Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
reyya
reyya

BİR SEANSLIK MONOLOG

Yorum

BİR SEANSLIK MONOLOG

19

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1869

Okunma

Okuduğunuz yazı 13.10.2011 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
BİR SEANSLIK MONOLOG

BİR SEANSLIK MONOLOG


“Hemen pes etmemelisiniz” dediğinde doktoru ellerimle boğmak istedim. Ama yerimden kalkabilecek kadar gücüm yoktu. Güzel oymalı ahşap masasının arkasında kendinden emin, hakkımda verdiği hükümle bir şey başarmış edasıyla oturuyordu. Elindeki kalemle oynuyor, bakışları üzerimde vereceğim tepkiyi bekliyordu. Gözlerimi kaldırıp gözlerine dikmek;

“Yanılıyorsunuz, siz benim ölmemi istiyorsunuz ama ölmeyeceğim, yaşayacağım !” diye bağırmayı çok istedim. Ama ağzımı açmak bir yana gözlerim bile hareket etmedi doktor bey. Bakışlarım, elinde çevirip durduğu kaleme bir kere mıhlanmıştı.

Sinirime dokunuyordu o kalem. Yerimden kalkıp parmaklarının arasından almak, bir kağıt parçası gibi paramparça etmek için müthiş bir arzu duyuyordum. Merak etmeyin yapmadım. Sadece kalemi seyrettim.

“Gülay hanım, Gülay hanım... iyi misiniz?” dediğini duyduğumda, ismimi ağzından silebilmeyi çok istedim. Biliyor musunuz Doktor bey, o koltukta otururken öfkemin damarlarımda dolaşmasından ne büyük bir zevk duyduğumu anlatamam. Hayır, hayır bakmayın öyle, elbette bir taşkınlık yapmadım. Yapamadım…Sadece içimde tutuşan öfkeden aldığım güçle ancak ayağa kalkabildim.Vücudum öyle ağırdı ki, bacaklarım bu yükü taşımayacak gibi titriyordu.

Ben her zaman kibar bir insan olmuşumdur. O gün de öyleydim doktor bey. İnanın bana, iyi bir hanımefendi gibi elimi uzatıp teşekkür ettim. Hatta yüzümde bir tebessüm dahi vardı.

Doğru söylüyorum. Kibar davranabilmek için zorlanmadım bile. İçimde bir öfke, ilk defa bu kadar kabarmıştı. Ama bir damlasını dahi benliğimden dışarı sızdıramadım.

Öyle biriyim işte ben. Kendim için yaşadığım kaç günüm var hatırlamıyorum bile.

Başınızı da ağrıttım. Neyse muayenehaneden çıkıp, hastanenin koridorlarında nasıl ilerledim kapıya nasıl ulaştım bilmiyorum. Birden kendimi sokakta buldum. Eğer soğuk hava ile ürpermeseydim, ne yaptığımı bilmeden, ayaklarım nereye götürürse oraya kadar giderdim. Yüzüme çarpan kar taneleri ile kendime geldim. Bir daha görecekmiydim, bir kışım daha olacak mıydı…İlk aklıma gelen şey bu oldu doktor bey.

Bunu anlayabilir misiniz ? Biliyorum, hepimiz bir gün öleceğiz. Ama kendimden başka hiç kimseyi ölüme bu kadar yakın düşünemedim. Kelebekleri düşündüm o an. Ömürleri kısadır ya. Belki ben daha uzun yaşayacağım. Ama ölüme onlardan daha yakındım.

Bakışlarınızdan anlıyorum. Bana acıyorsunuz. Belki acımıyorsunuz, ama ben öyle hissediyorum. O gün de bunu hissettim. Karşıma çıkan herkesin öleceğimi bildiğini, onlardan önce öleceğim için bana acıdıklarını düşündüm. Hayır yanılmıyorum. Belki de yanılıyorum. Belki de yanılıyorum ama öyle hissettim işte.

Hastanenin girişinde bir çiçekçi vardı. Beni görünce bir demet nergis uzattı. Hepsi de boynunu bükmüştü doktor bey. Onlar da ölüyorlardı tıpkı benim gibi.

Kabul ediyorum, hemen karamsarlığa kapıldım. Haklısınız. Ama benim yerimde olsaydınız siz ne yapardınız. Elindeki tıp diplomasına güvenen biri karşınıza geçip de “ öleceksin” desesiz ne yapardınız. Yine de içimdeki yıkıntıları, onun yanında belli etmedim. Ama o bir demet nergis avuçlarımdayken, tutamadım kendimi.

Soğukla birleşince, gözyaşlarım yanaklarımı öyle acıttı ki tarif edemem. Ne kadar sıcaklardı. Üşüyen tenime bir kor gibi döküldüler. Yanaklarım sanki ateşte kavruluyordu.

Ne mi yaptım sonra. Hayır doktor bey eve gitmedim. Sanki ölüm meleği beni evde bekliyor gibiydi. Eve gitmekten korktum. Hala da korkuyorum ya. Evde ölmekten korkuyorum doktor bey. Tek başıma ecelle karşılaşmaktan korkuyorum.

