılık işidir. Üretilen şiiir ise, bu duyarlılığın ritm ve sese dönüşmesidir. Aşkla, sevdayla örülmeyen şiir yavan kalır. Sesi vardır belki, ama boğuk, hırıltılı ve anlaşılmazdır. Bana şiir nedir diye sorarsanız, Ozan Telli’nin dizeleriyle yanıt veririm:
’Düşüncenin duygunun düşün sözüdür şiir
Işığın rengin sesin özün özüdür şiir
İlk yazın sarı güzün sağnak yağmurlarıyla
Yıkanıp güne çıkmışı yarin yüzüdür şiir’
Ne kaderci, yitik bir sevda, ne de kupkuru ve sert dizeler. İkisine de yer yoktur benim anladığım şiirde. Çünkü bizim kökümüzde Yunus, Karacaoğlan, Pir Sultan’lar var...Önümüzde iz vuran Nazım Hikmet, Ahmed Arif, Hasan Hüseyin, Gülten Akın, Enver Gökçe’ler var. O kadar yakınız ki, elimizi uzatsak Ritsos’a, Neruda’ya değeriz.Çünkü yaşamın özünde umut, sevda ve kavga var.
Bu yazdıklarıma şu sözlerle destek oluyor büyük usta Ataol Behramoğlu:
’ Umutsuzluk, çökmekte olanın , yıkılıp gitmekte olanın ideolojisidir. Doğmakta, yükselmekte olan, yedeğinde umut taşır. Umutsuzluk; ölümün , sağlıksızlığın, boyun eğmenin yoldaşıdır...’
Evet, demirle pasın kavgası, varolma kavgasıdır. Birinin egemenliği, diğerinin tutsaklığıdır. Ozanın bu kavgayı işlememesi eksikliktir. Fazla dolambaçlı yollara sapmadan, sığlığa düşmeden,anlaşılır bir biçimde
aşkla damıtarak. Ne şiir imgeye kurban edilecek, ne de imge şiire. Salepteki tarçın, çorbadaki tuz gibi duracak imge. Ülke bir ateş çemberinden geçerken, şiiri kendi bunalımlarıyla oyalayan şaire ne derler?
O, hayatın içinde görünse de gerçekte dışındadır. Söylediği en iyi şey. ’Çarşambayı sel aldı, bir yar sevdim el aldı’ dır. Onun çarşambaları hep sel altında , sevdiği ise ellerdedir. Düşlerinde bile yarini sahiplenecek gücü bulamaz kendinde. Yılgın, bitkin, biçaredir. Onun için hayat, ’ bir yar sevdim el aldı’ da kilitlenmiştir.
Oysa hayatın yüzü devrime dönüktür. Devrimci ise, hayatın elleridir. Hayat, bu ellerle çırpar yüzüne devrimin tılsımlı sularını. Canlanır, ayakları üstünde doğrulur. Ayaklar halktır, tılsımlı sular bilinç. Elleri suya götüren şey ise sevdadır. İşte bu, ölümsüzlük anıdır. El olmadan ayaklar cansız, sular durağandır.
Her devrimci aynı zamanda ozan, ressam, aydındır. Kiminin alt alta yazılıdır, kiminin eylemidir şiiri. Kiminin tuvalden yansır, kiminin yeryüzüdür tablosu. Özlem, üretenin yöneten olduğu bir dünyadır. Bu özlemin yanında yer almak ise namuslu olmakla eş anlamlıdır.
YORUMLAR
Çalışmanız, çalışmalarını aktardığınız kişileri hakkını vermiş... Homeros’ un İlyada destanının Türkçe şiir versiyonunu satın almak isterdim mümkün olsaydı, ne var ki yaşadığım Ayvalık'da doğru dürüst bir kitapçı bile yok. İnternet kanalıyla da, kapıda teslim usulü satış yapılmıyor maalesef, illaki havale deyip, sonra da mağdur ediyorlar...Saygıyla