(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Gerçekten de sırtınızdan çıkarıp verdiniz mi adama? Sizin ihtiyacınız varken üstelik..
Bunu düşündüm,, gerçek veya kurgu. Bilemem. Siz yazdığınıza göre, gerçektir diye düşünüyorum. Eskişehir'de 15 yılım geçti. Bayat pazarını iyi bilirim. Fakir fukaranın mekanı.
İhtiyacım olduğu için vermezdim sırtımdaki paltoyu. İyi bir tesadüf olmuş, o gariban (!) adam da götürmüş orada satacak.
Dilenciye bile para vermiyorum,,, Duygu sömürüsü yapan çok.Hele Eskişehir'de. Sürüsüne bereket.
Er geç herkes hesabını verecektir, mazlumun ahı asla yerde kalmaz. Mahşerde verecektir hesabını. Bizim durumumuz da sizden farklı değil. Hemen hemen aynı olayları yaşadık. Eğer bunları yaşamamış olsaydınız, belki de kaleminizden hayatın gerçeklerini öğrenemeyecektik. hayat tecrübesi bana şunu öğretti : Acırsanız, acınacak duruma düşersiniz. Acımasız olalım demiyorum, ancak herkese hak ettiği değer kadar değer vermek ve davranışlarımızı ona göre ayarlamak elimizde.
Sizin yazınızı okuduktan sonra, 10 yıl önce Eskişehir'de yaşadığım bir olay geldi aklıma. Bu gün kaleme aldım, bitirmek üzereyim. yayınlayacağım burada. Okumanızı öneririm. Eskişehir'de 15 yılı geçti. Gerçi ilçesindeydim ama bir ayağım Eskişehir'deydi. İnsanları illerine göre ayırarak hareket etmem, her yerde dengesiz, sahtekar, riyakar insanlar mevcut.
Babama bir gün sormuştum, keşke daha fazla sorular sorsaydım. Yolumu aydınlatırdı, ama ölüm denilen gerçek ne zaman bizleri bulur, bu belli değil, er ya da geç sıra hepimize gelecek. Keşke babamla daha fazla zaman geçirseydim, keşke ölmeseydi babam diyorum ama keşkeleri geri getiremiyoruz. Demiştim ki babama, " Baba, sence tecrübe ne demektir?" yaşım 15-16 idi. Üzüntülü bir şekilde şu yanıtı vermişti. " Tecrübe, hayatta yediğim kazıkların toplamıdır. En yakınlarımdan yedim bu kazıkları.ben bunun adını TECRÜBE koydum."
İşte böyle. Tecrübe öyle lafla olmuyor, yaşamak gerekir. Zarar görsek de sonuçta aynı hatayı yapmamaya özen göstermek gerekir. Hayat bana bir şeyi daha öğretti. O da şu : Herkesi sev, ama asla herkese güvenme.
Herkesi kendimiz gibi biliyoruz, kimseye bir zararımız yok. Diyorum ki, kimseye zararım yok, bana da olmasın bir zarar.
Dünya dönüyor ve olacak bunlar. Cennet'in varlığını duyarız, okuruz, inanırız. Diyordum ki, neden cehennem yaratıldı? Buldum sonunda cevabını : İşte bu zalimler için yaratıldı. Kötüler için yaratıldı.
Saygılar dost kalem.. Yine dertleşiriz sırası geldikçe.
Paltoyu alan şahısları sevememiştim, HALA DA SEVMEM...paltonun değeri de onlara duyduğum sevgi kadardı...Görüşmüyorum kuzenlerle... Eskişehir'de ICF (Isı cihazları fb.) vardı, bilmem bilir misiniz... oranın sahiplerindendi bu şahıs. Yola çıkarkenki sermayesine ait anekdot öyküdeki gibi...Ama babamın hakkı hiçbir zaman iade edilmedi. Şimdi bulundukları tarafta hesaplaşıyorlardır belki... SAYGIYLA
En yakınlarının üzüleceğini bile bile başkalarını mutlu etmeye çalışmak... Ama sanırım yazıda vurgulamak istenilen bu değil, çağa ayak uyduran, insanca düşünenlerin önüne geçen ayıların düşünce yapılarının başarısı.
Paylaşım için teşekkürler, saygı öncelikli sevgiler.
Değerli dost. Yazılarını her gün dört gözle bekliyorum. Bu günkü yazın da oldukça güzeldi. Paltoyu verdiğin herifin namussuzluğundan amcanın fakr-ü zaruret içinde nasıl inim inim inlediğini de !!!! unuttuk. Allah yardımcısı olsun fakir fukaranın!!! tuh tuh tuh....
Hangisi yüzünden hangisini unutmak gerekir. İkisi de alışık olunan tipler, tavandan tabana kadar her katta onlar var. En iyisi baba gibileri unutmak, öğretmen olmuş ama adam olamamış diyerek bi tepik kıçına, yallah...Öğretmenlerin hepsi böyle mi ne... Şaka tabii ki::) Babacığımın, eşimin, tüm öğretmenlerin o mübarek ellerinden öperim... SAYGIYLA
Y-aaa hemşerim görüyonmu üç kağıtçı adamı nasıl inandırıyor saf temiz kalpli insanlar kanmağa ve aldanmağa mahkumdurlar çünkü içlerinde acıma duygusu var..
Yine çok güzeldi tebrik ederim saygılar selamlar..
Amcalar hep mi böyle oluyor . Resmen bizim amcamız . Şimdi oturduğumuz evin yerinde amcamla babamın ortak ,bir ev vardı .Babama kardeşin eve sen yaptır bana düşen hisseyi , ben sonra öderim demiş . Babam ağabeyine güvenmediği için evi onlarla birlikte yaptımadı . O yüzden bize düşen yere yaptırdı . Amcamın da oğlunun da yüzleri hep gülerdi . Allah rahmet etsin amcam rahmetli oldu . Şimdi amca oğluyla birlikte bir apartman yapılması işi var . Bakalım sonu n'olacak .
Uzun uzadıya sizi sıktım. Öykülerinizi büyük bir zevkle okuyorum , Selâm ve saygılar..
Sıkılmak mı? Bu samimi paylaşımdan mı? Tam tersi, onurlandırdınız beni... İnşalaah, istediğiniz gibi bir daireniz olur da, burukluğunuz giderilmiş olur böylece. Bizim amcalardan geri kalan kuzenlerle bile hiç bir bağımız yok, ne yazık ki...Kibirleriyle mutlulardır herhalde...Neyse...Saygıyla.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.