Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
salim çalık
salim çalık

ŞİİR ve TOPLUMSALLIK ÜZERİNE 1

Yorum

ŞİİR ve TOPLUMSALLIK ÜZERİNE 1

3

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1455

Okunma

ŞİİR ve TOPLUMSALLIK ÜZERİNE  1

ŞİİR ve TOPLUMSALLIK ÜZERİNE 1


“Şiir sözcüklerle kurulan yeni bir dildir.” dolayısıyla kullanılan sözcükler önemlidir. Bu sözcüklerdeki harf yanlışları, anlamdaş sözcüklerin aynı şiir içinde değişik sözcüklermiş gibi kullanılmasının, anlamdaş iki sözcükten birine başka bir anlam yüklemenin şiire verdiği zarar önemlidir. Dili bilmemenin, dili üretememenin yol açtığı kendini (hatta geçmişi) yinelemenin, söylenenleri başka dize kurgularıyla fakat aynı sözcüklerle söylemenin yarattığı sığlık önemlidir.

Şairin hatta şiir yazma uğraşı verenlerin ve okurun da bunlara dikkat etmesi gerekiyor. Nasıl ki; “şiir sözcüklerle kurulan yeni bir dildir” diyorsak; dil de bizim anlam dünyamızın yansımasını gösteren, olayları ve nesneleri (genel olarak düşünsel dünyamızı) anlamlandırmamızı sağlayıcı özellikleriyle canlı bir bütünlüğe sahiptir. Ortaklaşa düşünmenin, düşüncelerimizi geliştirmemizin en önemli ve etkili aracı dildir. Bu yüzden şairin, şiir yazmaya çalışanların, okurun üzerinde buluştuğu coğrafya olan dil, bizim düşünsel-sanatsal...gelişim ve paylaşımımızı sağlayıcı özelliğe sahiptir.

“Anlamsız bir sözcük, boş bir sesten ibarettir; dolayısıyla anlam sözcük’ün bir ölçütü, vazgeçilmez bir bileşenidir...sözcük anlamları içsel doğaları bakımından değişime uğruyorsa, düşüncenin sözcükle ilişkisi de değişime uğruyor demektir.”¹ Şiir bir karşı dil yaratmalıdır. Bunun öncesinde şair karşı dili üretmeli, şiirini ürettiği bu karşı dille yazmalıdır. Karşı dil; “...yerleşik dille ilişkilenimlerin en aza geriletildiği değil, ilişkilerin çatışıklı bir gerilimler alanında olabildiğine yoğunlaştırıldığı bir eylemlilik demektir. Paradigmal yapılaşmaların akışından giden yerleşik dile karşı konumlanmış, insan zihinlerine çekiçlene çekiçlene oyulan egemenlik kanallarının parçalanmasının, ‘düşünme’nin özgürleştirilmesinin de savaşımıdır.”²

Şairin dile yaklaşımı ile okurdan beklentisi arasında sıkı bir bağ, karşılıklı ilişki olduğunu düşünüyorum. Şair okurdan beklentisi, nasıl bir okur umduğu, okurla buluşmak istediği izlek üzerinde düşünüp yaratırken, dilin şair ile okur arasında bir bağ olduğunu unutmamalıdır. Dil şiirin okura ulaşmasını, okurun şiiri çoğaltmasını sağlayan en önemli araçlardan biridir. Dil aynı zamanda şairin yaratımındaki öncelikleri, amaçlarını, yönelimini ve sanat anlayışını gösteren önemli bir aynadır.

“Yaşam kadar düşsel; düş kadar gerçek bir şiiri (sanatı) arayan bir okuyucu ne de şair var. Durum bu olunca, şair ve okuyucunun buluşması elbette olanaksızlaşacaktır.... bugün, hangi şiir şairini doğurmuştur? Yazdığı şiirlerle var olan; bir iklim, bir rüzgar oluşturmuş kaç şair gösterilebilir? Böyle olunca, okuyucu oluşturmak da olanaksızlaşacaktır doğal olarak. Bunun nedeni; olanı değil olması gerekeni içeren ve öneren bir şiirin yazılmayışıdır.”³

Şair kendisiyle ve çevresindekilerle sanat üzerine tartışmalıdır. Yarattığı şiiri önce kendisi bir okur olarak okumaya çalışmalı, ardından (en azından) yakın çevresindekilerin eleştirilerine açmalı, sanatı ‘ben yaptım oldu’ biçimindeki bencil tutumdan kurtarmalıdır. Çünkü sanat okurla buluştuğunda düşünce üretimine kapı açmaktadır. “Ne yazık ki her alanda olduğu gibi, yazın dünyamızda da eli kalem tutan herkesin herşeyi bildiği sanısına dayanan bir önyargı geçerli; paylaşma, dayanışma ve takım oluşturma alışkanlığı gelişmemiş”.4

Şiir bir dil yaratmalıdır. “Şiir bireysel ya da toplumsal ilişkilerin, olayların yüzeyindeki duygu ve düşüncelerle değil, bunların derinindeki anlamıyla, doğurgan kökleriyle uğraşır. Gelip geçici coşkudan, köksüz hayranlıktan çok bir sezgi gücü, bin zihin çalışması, bir entelektüel çaba ister okuyucudan. Bunun ötesinde, yurt ve dünya koşullarıyla yakından ilgilenmeyi; bu dünyada bir eğlence yerinde değil de kendi evinde gibi yaşamayı gerektirir. Umursamadan, boş vererek değil her sorunu kendine dert edinerek.”5 Dil yalnızca bir ses olayı değildir. Dil aynı zamanda bizin dünyayı anlamlandırmak, anlamlandırmalarımızı aktarmak için kullandığımız bir araçtır. Dolayısıyla şair, yerleşik-egemen-tüketilmiş (veya eskimiş) veya bilgiyi boğmuş, düşünceyi köreltmiş dile (anlamlar dünyasına) karşı savaşmalı, var olan koşulların saklanma, kanıksatılma aracına dönüştürülmüş dil ve (anlam) karşısında kendini yenileyebilmeli, sanatın yıkıcı gücüyle var olan, yerleşik dilin ve anlamın ötesine geçmelidir. Şair yarattığı şiirle birlikte kendisini olduğu kadar okuru da yeni anlamlara, düşüncelere, düşlere ...taşımalıdır.

Salim Çalık

Dipnotlar:

1) L.S. Vygotsky
2) İsmail Mert Başat, Yazı Üzerine Yazı II:Karşıyaka Şiir Kurultayı, Hazırlayan: Veysel Çolak- sf.87
3) Veysel Çolak, Yazı Üzerine Yazı II:Karşıyaka Şiir Kurultayı sf.7
4) Mehmet Yalçın, Yazı Üzerine Yazı II:Karşıyaka Şiir Kurultayı Hazırlayan: Veysel Çolak- sf.69
5) Mehmet H.Doğan, Yazı Üzerine Yazı II:Karşıyaka Şiir Kurultayı Hazırlayan: Veysel Çolak- sf.196



Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Şiir ve toplumsallık üzerine 1 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Şiir ve toplumsallık üzerine 1 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ŞİİR ve TOPLUMSALLIK ÜZERİNE 1 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
S / ÂYE
S / ÂYE, @s-ye
16.9.2011 01:52:29
Akademik bir yazı. Bana hitap etti açıkçası.

Günümüz şairleri kelime ve birikim olarak çok yetersiz.

Şiir adına karamsarım.

Emeğinize sağlık, Teşekkür ediyorum size
Seyraqif Coculu
Seyraqif Coculu, @seyraqifcoculu
15.9.2011 14:25:19
Her milletin öz dili olduğu kibi, her milletin ğz şiirinin öz dili vardır. Şiirin dilini bilmeyenler şiiri
topluma anlata bilmezler. Nice ki, bir kimse eyer ingilis,alman ne bilim ne dillerini bilmirse
o, dilde neyise çok zor anlatar. Şiirin dilini bilmeyenler o, kadar manasız kafiyesiz (Forması
itirilmiş) şiirleri tiplumun beynine yeritibler ki, artık okucu zövkü pozulup.
İyi ile kötünün farkında deyiller. Doğrudanda her şiir bir sözlükdür. O, sözlüyü
topluma anlatmak için, sözcüklerle kurulan yeni dili bilmemiz oldukça vacipdir,lazımdır, gerekdid.
İyi bir Azerbaycan Türkcesinde "Yaxşı" bir mövzu işlimisiz. Sağ olun
Şaban Aktaş (Homerotik)
Şaban Aktaş (Homerotik), @saban-aktas-homerotik
15.9.2011 14:14:53
10 puan verdi
''Yeni bir dil yaratmak'';bu söylem ne kadar doğru olur bilemem.
Yeni bir dil yaratmak değil, sözcüklere kullanılış biçimi yönüyle değişik anlamlar yüklemek demek, daha doğru olur kanısındayım.
Maddenin derinliklerine indikçe, ondaki hareketi ve değişimi gözlemledikçe anlamlandırılması gereken yeni durumlar ortaya çıkar, bunun adını koymaktır belki demek istediğimiz. Ama bu yeni bir dil demek değildir. Somuttan soyuta, soyuttan somuta tez ve anti tez yoluyla ulaştığımız nicel ve nitel değişimin tanımlanmasıdır kastedilen. Sözcüklerin yetersiz kaldığı durumda yeni sözcükler türetsek bile, bu yeni bir dil olarak adlandırılamaz.
Vasat insan günlük yaşamda ortalama 300- 400 adet sözcük kullanır. Bu sayı yaşam ve düşünce yoğunluğu daha yüksek olan akademisyenlerin dilinde artar.


Gerçek anlamda şairin, okuyucuyu pek düşlediği kanısında değilim, bu nedenle okurdan beklentisi olduğunu hiç düşünmedim desem doğrudur. Şair, kendi özgün duygu ve düşüncelerini bağımsızca, korkusuz, cesur olarak ortaya koymadığı sürece kendine özgü şiir diline de ulaşamaz.

Şiir dilinde imgelerin önemi, düşünmede devinimi arttırıcı, yeni çağrışımları sürükleyici olma işleviyle öne çıkar.

Şiirin ve şairin gelişmesi için önce beynimizin gelişmesi gerekli, bu da kendimizden başkalarını okuyarak ulaşabileceğimiz bir yetkinlik olacaktır.

Emeğinizi, şiir sanatı adına kutluyor, saygılar sunuyorum.

Şaban Aktaş tarafından 9/15/2011 2:37:27 PM zamanında düzenlenmiştir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL