7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1729
Okunma
Bir göz yaşı, bir göz yaşı daha…
Damlaya damlaya göl olmuyormuş meğer, sel oluyormuş, alıp götürüyormuş bilinmeyen yerlere ne kadar keder, ne kadar mutluluk varsa. Sızılar kalıyormuş sadece kala kala kalbin avuçlarında, o yüzden bir kez sımsıkı kapatırsa avucunu kalp, insan ömür boyu kurtulamıyormuş anılardan, acılardan, kahır oluyormuş her sabah, kalp bilmiyormuş ne yaptığını, ne belalar açtığını, ona içindekileri kucaklamayı belletmişler sadece, tut demişler ne düşerse bahtına tut sımsıkı bırakma, elindekileri kaçırma, kalbe giren her şey değerlidir unutma.
İçimde seller çağlar, kalbim tuttuğunu bırakmaz, içimde çiçekler çürür, kalbim yorulur, ağaçlarım devrilir yaslandığım, kalbimin tutunacak dalı kalmaz. Kalbim düştü düşecek öylesine ağır mantık kaldıramaz. Lugatımda yok ki benim pişmanlık, kafamı vuracak taşlar ruhumda hiç varolmaz. Hüznüm yoksunluğundandır mananın, yavaş yavaş kölesi mi oluyorum yoksa eşyanın?
Şarkılarım sussa, müziğim susmuyor, müziğim sussa ahlarım, ahlarımdan doğar tasalarım, çoğaldıkça acılarım, ben un ufak olur azalırım. Sonra koşarım çıplak ayak gençliğin yollarında, dikenler batmaz ,o yollarda hiçbir gül yaşamaz. Yanımda yürüyen olmaz, o yola iki kişi bir türlü sığmaz, tek vücut olma yasası bu çağda hiçbir aşka uymaz.
aşk
doğar,
yaşar,
can çekişir,
ölmez!
..........VaNDi ’08...........