Gün geldi ağladığım günlere ağladım. hz. ebubekir
Fuat Türker
Fuat Türker

Rabb'in Dilediğini Seçer

Yorum

Rabb'in Dilediğini Seçer

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

600

Okunma

Rabb'in Dilediğini Seçer

Rabb'in Dilediğini Seçer

İnsanın ne zaman, nerede, hangi ülkede, hangi ailenin bir ferdi olarak doğacağını belirleyen ve yaşamı boyunca hangi olaylarla karşılaşacağını bilen ancak Allah’tır. İnsana sahip olduğu aklı, düşünceleri, görüşleri, bilgiyi ilham eden de Allah’tır.

İman etmek de O’nun dilemesiyledir. Allah Hadi’dir; hidayet verendir. Rab’dir; eğitip yetiştirendir. Cebbar’dır; dilediğini zorla yaptırmaya muktedir olandır. Rafi’dir; yukarı kaldıran, yükseltendir. Hafıd’dır; yukarıdan aşağıya indiren, alçaltandır. Kaim’dir; idare edip ayakta tutandır. Mukallib’dir; kalpleri çevirendir. Saik’dir; cehenneme sürendir. Mutahhir’dir; şirkten, kötülükten temizleyendir. Müzekki’dir; her kusur ve ayıptan, manevi kirlerden kullarını temize çıkarandır. Müzil’dir; zillete düşüren, hor ve hakir edendir. Latif’tir; lütuf sahibi, lütfedici olandır. Rakıb’dır; bütün işleri kontrolü altında tutandır. Rahman-Rahim’dir; ezelde bütün yaratılmışlar hakkında hayır, rahmet ve irade buyurandır.

Allah hayır, hikmet ve irade buyurarak dilediği kulunu doğruya yöneltir. İman edenler, Latif olan Allah’ın kendilerine lütufta bulunduğu insanlardır. Rabbimiz bir ayette şöyle buyurur:

"Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer; seçim onlara ait değildir..." (Kasas Suresi, 68)

Kur’an’da Hz. Yusuf kıssasında bu gerçeğe işaret edilir. Hz. Yusuf, Mısır’da iktidar sahibi olduktan sonra kardeşleriyle karşılaşır. Onu önce tanımayan kardeşleri bir süre sonra onun kim olduğunu anlarlar. “... Dediler ki: "Allah adına, hayret, Allah seni gerçekten bize karşı tercih edip-seçmiştir ve biz de gerçekten hataya düşenler idik." (Yusuf Suresi, 89-90-91) ayetinden de anlaşıldığı gibi, Hz. Yusuf’un kardeşleri, pişmanlıklarını ve hatalarını itiraf ettikten sonra, Allah’ın Hz. Yusuf’u seçtiğini kabul ederler. Burada önemli bir gerçek vurgulanır; seçmek. Seçim, dilediği kulunu Kendi dosdoğru yoluna yönelten Rabb’imize aittir.

İnsanın sahip olduğu bilginin kendisinden kaynaklandığını zannetmesi yüzeysel bir bakış açısıdır. Bu şekilde düşünmek, ilmin ve bilginin gerçek sahibinin Allah olduğu unutmak demektir. Sahip olunan her bilgi Allah’ın öğrettiği bilgidir ve dilediği anda tümünü geri alabilir. Bunu göz ardı eden insan, kendisinin ve tüm insanların, Allah karşısındaki aczini kavrayamamış demektir. Oysa insanlar, “Dilediği kadarının dışında, O’nun ilminden hiçbir şeyi kavrayıp-kuşatamazlar.” (Bakara Suresi, 255)

Bu yüzeysel düşünen karaktere dikkat çekici bir örnek de Kuran’da kıssası anlatılan Karun adlı kişidir. Karun, “... Biz, ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarları, birlikte (taşımaya) davranan güçlü bir topluluğa ağır geliyordu…” (Kasas Suresi, 76) ayetiyle bildirildiği gibi, Allah’ın büyük bir hazineye sahip kıldığı, ancak şükretmek yerine bundan dolayı ‘azgınlaşan’ biridir.

Elindekileri ‘hak ettiği’ni düşünen, Allah’ın gücünü takdir etmeyen Karun’un azgınlığının sonu ise yıkım olmuştur:

Dedi ki: "Bu, bende olan bir bilgi dolayısıyla bana verilmiştir." Bilmez mi, ki gerçekten Allah, kendisinden önceki nesillerden kuvvet bakımından kendisinden daha güçlü ve insan-sayısı bakımından daha çok olan kimseleri yıkıma uğratmıştır...” (Kasas Suresi, 78)

Cennet de cehennem de Allah’ın adaleti gereği vardır. İnsanlar, cehenneme orayı hak ederek girerler. Kendilerine can veren, sayısız güzellikle nimetlendiren Allah’a isyan edenler o en büyük azaba ‘müstahak’ olurlar. Sonsuz şölen yurdu olan cennete ise, ancak Allah’ın lütfu ve bağışlaması sayesinde girilir. Yüce Allah, cennetine sokacağı müminleri seçer, onlara lütufta bulunur, onları eğitir, günahlarını bağışlar ve hatalarını örter.
Mümin, bu seçilmişliğinin her an farkında olmalı, kendisine bu en büyük nimet olan imanı verdiği için her zaman Allah’a şükretmelidir. Bu şereflendirilme onun tüm davranışlarına yansımalı, güzel ve üstün ahlak özellikleriyle diğer insanlara örnek olmalıdır. Mümin yeryüzünde gaflette yaşayan insanlar arasında, ‘ziyanda’ olmayan pek az sayıdaki insandan biridir.

İmanı yaşamayan kişiler sonsuz azaba doğru giden bir ‘ziyan’ içindeyken, Rabb’i mümini kurtarmış, üstün kılmıştır; kuşkusuz bu en büyük ‘kazanç’tır.

Dünyadaki milyarlarca insanın Allah’ın huzurunda dizildiğini düşünelim. Ve Allah’ın bazılarını tek tek seçtiğini… Orada seçildiğimizi… Yaşanabilecek en büyük mutluluk bu olurdu. İnsan bundan daha önemli başka ne isteyebilir ki Rabb’inden…

Fuat Türker


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Rabb'in dilediğini seçer Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Rabb'in dilediğini seçer yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Rabb'in Dilediğini Seçer yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
11.10.2011 08:13:59
çok güzel anlatımdı yine
rabbimin seçtiği kullarından olalım inşallah
saygılarımla
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL