8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
787
Okunma
Sen ne zaman var oldun . Düşselliğini kabullenmek istemiyorum . Yineliyorum ; sevgi var .
Bütün güzellikler sevgi sonucu .. Ben oturup yazabiliyorsam , güzel şeyler düşünebiliyorsam ve düşünenler varsa ..
Gözlerimde yaşsın .. Görebilirsin . Çiçek tutmayı bilir misin sahi ? Çiçek vermeyi .Yanıtın
hayır ise gerçekten uzakta kal .. Perdelerin , toprakların , ormanların ardında .. Bir deniz
bile olsan gülüp geçerim . Hem de hınzırca ..Bir insanın ya da bir hayvanın dikenini çıkarma
yı bimezsen , bayramları anımsamazsan , yüzüne bakmam .. İyice inanırım kağıtlığına . Ka-
ğıt sevgililiğine .. Kağıt aşkına .. Sevgilerin gerçek elleri olur . Bıraktım . Gözlerimdeki yaş , perdelerin ardında .Ağladığıma kimse inanmaz . . Ben de alay ediyorum . Yüreğimi bı-
rakabilir miyim ? - camların , perdelerin ötesine .. Sözgelimi şu çöplüğe .. Köpeklerin , kedi-
lerin ağzına ..Daha inatla çarpar mı kalbim .. Suyun dibine nasıl iner , iki beyaz nilüfer . Yoksa bütün nilüferler suyun dibine mi indi .Şu parlak hareler , gölgeler onlar mı ?
Yol bom boş . Kızımla ben yürüyoruz . İki adımda bir atık çiçek . İçim sızlıyor . Ben atma-
dım bu çiçekleri , yolda rastladım . Solacak bu çiçekler , alma ,diyor kızım . . Üzgün ,elime
alıyorum . Bunlar kurur , eve götürmeye değmez .Su dolu bir vazoya koyacağımı söylüyo-
rum .İnatçılığı , beni pes ettiriyor . Bu çiçekler kötü , atık alma onları .Çok çiçekleri dikip canlandırdığımı söylemiyorum . Üzüntülü yürüyorum . Arkama dönüp dönüp bakıyorum .
Baktıkça soluyor çiçekler . .Titreyerek sevgiye uyanıyorum . Kitap arasındaki kuru gül yaprağını düşünüyorum . Ölümünü istemezken hep ölüme aday oldu sevgi ..Kuru yaprakla-
rına ağlayarak dokundum .
Sen camın ardındasın; gerçekliğini yaşıyorsun . Gerçekte düşselliğini ..Varolmadın .Adını
söyletmesini bilemedin . . Adın neydi ? Sıradan bir ad . Oysa sevgilileşince tanrısal bir güce
sarınıyor .. Hızı ışık hızını geçiyor . Uzaydan daha öte bir yerlerde tanrılaşıyor ..Adın sevgi ya ,evreni kuşatıyor ..
Sevgiye susulur mu ? Sustun . Gözyaşlarım bile angarya . Kağıtların adı da sevgi olmaz ..
Kapımın altında ellerimdeki yangını duymayıvereyim . Benim gerçeğim sevgi ..sevgim gerçek .. Bilirim ceviz ağacı da gerçek ..Ağaç gerçeği ..Ben insanım . Sayısız kez yinele
diğim gibi ..Vişne ağaçların dibinde çay içmedik . Söğüt gölgesini hiçe saydın .Güneşin top
rağı kızdırışını görmedin ..Alnın güneşe değmedi . Ellerimin hem çatlağını hem mürekkebini
görmedin .. Dağa tırmanmadık .Soluk soluğa bir çam dibinde öpüşmedik . Göl hep kara kaldı
cam sis ..
Penceremizin önüne çok katlı binalar dikilmemişti daha .İki katlı komşu evinin önünde , bizim evin yanında bir dut ağacı vardı .Karşı evin avlusundaki Akasya ağacının şiirini ya-
zıyordum .İki katlı beton evimizin balkonuna neredeyse uzanıverecek salkım söğütlerin al-
tında da yoktun ... Ama sevgin içimdeydi . Ben daha sekerek yürürdüm . Çöp bacaklarım kendini hep sokak çeşmesinin önünde bulurdu ..Söğütlerin o bahar kokusunu doldururdum
ciğerlerime ; testilerimle birlikte ..
Belki gördün . Elimde küçük bir defter , insan resimleri karalardım .Bu resimlerin arasında sen de vardın ; bol güneşli günler gibi .. Yıkanmış merdivenlerden çıkardın . Gözlerinde ye-
diveren gülleri açardı . Beyaz bir düşünceydin . Arkandan bakardım . Sevgiydi yürüdüğün
yol sıcacık bir merhaba .. El uzatış ..
Belki dayanırım kağıtlığına ; sevgiyle gülümsediğini duysam sesinin .. Sahi senin sesin kısıldı
mı ? Bir televizyon sesi kısılır gibi ..Ya da yayımlanmadan toplatılan kitap gibi.. Susturulan ,
gerçeği korkmadan söyleyen sesler gibi .. Aşktan da mı ürküyorsun ? Görmüyor musun el-
lerimi her zaman sevgiyle uzanan .. Kağıtlığını unutup , yeni bir düş , yeni bir umutla ..
çiçekli , ağaçlı , kuşlu aydınlık sokaklarda .. Çocuk adımlarıyla .. Sekerek ..