5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1130
Okunma

İçimde ne fırtınalar kopuyor da söyleyemiyorum.Kalbimin dili olsa yüreğimden geçenleri avaz avaz söylemeye yeterdi…Ne fayda ki ne kalbimin dili var nede içimde ki fırtınadan bir eser…
Bu şehir her şeyimi çaldı benden ,düşman olsam da bu şehirsiz yapamıyorum...Ne kadar dertleri de olsa ne kadar sıkıntıları da olsa bu şehirden ayrılamıyorum...Dert kervanının olduğu bir yerde efkar bastı hepimizi…. Bir hilal kaş yüzünden sevdaya düştük,bazen ödünç verdik gecelere umudumuzu ama biz nasipsizdik kadersizdik sevdadan yana..
Bize bir gün olsun sevdadan yana şans gülmedi ama sunu hiç unutmadım gecelerin insafsız olduğunu!!!!
Ne kadar insafsızda olsa bu şehirde hayallerimi yaktım ben.Hepsini o eski tozlu raflara kaldırdım.Benim için umut yok bu şehirde.Belki gün gelir devran dönerse adımıza türküler söylenirse bu şehirde bende o zaman hayallerimi tekrar tozlu raflardan çıkartacağım..
Deli gönlüm,hain gönlüm, bana dikensin ele sümbülsün atarsın belki el niyetine satarsın belki de mal kıymetine,eğer düşersen bir gün yaban eline hiç ağlama..çünkü bu senin tercihindi ve senin sucundu....
Her şeye rağmen unutma beni deli gönlüm.
( 3-4 sene önce yazdığım bir yazı bende maillerimi karıştırırken buldum paylaşmak istedim.. :) Işığından her zaman faydalandığım saygıdeğer ağabeyim Ahmet ŞAFAK’ın gücüyle yazılmış bir yazı..Umarım beğenirsiniz…)