Başım yastıkta...
Bakışlarım tavanda oynaşan gölgelerde mahpus.
Sağ yanımda duvar,sol yanımda boşluğun duruyor.
Hayat çekiyor beni yine kara deliklerine.
Sürüklenmekte benliğim senden sonra kalan bir h/içsizliğe.
Ağzımda kekremsi bir tat.Suskunluğum çığlıklara atılmış bir düğüm gibi.
Gözlerimden akan bir damla yaş,ve içinde sen.
Yorumlamayı beceremediğim bir ezgisin benliğimde.
Anlat dediler anlatamadım seni.Unut dediler gülüp geçtim basitce bir tebessümle.
Özlemini duyduğum ne varsa çekip gitti seninle birlikte.
Bak!
Ayağına takılan taşların ardında duruyor şimdi varlığı sevdanın.
Gölgesine ayrılık bulaşmış bir aşkın "hoşçakal"ı olmazmış,anladım.
Hoşgeldiğin hayatıma bir elvedayımı çok görüyorsun şimdi.
Hadi git şimdi sende,git.Yıktığın bu yürek bende kalsın.
Söylesene,yoluna serdiğim bu kalbi ezip geçecek kadar cesur,ve seninle varolmuş bu kent’ten çekip gidecek kadar mecburmusun?


O zaman git hadi benden..
İçimden bir sen geçsin geldiğinden fazla giden.
Ve içimde bir sen ölsün,varlığından daha çok acı veren.
Dualarımla değil,beddualarımla uğurluyorum şimdi seni.
Varlığında yaşattığın kışlığı bedenine ugurluyorum.
Sulanmayacak kurak topraklarda geçsin ömrün.
Ateşler içinde feryadı,kainatı doldursun aşkının.
Gözlerime aşkınla çektiğin mili,ölümünle kaldırıyorum şimdi.
Ve seni içimde bıraktığın boşlukta,sevda’dan çok acıyla geçen bir aşkın enkazına gömüyorum. Şimdi kendi cehenneminde bahtiyar ol,gözüm yok.
Sanma ki Rabbim verir sana sabrını.
Al bu hesapta böle bitsin.
Yeter;
Helal ettim sana hakkımı.

Suna A. GÜLSOY