Bir süre dolaştım sokaklarda. Aslında yürümeyi hiç sevmem ben. Nereye gideceksem arabamla giderim. Ama o gün ayaklarımı yeni fark etmiş gibiydim. Bacaklarım isyan edene kadar sokaklarda dolaştım. Henüz güneş batmamıştı ki, ayaklarım bedenimi taşımaktan yoruldu. Bir parka girdim ben de. Bir banka oturdum. Üstü karlarla kaplanmış bir banka. Yaprakları dökülmüş bir ağacın kuytusunda unutulmuş gibi sessizliğe gömülen bir banka oturdum.

Doktor bey biliyor musunuz, unutulacağımı bilmek de çok acıtıyor beni. Ölüm bir, unutulmak iki. Hatırlanacak bir karakterim var demiyorum. Yine de hayattan elde etmeyi umut ettiğim çok şey var daha. Bir yuva, bir eş belki çocuklar…

Belki böylesi daha iyidir, ardımdan ağlayacak çok insan olmayacak. Benim için çok insan üzülmeyecek. Kimseyi üzmek istemiyorum. Üzülmesinler. Ama beni hatırlayacak kaç dostum var onu da bilmiyorum.

O bankta otururken hep yanıbaşımda duran ağacı seyrettim doktor bey. Gövdesi çatlamış, yer yer kabukları soyulmuş. Acaba ölünce benim de bedenim böyle mi olacaktı. Yoksa, omuzlarımda biriken kar gibi eriyecek mi vücudum toprağın altında.

Ben hiç ölü görmedim doktor bey. Annem öldüğünde bile yüzünü görmek istemedim. Onu hep gülen gözleriyle, o pembe parlak teniyle hatırlamak istedim. Daha doğrusu babama öyle söylemiştim. Ama o gün fark ettim ki annemi bir ölü olarak görmekten korkmuştum. Keşke görseydim. Son bir kere baksaydım yüzüne. Ben öldüğümde “son bir kez göreyim” diyen dostlarım olacak mı benim.

Elimde değildi doktor bey. Oturduğum bankta, aklımdaki tek soru bu idi.

Ölünce neye benzeyeceğim. Karların örtemediği birkaç kurumuş yaprak vardı yerde.

Haklısınız o gün bu düşüncelerle sadece moralimi bozdum. Ama bir şey daha düşündüm. Öldüğümde cesedim o ağacın kabukları gibi yer yer çatlayacak, o yapraklar gibi çürüyecek, fakat baharda o ağaç tekrar diriliyor ya, acaba ben de…

Ne oldu doktor bey, o çan niçin çaldı?
Öyle mi…
Demek seans bitti.
Peki,
Haftaya tekrar gelirim doktor bey,
Zamanınızı çalmamalıyım elbette.
Başka hastalarınızla ilgilenmeniz gerektiğini ben de biliyorum.
Öyleyse haftaya,
Eğer hayatta olursam
Ve gelecek kadar güç bulabilirsem, haftaya tekrar görüşürüz.
Kapıyı arkadan kapatmamı ister misiniz?
Tamam
Kapatıyorum
Yalnız, son bir şey sormak istiyorum.

Doktor bey, ben ölünce o ağaç, o yapraklar gibi olacağım. Peki onların dirildiği gibi benim de dirileceğim bir bahar olacak mı?

Neyse, boş verin doktor bey, size sağlıklı günler dilerim…

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Bir seanslık monolog Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bir seanslık monolog yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BİR SEANSLIK MONOLOG yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Gecenin Sessizliği
Gecenin Sessizliği, @gecenin-sessizligi
26.10.2011 20:41:20
yazdıklarınız bir kurgu değil aslında.Gerçeğin ta kendisi.Kaç insan var beklemedikleri bir anda "ÖLECEKSİN" dediklerinde umutsuzluğa kapılan.Aslında bununla yaşamayı öğrenmeli ve bu gerçeği unutmamalı insan..Sizde ölüm gerçeği ile karşılaşan bir insanın hislerini anlatmışsınız.Teşekkürler.Güzel bir anlatım..
Davidoff
Davidoff, @davidoff
14.10.2011 19:22:58
Aslında önce sessizce pes edip, sonra tek kişilik savaşa hazırlanmanın güzel bir öyküsü.

Gerçek hayatta bu seanstan hergün yüzlerce monolog yaşanmaktadır, biz sayenizde sadece birisine rastladık.



KUTLARIM.
Mehtap ALTAN
Mehtap ALTAN, @mehtapaltan
14.10.2011 18:30:34
Müthiş birlezzet bıraktı ruhumda...

elbette kutladım...
sultan mihr-i şah
sultan mihr-i şah, @sultanmihr-isah
14.10.2011 14:47:28
Tek kelime ile mükemmel!...
O qué
O qué, @o-qu
14.10.2011 12:40:18

Tebrik ederim günün güzel yazısını..
Sevgiler
inci*
inci*, @inci-
14.10.2011 12:25:18
Ustaca aktarılmış duygu sağanağı, kim bilir ne fırtınalar ne kıyametler kopuyor çaresizlerin yüreğinde. Bu yazı kısacıkta olsa bana, çaresizlik sonrası bir yüreğin sesiz çığlığını anlattı ve o yüreğin kabullenişini okudum gözlerim doldu. Yazan kalem daim olsun ve sevgiler Reyya.
Billur T. Phelps
Billur T. Phelps, @billurt-phelps
14.10.2011 11:51:06
Öncelikle kurgu olduğunu umarak güne gelişini kutlarım yazınızın.

Bir duygu seline düşürdü beni okurken ve aynen Aysel'in dediği gibi, gözyaşlarımı tutamadım.
Belki de kendimi koydum o kadının yerine. O yüzden içim bir başka acıdı. Allah kimseye
yaşatmasın dilerim.

Sevgiler,

İbrahim ERZURUMLU
İbrahim ERZURUMLU, @ibrahimerzurumlu
14.10.2011 11:35:58
Günün seçkisini ve yazarını canı gönülden tebrik ediyorum...hakeden bir yazı olmuş...selamlarımla
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER, @ayselaksumer
14.10.2011 10:16:42
Güne gelmeyi fazlasıyla hak etmiş bir yazıydı. Hem sizi hem de Seçki Kurulu'nu kutluyorum. Çok duygulandım. Bir yazar okuyucuya gözyaşı döktürmüşse eğer bu onun başarısıdır. Sevgilerimle.
reyya
reyya, @reyya
14.10.2011 10:13:52
Yazımı güne getiren seçki kuruluna çok teşekkür ederim. Beğenilmesinden kıvanç duydum:))))
Mustafa YILMAZ
Mustafa YILMAZ, @mustafayilmaz
14.10.2011 10:00:16
Başarı kolay gelmiyordu ve ulaşılacak yolun hedefi vardı...
Yanılmadığım bir kalem daha oldun teşekkür ederim...
Daha nice yol seninle başarılarınla olacak...
kitap serüveninde sana uzun bir sabır ve şans diliyorum...
Ayrıca bu yazın içinde kalemine teşekkür ediyorum...
Mustafa Yılmaz
puanımla
DemAN
DemAN, @deman
14.10.2011 09:47:52
Güne gelen elit seçkiyi yazan yüreği kutluyorum, teşekkürler

Selamlarımla
Etkili Yorum
Ve
Veysel Başer, @veyselbaser
14.10.2011 00:35:56
İyi Geceler,

Reyya'yı, yazılarını es geçtiğim başka isim okumuş olmalıyım ki yazınızı bu saate kadar okumamışım.
Bu defa tersten başlıyayım. Yazının içeriği insanı etkiliyor. Anlatım su gibi akıcı.
Dört-beş soru cümlesine soru işareti konulmamış. Bunların dışında yazım hatanız da yok.
Bana düşen; en içten dileklerle sizi kutlamak.
Başarınızın devam edeceği inancıyla saygılar.
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik, @lacivertignedenlik
14.10.2011 00:26:32
kendi kabuğunu soyan ağacın ağlaması

sevgiler
Mehtap Yıldız
Mehtap Yıldız, @mehtaphumeyraguldalli
14.10.2011 00:25:09
(:

yeğenlermden iki kardeş tıp okudu şu an lisans yapıyorlar.

geçen konuşmuştuk bu konu ile ilgili
hastaları neden dinlemez bu dr diye.
ama dinleyende varmış bakın...(:

çok akıcıydı ve hiç usandırmadı


seçkiye tebrikler

çok sevgimle...
handan akbaş
handan akbaş, @handanakbas
14.10.2011 00:04:48
Tebrikler sevgili Reyya, güne gelen bu güzel paylaşıma.Selam ve sevgilerimle...
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
13.10.2011 13:42:09
Sevgili Reyya, her yazında bir kat daha artıyor hayretim. Ne kadar duru ve etkileyici bir anlatım. Gereksiz detaylar yok, anlaşılmaz cümleler yok...Çok güzel, çok beğendim. Seni bugünümün yazarı ilan edebilirim:))

Tamam az yaz, fakat hep böyle bir önceki yazdıklarından büyük olsun cümlelerin.

Sevgiler.

Aynur Engindeniz tarafından 10/13/2011 1:42:19 PM zamanında düzenlenmiştir.
lemide
lemide, @lemide
13.10.2011 13:31:56
10 puan verdi
canıııııııııııııııım bir kişinin ruh hali ancak bu kadar güzel tasvir edilir yüreğimdesin sevgimdesin canım benim
kasım yağmuru
kasım yağmuru, @kasim-yagmuru
13.10.2011 13:26:45
Tek kelime ile "mükemmel" idi. Kaleminiz daim olsun efendim.. Allah uzun ömürler versin hepimize..
Sevgiler :)
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL