Biri geliyor, ardımca. Ayak seslerini duyuyorum. Koşuyor. Nefes alış, verişlerini hissediyorum ensemde. Birden, arkamdan yakama yapışacak gibi içimi ürperti kaplıyor.
Birden bire oluyor her şey. Kurşun gibi yağıyor yağmur.Her şey birden bire oluyor.Gök yırtıyor masumiyetini.Şimşek birden bire çakıyor, ceviz ağaçlarının orta yerine. Yıldırım, birden nişan alıyor gelip geçen gölgelere. Ay birden bire çıkıyor, kara bulutların arasından.Yıldızlar birden bire kayboluyor .Her şey birden bire peyda oluyor. Ayaklarıma dolan sular beni ağırlaştırıyor. Elbiselerim sırılsıklam iliğime kadar işledi, yağmurun soğuk dokunuşları.
Bir el,eller. Bir çok el.Kanlı eller.Küfürbaz eller. Etrafımı saracak, ardım sıra gelecek korkusu cümle hücrelerime dağıldı.
Gölgem uzadı önümde, ardım da, sağım da, solum da, altım da ve en tepemde. Hiç anlamadım.Oysa bekliyordum.Her şey yerle bir oldu. Gök yarıldı. Yer sallandı.Deprem birden bire oldu.İnsanlar sağa- sola savruldu. Elini uzattığında yabancı eller tuttu.Sonra, çok çabuk bıraktılar ellerini.İzmarit kokan, isli paslı parmaklar ve içlerindeki zehir atıkları.
Çocuk birden bire oldu.Anne birden bire sustu.Sükut ette nefesi.Nefesi ısındı birden.Birden anne oldu kadın, her şey birden bire oldu .
Abdest aldı dedem.Bir anda serdi seccadeyi. Kıyamda durdu. Rûkuya eğildi.Secdeye kapandı.Açtı ellerini Allaha yalvardı.Ağladı ve sustu dilleri.Her şey birden bire oldu.Dedem tesbihini çekti birdenbire...SubhanAllah-Elhamdülillah-Allah-u Ekber.
Çocuklar evlerinden kopup geldiler meydana. Ellerinde bilyeleri vardı.Renkliydi kimi, kiminin rengi kaçmış güneşten.Attılar orta yere.Sonra yarıştılar birbirleriyle. Hepsini kazandı tek başına Murat .Herşey birden bire olmuştu.Birden bire başlayıp bitmişti oyun. Ayşe ile Fatma birden geldiler Nazlının yanına.Kurdular küçük evlerini.Biri anne, biri kız, biri komşu oldu.Çay içtiler, ip atladılar, masal okudular kitaptan.Herşey birden bire olmuştu. Çarçabuk olmuştu akşam.
Baba indi arabadan.Elinde kese kağıtlarında yiyecekler.Bir poşet içinde, saçları siyah, gözleri yeşil bir bebek.Bir yanında kırmızı top.Birden açıldı kapı .Karısı" hoşgeldin dedi.Birden aldı elindeki ağırlığı eşinin.Hafifletti yükünü. Kızı aldı bebeğini bir öpücük babasının üşümüş yanağına.Babası ısındı bir anda.Oğul aldı topu sarıldı babasına en oğulca.Kuvvetli adamdı babası. Oda onun gibi olacaktı büyüyünce.Hep birlikte oturdular sofraya.Bulgur pilavı ve soğan vardı sofrada.Herşey birden bire oldu.Geceye düştü yıldızlar.
Çizgiler düştü yüze. Derin derin bir kuru yol oluştu.Hayat çizgisi kısaldı el falında. Dedem can verdi kolumda.Dudaklarında kaldı zemzem suyu. Ben daha Yasin’in son sayfasındaydım oysa.Yıkayıp, yudular.Abdestini verdiler son kez.Sonra bağladılar ağzını.Bir daha hiç kohuşmasın diye, rahat döşeğine yatırdılar.Beyaz kefenine sardılar.Okundu selası, kılındı namazı.Açtılar bir mezar.Mezar mis gibi toprak kokusuyla "Gel, Gir koynuma " dedi dedeme.Dedemi gömdüler.En güzel sevgiliye gitti bir anda. Herşey bir anda oldu.
Doğduk-nefes aldık- tam yaşayacakken girdik toprağa.
Herşey bir anda oldu Her şey bir... Her şey... ... Her...
Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
en güzel şeylerde en acı şeylerde hep bir anda oluveriyor....insanın hayatı bir anda ters yüz oluyor can yazın okuyanı silkeliyor bilesin .....saygılar
Her şey bir soluk alıp veriş hızıyla olup bitiyor .. Daha çocukluğun tadını çıkaramamışken koskoca kız oldun diyorlar. Genç kızken daha ne zaman evlenecen , evde kalacan diyorlar , Evlenince bebek ,bebekler büyüyor birdenbire evlenip onlar da anne oluyorlar. Çevrendeki sevdiklerin birden bire azalıyor. Ölüm her an nöbette.. Babamın ölümünü anımsattınız.. Yeniden yaşadım sanki.. Bu kadar hüzün yeter, Sevgiyle kalın..
Kaotik bir yazı mı, değil. Hızlı mı, değil. Bu yazı, yazı gibiydi. Belki etkisi burdan. Çırılçıplak ölüm kokuyor. Sanki hızlı saran bir filmde hızla yaşlanmak gibi bir görsellik sunuyor. Çok saygımla.
Gerilimle başlasa da hayatı sobeleyen bir yazı okuduk..haliyle kalem çabukluğu gerektiriyor. Akış hızından -yazının ve hayatın- bir şeyler idrak eder, vazife çıkarıp daha fazlasını da anlamaya gayret eder, ürperir miyiz bilemem..ama yazı 'ben burdayım' diyor.
Hava bozunca eve gelişim birdenbire oldu. Siteye bir göz attım. Yazınızın okunma sayısı doksan dokuz idi. Yüze tamamlamak istedim. Okudum. Çok şey olmuş ama, birisi hariç öbürleri yazım yönünden birden bire olmamış. Bazı sayın yorumcular da birden bire demişler. Gelin bundan sonra elbirlik BİRDENBİRE yazalım. Umarım alınmazsınız ve alınmazlar. Saygılarımla.
Bu "Birden Bire" lerin içinden binlerce öykü çıkacak gibi..."Birden Bire" diyerek hızlıca geçtiğiniz o kadar çok materyal var ki yeniden yeni şeyler yazmanız için! Diğer yorumda bulunan dostların da ifade ettikleri gibi, kaleminiz ve anlatım gücünüz çok güzel! Biraz daha planlı, hazırlıklı yaklaşırsanız yazmaya; inanın, sizi tutabilene aşkolsun! Çünkü, benliğinizin deposunda o kadar çok malzeme var ki ; yazılmayı, gün ışığına çıkmayı bekleyen! Evet...Sürükleyici, düşündürücü ve (okur gözüyle) içinde kendimizi bulduğumuz bir paylaşımdı. Devamı dileklerimle, saygı ve dostlukla...
Bu hasta halimle beni öldürseler hiç bir şey okuyamazdım. Daha sonra detaylı bir şekilde okumak üzere öylesine girdim öyküye. Fakat düşündüğüm gibi çabuk olmadı çıkışım. Aldı sürekledi öykü birden bire.
Ben yaşlı ve hasta bir bayanım a canım. Kalbim dayanmıyor hüzün tüten yazılara. Yazar bütün kahramanlarını teker teker geçirdi gözlerimizin önünden. Göründüler, misyonlarını anlattılar. Fakat bir tek dedenin akıbeti belli oldu. Diğerlerininki de olmalı. Misket oynayanlara, evcilik oynayanlara, babaya,anneye ne oldu? Dede başta göründü sonra öldü birden bire. Bunu o kadar etkileyici bir şekilde anlattın ki, ister istemez hani öbürleri dedim içimden...
Sanırım bunu çok sık tekrar ediyorum, ama yine söyleyeceğim; senin içinde koca bir sandık saklı. Kesinlikle hayal gücün ve duyguları kelimelere giydirişin çok güçlü. İmgeler kullanıyorsun ama, yazdıkların gayet anlaşılır.
Bir eksiğin "birden bireci oluşun." Benim gibi sabırsızsın sen de.
Bu arada atasözlerine ve deyimlere saygılı bir yazar olduğun içingözlerinden öperim benim sevgili dostum.
Kutluyorum can-ı gönülden.
Aynur Engindeniz tarafından 11/14/2011 12:56:43 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yorum yanlışi yere gitmiş. Gerçi orası da yabancı değil ama asıl buraya olacaktı. Tekrar yolluyorum:
Ah sizi yumurcaklar ah. İki dakika başka sınıfa gittim diye sınıfın altını üstüne getirmişsiniz.... İboooo Geç tahtaya bakiim. Cezalısın iki ayağını da kaldırp öyle duracaksın ders sonuna kadar tahtada. Hürrem sen de sil bakayım o burnunu. Ne o öyle salya sümük...Azıcık saçını çekti diye kıyametleri koparmışsın. Hem ağır tahrik de var. Sonra ne malum kendi rızanla çektirmediğin...Sen de cezalısın. Tahtayı sil, sınıfı süpür, camları sil bakiim ( Şaka bir yana ben bu cezayı verirdim kız öğrencilere...Erkekler de paspas yaparlardı )
Sana gelince Aynur. Aferim kızım hep böyle akıllı ol. Sana bir hatfa izin. Evine git. İyice dinlen. İzin dönüşü de Öğretmenine ( Başkasına gitmesin bana yani ) Üzümlü kek getir tamam mı evladım.
Hürreeemmm. O ibo var ya ona fazla takılma bak şiven de bozulmaya başladı.
bana bak tultan hanım! tide diyorum ...Lüften hem kafama vuruyor hem bilal abiyle kurupilav bide turtu yiyorsun en karışığından...ortalığı tarıştırıyorsun oda ayrı...teni titayet ediyorum örtmenime bide Aynur'a...tifreli mifrelide tonuşma tamam mı?
N-Aynurum sen gözünü kapat gülüm.Dinlen.Yaa niye uzakız ki sankime..Men gelerdi m.Sana çorba pişirerdim.Ateşini alardım az biraz .Sonra harlardım sobayı.
Uzaksan ne edem canımın gül kokulusun, ne edem.Kara talih bizi almış bi baştan öbür başa savurmuş.Acaba ne etsem.Neylesem. Burada ben, sen ordaykene öyle çok canım sıkılıyorki birde hastasın ya hepten perişan oluyorum.. İsim eniştesi olacam değilmi bilale.Bilal enişte gibiyim allama.Ben ve bilal ayrılmaz ikili :)))
Oooo sınıfımızın en çalışkanı Aynur hastaymış...geçmişş olsun..o yüzden sınıfa geç geliyorsun..anladımmmm...Entelleksiyonmu oldun?şeyy bir türlü dilim dönmüyor şu ecnebi lafına enjeksiyon mu oldun? yoksam ortalığın hastalığımı?:))) Şaka bir tarafa;
Çok ama çok geçmiş olsun Aynur Hanım...Rabbim acil şifalar versin...
Şakaya devam:)))
Sami Hocam,ben asmıyom bunlar azdırıyo...Şu sultanda bana kötü laf etti...onu şikalet ediyorum sise...
Abiler ablalar hocalar bakın çok hastayım diyorum, daha biriniz geçmiş olsun demediniz. Sami Hocam, benim bi suçum yok. Sultanla İbrahim Bey şifreli konuşuyor gibi geldi:)) Onları tahtaya yazacağım:
İçindekini kustun deel mi? Sen cezalısın bugün..akşama kadar ayakta duracaksın ben demeden oturmak yok...Çay ve kekleri yapıp getirdikten sonra tabi...
Kambersiz düğün olur mu yav. Ben de geldim. Şişşşt. Cocuklar kavga etmeyinnnn. Hadi sınıflarınız bakiiim.. Hımmmm. Çekerim kulağınızı. Kavga yok tamam mı. Kardeş kardeş paylaşın...
O tüyolar benim bi kerem.Hem sen niye alıyosun kine hıı hııı hıı ( burada elimi belime koydum, sağ ayağımı hışımla yere vuruyorum.Yerde ki tahta zemin sallanıyor, Kaşlarımı çaktımm, ağzımdan köpükler çıkarıyorum,ama iğnemi oldum korkmayın efekti:)
Sen var ya bilinçsiz olarak böyle eserler ortaya koyuyorsan, üzerinde çalışıp demlendirip yazsan vallahi bestseller olacak eserler ortaya çıkartırsın:)
Dedim ne yapsam ne etsem.Bir şeyler yayınlasam. Dün Nebihanın bir yazısı vardı.En iyi adam...
Ona yaptığım yoruma biraz daha yazıp yayınlayayım dedim.Yazı öyle bir yere gitti ki vazgeçtim:))))
Sonra Bu resim sana neyi anlatıyor gibi bir forum varya.Dedim bi bayakıy.Orada Sema encinin paylaştığı fotoğraf ilgimi çekti.bende yazmaya başladım.İnan her şey birden bire oldu.Bende anlamadım:)
zaten her şey bir anda olmaz mı? o bir an hiç değil midir? Hiçlik,heplik değil midir? hepimiz her şeyimizi hiçlikten almadık mı? niye o zaman bu bağırış niye? neden bu gurur?
Ah sizi yumurcaklar ah. İki dakşika başka sınıfa gittim diye sınıfın altını üstüne getirmişsiniz.... İboooo Geç tahtaya bakiim. Cezalısın iki ayağını da kaldırp öyle duracaksın ders sonuna kadar tahtada. Hürrem sen de sil bakayım o burnunu. Ne o öyle salya sümük...Azıcık saçını çekti diye kıyametleri koparmışsın. Hem ağır tahrik de var. Sonra ne malum kendi rızanla çektirmediğin...Sen de cezalısın. Tahtayı sil, sınıfı süpür, camları sil bakiim ( Şaka bir yana ben bu cezayı verirdim kız öğrencilere...Erkekler de paspas yaparlardı )
Sana gelince Aynur. Aferim kızım hep böyle akıllı ol. Sana bir hatfa izin. Evine git. İyice dinlen. İzin dönüşü de Öğretmenine ( Başkasına gitmesin bana yani ) Üzümlü kek getir tamam mı evladım.
Hürreeemmm. O ibo var ya ona fazla takılma bak şiven de bozulmaya başladı.
Kızdın deel mi? niye...sahapsız mı gördün bu garibi...vur vurda seni Aynur ablama söyliyim...ıııııIIII(bu bir sızlanma efekti) ...neyse selam olsun...hadi yine iyisin..iyisin iyisin...biri beni tutsun...selamlar
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.