Biz ancak bize hayran olanları can ve yürekten överiz. la rochefaucauld
Fulya CODAL
Fulya CODAL

Ölüm Bloglarından Düşen Yağmur Tutanakları

Yorum

Ölüm Bloglarından Düşen Yağmur Tutanakları

8

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1340

Okunma

Ölüm Bloglarından Düşen Yağmur Tutanakları

Ölüm Bloglarından Düşen Yağmur Tutanakları




Bir elçidir zaman, araladığın hayata tüm iyi niyetiyle barış getirmek isteyen...
Bizse kovarız hiç dinlemeden, savaşlara olan merakımızın hoyratlığıyla savurganca harcarız onu; kıymet bilmezliğimizin eşliğinde...





Bu aralar çok düşünüyorum. Düşünmemem gereken ne varsa bir bir sıralıyorum aklıma. Yasak tel örgülere ve mayınlara çarpıp devriliyor us’lu yanlarım. Kalbimi çiğniyorum her defasında...

Herkesleşsem de herkes gibi hiç üzülmesem, gamsız ve hoyrat ve biraz da vurdumduymaz olabilsem keşke, bu kadar sıradışı acımasa canım.

Aslında çok da acınılası bir halim yok. Sadece nostaljik ve biraz da depresif olmak gibi kaygılar edindim. Bazen balkonun kapısını açarken camdaki yansıyan suretimden gördüğüm oluyor kendimi. Hüzünlü gibiyim, hüzünsüz gibiyim.. Duygulu gibiyim, duygusuz gibiyim..

Bazen ne hissettiğimi çözemediğim zamanlarım oluyor.. Yine de kendimden hiç vazgeçmiyorum. Biliyorum sen de ümitli olmamı isterdin her zaman. Bana bakma sen, bildiğin kızın işte, ama bilmediğin acılar yetiştiriyorum. Senin hiç görmediğin ve benim hiç bir zaman alamayacağım intikamlar dolduruyorum ceplerime...




’ey acı şiddetlen ’ ! nasıl olsa biteceksin !’




Şiddetlendikçe ölüyorum anne, ya o dindiğinde burada olamazsam. Hayatın ederi buysa, ben yok olacağım demekle eş değer değil mi bu? Belki hatrını bile sormaya bulamayacaklar kalbimin yerini diye korkuyorum.




’kalbim! etten bir organ değil sadece...’





Kendimi de, başkalarını da bağışlayamıyorum doğru! Senin hiç bilmediğin ’her şeyden’ ötürü, vicdan azaplarımdan yakarış beğeniyorum. Acı acı çığlığı duyulan bir trenin vagonundayım. Gördüğüm bütün kareler hayatımdan geçen yaşam anları ve tüm hüznüyle bana katık olan meraklı geleceğim..


Uyumak istiyorum, aslında istediğim uyumak da değil. Biliyorum ki uyursam uyanmak dahi istemiyorum. Senin gibi ve başkaları gibi, hatta herkes gibi yalnızları oynadığım bir gecenin piyesinde baş rol oyuncusu gibi hissediyorum kendimi.


Aşk’ı düşleyecek kadar aşk’a çoğalamadım bugüne kadar. Çünkü olmazlarımı olduramayacak kadar çaresiz anlarda, açılmayan o kapıların ardındaydım. Ne bir anahtar uydurabildim, ne bir kapı tomağı bulup vurabildim. Zaten kapı kolu da yoktu ortada, tutacak..


Bir kahvenin telvesini daha özgür bıraktım, tam da şimdi keyfimin kâhyası için. Bir elma soydum sonra; gözlerimin demine. Saate bakmanın kime ne faydası olabilir ki, zaman böylesine çılgınca seyrinde ve çocuklar en derin uykusundayken hayatın, gelecekteki acıların yasını şimdiden tutabilirsem dedim; avuçlayabilirim belki pişmanlıkları... Yine yanılgı..




Katar katar acılar ve yaşanmışlıklar kayıp yıldızların kayan mutsuzlukları gibiydi; ömrüme..
Ben bir rüzgar gülü olsam ya dedim; hep kendine dönen..





Kırgın değilim anne eylül’e. Yırtık uçurtmaların kuyruğuna kendim bağladım umutlarımı. Hiç kırgın değilim kuşlara ve rüzgâra. Aldanışlarımın sebebi yalnızca kader. Saçaklarını göğsüme sarkıtan yazgının dokunuşu bu..

Yangın kovuğundan çıkma bir çukurdaydım. Zuhur ederken sıcak temas, yakın bir karanlıktan kaçış aradım. Kaldırımlarımdan düştü ezeli teslimiyet. Rüzgârın kıvrımlarından, yalancı baharın esişine koştu hevesle savruluşlarım.

Mavi bir İstanbul aydınlığından düş’e karardım. Kararsızdım Ankara’nın gri mateminden. Hiç emin olamadım, karar kılamadım, çözemedim beyazını ruhumdan karanlık şehrimin. Caddelerin çıkmaz sokaklarda kaybolduğu bitişlerden yeniden başlamak istedim. Bağdaş kurdum aklıma. Kimse geçmiyordu anne oradan. Bekledim.. Çok bekledim..

Cüce kalmış dallarım büyüyordu keder hüzmeleriyle. Dev boranların saçlarında ellerimi aradım. Yoktun zamansız zamanlarda. Sitem mi bu? Hayır! Anne bakma öyle ağlamaklı...
Gölgelere kaçasım geliyor...

Uyuttuğum uykulardan mahmurluğum düşüyor. Antika saatlerin bozuk aksanıyla; kur beni içine. Evet bilmediğin acılar yetiştirdim verimsiz topraklarımda. Başka çare bırakmadılar. Şimdi buğulu üzümlerin hüznü var gözlerimde...



Ey zen!
Sen diyorum bir tek sen
Gözlerimden düşerken/içime
Zencefil kokuşlu gözyaşım...




-Benden uzak dur / sadece uzaktan tanık ol ve izle dağınıklığımı!



Etraf zifiri karanlık! Hiçbir şey göremiyorum. Hangi boşluğuma yumruk atacağım kendime gelmek için bilmiyorum! Eyvallah dersem, siner mi acılarım kuytularımdan olduğu yere ve siner mi içim içim içime.. Yâr’dan aşağı salarsam aklımın o zarif kıvrımlarını, doğrulur mu olduğu yere...



’huzur denilen o mübarek kumaşın; ihtiyacım var her santimine’




Bir zamanlar mutsuzdum. Huzurlu olduğum için mutlu sayılabilecek bir mutsuzluktu benimkisi. Mutlu olamamayı mutsuzlukla karıştırmadım hiç. İkisinin arasında zarif bir çizgi vardı. Buna inandım. Şimdi sadece mutsuzum. Huzurumu çaldırdım anne.. Yeniden istiyorum, çok istiyorum! Kaç top sipariş vermeli umut satıcılarına güven ipliğiyle dokunmuş, o yumuşak huzur kumaşından?

Kalbim o kadar çok mu satın alabilmek için? Yeter mi sence?

Anne beni dinle, bir itirafım var sana..

Anne, ben huzurumu hiçbir zaman satın alamam. Ne olur kızma bu söyleyeceğime;




Ben kalbimi kaybettim....












fulya/eylül2011










Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ölüm bloglarından düşen yağmur tutanakları Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ölüm bloglarından düşen yağmur tutanakları yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ölüm Bloglarından Düşen Yağmur Tutanakları yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
18.9.2011 00:05:54
"Bir zamanlar mutsuzdum. Huzurlu olduğum için mutlu sayılabilecek bir mutsuzluktu benimkisi. Mutlu olamamayı mutsuzlukla karıştırmadım hiç. İkisinin arasında zarif bir çizgi vardı. Buna inandım. Şimdi sadece mutsuzum. Huzurumu çaldırdım anne.. Yeniden istiyorum, çok istiyorum! Kaç top sipariş vermeli umut satıcılarına güven ipliğiyle dokunmuş, o yumuşak huzur kumaşından? "

Yazar adına bakmadan rastgele okuma yaptığımdan yazınızı geç farkettim. Bütünüyle beğendim fakat üste ayırdığım kısım bana çok yakın geldi. Kendim yazmışım gibi hissettim bir an. Kendimi yazmışım gibi...

Evet, ben iyi bir okurum; edebiyat zevkime güveniyorum ve de öngörülerime...İyisiniz, iyi yol alıyorsunuz. Devamı koşa koşa gelecek inşallah bu iyiliğin.

Sevgiler...
Kutluyoru

(( Seçil Nimet ))
(( Seçil Nimet )), @--secilnimet--
17.9.2011 20:46:50


Kalbim etten bir organ sadece...


Kalbim, yüreğim olur seni görünce...
Y.ERDOĞAN...


Fulyaaaa, güzeldi... :)
Abdulkadir BOSTAN
Abdulkadir BOSTAN, @abdulkadirbostan
17.9.2011 16:51:45
10 puan verdi


bazen kalbi olmayan insanlardan kalpsizce yaşamayı öğretiyor hayat...


eyvallah şair / saygımla




O qué
O qué, @o-qu
17.9.2011 16:48:55
Çok çok güzeldi yine sevgili fulyaa..
Sanki bir el ruhumuzun üzerindeki toprağı süpürüp attı.
Kendi karanlığımız, çıkmazlarımızla başbaşa kaldık.

Vee final. Final daha bir başkaydı..
Tebrikler, sevgilerimle

NuniLe tarafından 9/17/2011 4:49:50 PM zamanında düzenlenmiştir.
meselci
meselci, @meselci
17.9.2011 15:47:11


Bugün
okuduğum
en şahane
en içten
en kucaklıyıcı
en edebi
en zarif satırlarla örülü yazısı oldu bu.


sevgili fulya, hayata dair ifadelerin hiç susmasın.


güzel yazmıyorsun.

























-ÇOOOOOOK GÜZEL YAZIYORSUN...
Um
Umut Kaygısız, @umutkaygisiz
17.9.2011 15:39:22
Kıymetli Fulyaa, evvela gözlerimizi doyurdun yine. Kelimeleri seçmekteki maharetine zaten söylecek sözüm olmaz. Bir araya gelince fırtına estiriyorlar yüreğim yerleşkesinde. Çok seviyorum be Fulyaa seni okumayı hem de çok:))Var mı ötesi? Eyvallah:)
Angie
Angie, @semaenci
17.9.2011 15:07:31
10 puan verdi


Çok şey diyecektim de, burayı okuyunca durdum öylece durdum:


"Bağdaş kurdum aklıma. Kimse geçmiyordu anne oradan. Bekledim.. Çok bekledim.."



Sevgimle küçücük anlarını kocamanlaştıran güzel fulya.





Şahin Sevim
Şahin Sevim, @sahinsevim
17.9.2011 15:06:36
10 puan verdi
Mavi bir İstanbul aydınlığından düş’e karardım. Kararsızdım Ankara’nın gri mateminden. Hiç emin olamadım, karar kılamadım, çözemedim beyazını ruhumdan karanlık şehrimin. Caddelerin çıkmaz sokaklarda kaybolduğu bitişlerden yeniden başlamak istedim. Bağdaş kurdum aklıma. Kimse geçmiyordu anne oradan. Bekledim.. Çok bekledim..

Sizler gibi degerli kalemlerin yazdıkları sayesinde kırık dökük şiirlerimize yeni bir nefes geldi sagolun varolun Saygılarımla....
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL