6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1060
Okunma
İkinci kısım
Seytanim alt katta kiracıydı. Ne dikili ağaçları ne de başlarını sokacak bir dam , evleri
vardı. Varları yokları umutlarını bağladıkları , dört kız iki erkek ,çocuklarıydı .
Nedense buralara bohçacılar , çok sık gelirdi .Her geldiğinde kocası Almanya’da çalışan Ay-
şe ve kızları bir şeyler alırlardı . Diğer komşular Ayşenim ve Hacer de onlardan eksik kal-
mazlardı.Aldıkları perdelik kumaşlar,masa sehpa örtüleri, ya da gecelik, elbiselik kumaş gi-
bi şeylerdi .Seytanim de bir kaç kez tarlada ırgat çalıştığı zamanlarda biir kaç parça kızla-
ra çeyizlik örtüler almıştı..Sözgelimi baharda evlenecek olan kızı Kezban’a alt tarafları de-
senli perdelik kumaş aldı . Seytanim , doğru dürüst giyeceğim bir şeyim yok diyordu .Hacer
le Ayşenimin kaçıncı elbiselik kumaş alışlarıydı..
Seytanim’in kocası derin uykudaydı . Elindeki kumaşı okşadı, sıktı ..Eller ,güzel güzel alıp giyiniyorlardı .Şöyle güzelcene bir giyeceği yoktu .Dıkım ne derse desin dedi kendi kendi-
ne. Bir kez de o şeytana uyacaktı .Uyuyan kocasına yanaştı, arka cebinden cüzdanını çek
ti . Cüzdanda bin lira vardı . Bin lirayı alıp , cüzdanı usulca aldığı yere koydu..Odadan yüre
ği tıpırdayarak çıktı .Kapıyı örterken elleri ateş gibi yanıyordu . Oturma odalarının somya
sının altına sakladığı beş yüz lirayı da aldı .Dışarıya çıktı . Parayı bohçacıya uzattı .
Yerde oturan bohçacı kadınlar ve çevresindekiler , Çıkmaz sokaktaki kadın sesleri ,bir ev uzaklıktaki Karagöl yolu üzerine varıyordu . Yoldan geçenler , bu sesleri hiç yadırgamadan
geçip gidiyorlardı . Zaten oruçluların halsizlikleri başlamış , ağızları kurumuştu .
Kocası Almanya’daki Ayşe’nin bu kez parası yoktu .Paranın ne zaman geleceğini de bilmiyor
du .Lâf olsun diye bir kumaş beğenmiş , eline almıştı ya , bohçacılardan bir türlü kurtulamı
yordu .O kumaşı bohçanın üstüne atıyor bohçacı kız onun üstüne atıyordu..
Ayşe kadın:
" Kardeşim , siz ne söz anlamazsınız . Valla ,beş kuruşum yok .Pazar harçlığım yetmedi de Hacer’den aldım . İstersen sor Hacer’e . "
" Paran yoksa borç al bacım . Kız şuna bi borç verin .."
Ayşe sonunda sesini iyice açtı .Bohçacı kadınlara bağırmaya başladı .
Seytanim elbiselik kumaş aldığı bohçacıya :
"Allah inandırsın , benim de param yoktu .N’apıyım istesem virmez .Dıkım’ın cebinden aldım da geldim . Dıkım Uyuyadursun ."Kocaman ağzıyla gülümsedi . Zayıf ve kırışık yüzü, iyice
uzadı ..
Çingene .
" Helâl olsun gacıya . Sen düşüne dur ."
Tekrar :
" Görüyo musun be anam ! Kocasının cebinden almış da getirmiş ! Sen borç almaya korkar-
sın be ya .."
Ayşe :
"Ben borç neyi alamam .Benim kocam el gâvurunda çalışıyo anladın mı ?.."
Bohçacı deyim yerinde ,tavuk pisliği gibi yapışmıştı Ayşe’ye . Sonunda :
" Git anam ,senin gibisini ne gördüm , ne de duydum " dedi..Adeta kavga eder gibi .Elbiselik
kumaş Ayşeden çingene kadına gidip geliyordu .Bu duruma ev sahibi Ayşe karıştı :
"Hadi hadii ! Alın bohçalarınızı da gidin buradan .Bakın şu karşı balkondakiler sizi çağırıyor
muş .Orada da satarsınız .."
Arkalarından korkusuzca bağırdı :
" Hadii! Anca gidersiniz .."
Hemen hemen bütün kadınların elleride kumaşlar arkalarından baktılar .
Küçük evin bahçesi iki yüz adımlıktır .O küçük bahçe üç kardeşin . Gelinlerden ikisi ekmiş fideler dikmişler .Biber fideleri boy atmış , dipleri sıkışmış , çepin istiyor .Domates de öyle.
Kabak , fasulye ,patates ve marul maydonos gibi sebzeler ise ekilmiş .Yeşilin en taze renk-
leriyle donanmış bahçecik .
güzel bir hava .İkindiyi geçmiş zaman .Gelinlerden küçüğü ,sıkışan biberlerin dibini çepinli-
yor .İşini bitirdiği yerlere sevgiyle bakıyor.Bir çocuğa bakarca , okşarca kazıyor toprağı .
Fidelerin diplerine yığıyor yumuşak toprağı .
Bu güzelliğe yaraşmayan bir sesle irkliyor .Bu ses Seytanim’in evlerinden geliyor .Ev ile bah
çe toprağı bitişik .On adım uzaklıktaki gelin , her konuşulanı olanca ayıbıyla duyuyor .Acı-
mak ve korku arasında, biber fidelerini çiğediği de oluyor .Bu kez acıması biber fidesine oluyor .Kırılan ince dalını toprakla besleyip , elleriyle düzeltiyor .
Seytanim’in kocasının kısık sesi iyice açılmış bağırıyor :
"Kız karı ! N’apıyım onu söyle ! Cebimde param var bilerek girdim dükkâna .Allah belanı vir-
sin i mi? Elimi cebime soktum ki bomboş ! Adam bi şeyle söyler hiç olmazsa ."
Seytanim aşağıdan alıyor , yalvarıyor :
"Allah canımı alsın ki şeytana uydum bi kere .Hiç giyeceğim yoktu elin içinde .."
" Ele de,sana da başlarım şimdi .Elinen biz sidik yarıştıramayız .Ben aç karnımızı doyuramı
yom .Oğlan asker , kız ulaşıklı .Bir sürü çoluk çocuk !
Adam ağlar gibi bağırıyor :
"Git ! Defol ! ..Senin gibi karıyı istemiyom .İrezil köpek ! Beni il içinde rezil kepaze ettin !
Elimi cebime sokuyom ki, param yok ! Geberesice karı , defol ! "
Seytanim bir köşeye büzülen çocuklara seslendi :
" Kapıyı kapatın . Ele güne rezil olduk !.."
Kocasına yaklaştı :
"Gözünü seveyim Dıkım ! Allah canımı alsın ki bi daha yapmam .Çoluk çocuk nereye gideyim şimdi ?."
Kocası onu dışarıya sürükledikçe ,içeriye kaçıyordu .Dıkım’ın bağırmaktan boğazı kurudu
sesi kısıldı .Bu bağırtılar ve yakarışlar akşama değin sürdü gitti .Seytanim kumaşı aldığına bin pişmandı. Gelmez olası çingeneler diye bohçacı kadınları suçluyordu .Kocası yorulup kö
şesine çekilinceye kadar sürdü bu..Dıkım ,gece çalışmaya fırına gidecekti .Köşesine kıvrıl
dı ..Kızına seslendi :
"Kızım bana bir yorgan ile yastık getir .O ananın Allah belâsını virsin ."
Dıkım uykuya dalınca ,Seytanim eline kızının çeyizine ördüğü dantel işini aldı ..Pencere kıyısına oturdu . Dışardan Ayşenim’le Hacer’in gülüşmeleri duyuluyordu ..