6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
700
Okunma
Dün kömür aldım. Kömürü koyacağım merdiven altını temizledim, çok yoruldum.
Bugün olağan bir gün. Kalktım,sobayı yaktım. Dışarda güneş görünüyor ama benim eve
uğramıyor. Dünün o esintili ayazı sanki bugün yok gibi.
Annem evin soğukluğundan bıktıkardeşime gitti .Kardeşimin evi güneşli.O orada rahat.
Kendime güzel bir kahvaltı sofrası hazırladım,sıcak sobanın yanıbaşında.Çayımı yudum
larken aklıma bir şiir düştü.Hemen kalkıp yazmazsam,tembellik edip yazmayacağımı an
ladığım için ,kahvaltıyı yarım bırakıp,defteri kalemi elime aldım.
Şiiri yazdım. gece yarısı edebiyat defterine yazmayı düşünüyorum.
Ekmeğim kalmamıştı.Kahvaltımı tamamladıktan sonra ekmek almaya çıktım. Hava düne
göre biraz ilımıştı. Esmiyordu. Kuru ayaz üşütmüyordu. Güneş az da olsa ısıtıyordu.
Her zamanki gibi iki tane köy ekmeği almış ,eve dönüyordum.
Arkamdan biri sırtıma dokundu.Yaşlı bi kadındı:
-Kızım ,kurban tepesine nereden gideceğim?.
Şaşkınlıkla:
-Siz tam ters yöne gidiyorsunuz.Bu yoldan giderseniz mapusanaye varırsınız.Kurban te
pesi bu tarafta.
Kadın telaşlı ,bungun:
-Buraya iki sene önce geldiydim .Çok değişmiş.Buraya bir tanıdığa geldim.Telefon etsey
dim,gelir beni karşılarlardı.
Üzülmeyin dedin bir anlık düşünmeden sonra ,benim evimin yolu üzerinden gideceksiniz.
Gelin size gidexeğiniz yolu göstereyim.
-Gideceğim ev caminin yanındaydı .Büyük bir okulun yanından gidiliyordu.
Önünden geçtiğimiz hükümet binasını göstererek:
-Bu binayı onu sandım ,dedi.
Durmadan yol boyunca yineledi:
-Sağol,çok teşekkürler.
-Rica ederim ,bir şey değil..
Kadının soluk alıp verişini duyuyordum.Benim hızlı adımlarıma ayak uyduramıyordu.Ben
önden gidip, şu ekmekleri eve bırakayım, sizi ben köprüye kadar götürürüm dedim..
Daha hızlı adımlarla yürüyerek ,ekmekleri eve bıraktım.Kadın az ilerde beni bekliyordu.
Herhalde, benim onu bırakıp gideceğimi düşünmüştü. Beni tekrar görünce çok sevindi..
- Sağol kızım. Allah razı olsun.Çok teşekkürler.
- N’olacak, bir şey değil.. Parktan geçelim , köprü az ilerde..
-Sağol ,sağol!
Konuşmak amacıyl :
Benim dedem , buranın ilk müftüsüymüş. Biz buranın yerlisiyiz. Siz nerelisiniz ?
-Kalecik’liyiz.
- Benim dünürüm de Kalecikli.
-Kaleciğin içinden mi ?
-Bir köyünden ama şimdi çıkaramayacağım.Parka geldik .İşte burası park.
-Burası mı? Burayı biraz hatırladım.
Park öğle güneşi altında .Büyük çınar ağaçları kollarını genişce her yöne uzatmış ,altın
daki kanepelerde insanlar dinleniyordu.İlerdeki çocuk parkında anneler çocuklarını sal
ıncaklarda sallıyorlardı.Pırıl pırıl bir ekim günüydü.Küçük havuzun fıskıyesi açık değildi
İlerdeki kafede ,çınar ağacının altındaki masalarda, yorgun insanlar çaylarını yudumlu-
yorlardı.
Kadın soluyarak yanımda yürüyordu.
-Köprü az ilerde,bak görünüyor. Ben sizi orada bırakırım.Gideceğiniz yolu gösterir, dö-
nerim.
Kadın:
-Sağol ,teşekkürler.
-Bana bakarak.
- Hayat ,hayat beni yıprattı .Çok yoruldum.
-Kaç yaşıdasınız?
Yaşını söyledi. Aramızda on üç yaş var ama kadın soluk soluğa ve zor yürüyor.O kadar
yıl sonra ben de mi böyle olacağım diye düşündüm . Yarın ne olacağını bilmiyoruz ki!..
Kadın tekrarladı :
-Hayat,hayat beni yıprattı !
-İşte köprü.Hatırladınız mı?
Evet anlamına başını salladı.
-Okul karşıda gözüken ağaçların bulunduğu yer.İki tarafında da yol var.Siz şu görülen
yoldan mı yoksa öbür taraftan mı gideceksiniz?
Kadın aradığını bulmuş gibi baktı :
-Şu gözüken yol ,dedi.
Birden bana sarıldı,iki yanağımdan hararetle öptü.
-Sağol kızım Allah razı olsun!
Kadına iyi günler dileyip ,uğurladım.Kolay gelsin demeyi de unutmadım.
Eve geldiğimde,salonda ayna karşımdaydı.Kendime baktım.memnun muydum kendimden.
Evet!
Aynaya bakacak yüzüm vardı...
19 10 2011