Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
kutlu-can
kutlu-can

BASTONLU MÜCAHİT

Yorum

BASTONLU MÜCAHİT

7

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

984

Okunma

Okuduğunuz yazı 1.9.2011 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

BASTONLU MÜCAHİT

B.



Tahsil yok ; terbiye çok , kesede para yok ; ağzında dua çok .Kimseye el açmaz , gizli fakirdir.

Kur’an’ın ifadesiyle “ sen onları zengin sanırsın .”

Balıkesir Gazi Osman Paşa’lı Ali Osman Amca , Tuna boylarında kalmış sipahilerin torunu bir muhacir ; hele bir milli davada gevşeme olsun , bakarsınız Ali Osman Amca en öndedir.

Parası , kimsesi yoktur ama İstanbul’daki Bosna mitinginde onu üniversite öğrencilerinin arasında görürsünüz . O zamanlar en çok satan gazetenin duyarsız muhabirini bastonuyla kovalar .

1950’li yıllarda Bulgaristan’dan göç etmiş , küçük bir dükkanda yıllarca sobacılık yapmış , 90’ına merdiven dayamış ihtiyar bir mücahit Ali Osman Amca …

Hanımını geçen kış kaybettikten sonra önüne bir sıcak çorba koyan da bulunmaz . Ama o devamlı şükreder .

İnsanların ilk okul mezunu Ali Osman Amca’dan öğreneceği çok şeyler vardı . Romatizmadan kıvrılmış parmakları iş görmez , gömleğini ,pantolonunu ilikleyemez “ Ama olsun ,çok şükür !... Elhamdülillah ; bastonumu tutabiliyorum ya !...” derdi.

Bir keresinde onu yolcu ederken “ Allah sana sıhhat afiyetler versin “ deyince durakladı ; “ Olmaz,dedi. Haddi aşmamak lazım . Ver ,deme ! İhsan eyle ,de ! “

Elli yaşında dersimi almıştım ve hep öyle yaptım .

Kendisine takılan avukatlar
“ Amca , bak şu diplomalara ! Biz bunları almak için gecemizi gündüzümüze kattık . “ dediklerinde kızardı :
“ Bunlar sizi kurtarmaz . Öteki tarafta geçmez . İlahi şahadetname (diploma ) almaya bakın .”
Kurtuluş Savaşını yapan kahraman Meclis’in Karesi Mebusu , M.Akif’in sıra arkadaşı , kuva yı milliyeci, gazeteci, şair , muallim , din alimi Hasan Basri Çantay’ın ağır hastalığında ziyaretine gitmiş .O hatırasını anlatmıştı :
“ Hasan Basri Bey’in yattığı odaya girdiğimde yavaşça selam verip hemen kapının yanındaki sandalyeye çöktüm . Hasta ateşli ,dalgın yatıyordu ki bir ara hafifçe doğrulup bir şey içer gibi yutkunmaya başladı . Gözleri kapalıydı “ Elhamdülillah …Elhamdülillah ; süt içirdiler .” deyip tekrar uzandı .
Ben hikayeyi dinleyince kasıtlı bir saflıkla “ Ali Osman Amca ! ‘ Kim içirdi ‘ diye sormadın mı ? “ der demez birden ciddileşti :
“ Ben onu soracak kadar cahil miyim ? “

Hatırını sorduğumda hastayım demez , titreyen sesiyle hamd eder , romatizmadan kıvrılmış parmaklarını gök yüzüne kaldırarak Sahibine sığınırdı .
Hasta mısın diye ısrar ettiğimde “ Şikayet yok ; şükür var ! Sahibi bilir “ derdi .

Onunla ilk defa karşılaşan gençler gizli bir sınavdan geçerdi . Derslerini , hatırını sorar ve sonra dua ederdi : “ Allah size sıhhat afiyetler ihsan eylesin !”

Beklerdi ; “ Amin “ diyen sınavı kazanırdı . Unutan olursa “ Olmadı , olmadı ; amin diyeceksin “ hatırlatmasını yapardı .

Bir yaz yağmuru gibi derler ya , aniden başlayan yağmurda Paşa Camii yanındaki kıraathanenin saçağı altında bir arkadaşla çay içiyorduk . Kolunun altında Mushaf’ıyla Ali Osman Amca karşıma çıkıverdi .
- Kabristana okumaya gidiyorum .
- Bu havada gidemezsin , kahveye gir .
-
Çok üzüntülüydü. Titreyen sesi dalga dalga şiddetleniyor ve zamanın bayan Başbakanı’na bed dua ediyordu :

- İlk beyanatını Aydınlık Gazetesi’ne vermiş ; nasıl olur bu ? Peygamber Efendimiz’e (sav) hakaretler yağdıran bir gazeteye nasıl beyanat verir ?
Yağmurun dinmesini beklemek için kahvehaneye giren bu güzel Müslüman’ın arkasından “ Ah Ali Osman Amca ; bizler senin tırnağın bile olamayız “ diyordum .

Milli konferansları kaçırmazdı .
Kürsüdeki Tarih Profesörü konuşmasında “ Osmanlı İmparatorluğu “ demişti . Sıraların arasında tiz bir ses yankılandı :
- Osmanlı , devlettir ; imparatorluk değildir .
- Hayır ; Osmanlı , imparatorluktur .
- Hayır Hoca ; Osmanlı devlettir , Devlet-i Aliye-yi Osmani ‘dir .Osmanlı sömürmemiştir .

Seyyar satıcı tezgahındaki malı satmaya çalışıyordu :

- Haydi papaz eriği … Papaz eriği …
- Ne ? Papaz eriği mi ? Vallahi bedava versen almam .

Mübarek bir ramazan günüydü . Mahallesine gidecek olan minibüse binmişti . Şoför , uzattığı parayı almadığı gibi ayrıca cebinden çıkardığı bir banknotu Ali Osman Amca’nın cebine sokuşturdu .
“ Benim için dua et Ali Osman Amca ! “

Ali Osman Amca üzgün ve kırgın … Mübarek ramazan günü ağzında sigarayla dua isteyen şoföre parasını iade ederken “ Aldatma kendini ! ; aldatma kendini !.. Al paranı cebine koy !“ diyordu .

Bir yıl ne çabuk geçmişti . Ali Osman Amca yine mübarek bir ramazan günü aynı minibüse binmez mi ?
Şoför bu defa çok mutluydu :
- Ali Osman Amca , ben orucum ,ben orucum …

Necati Bey Eğitim Fakültesinde konuşmacı profesör İslam’da çok evlilik konusunda tenkit edici aşırı bir ifade kullanınca yerinden fırlamış
“ Hoca ! Hoca ! İslam’da çok evlilik mecburiyeti yoktur , ruhsatı (izni) vardır . Bu ruhsat ağır şartlara bağlanmıştır. Binlerce gayrı meşru çocuk , dost edinilen ve terk edilen binlerce zavallı kadın varken sen bu konuyu ya bilmiyorsun “ CAHİL”sin ! Yahut da İslam’daki gerçeği bildiğin halde söylemiyorsun , o zaman da “ HAİN”sin !
Salon bir anda ölüm sessizliğine büründü. Sonra korkunç bir alkış sağanağı boşaldı . Profesör kıpkırmızı kesilmişti . Program bitmiş herkes dağılıyordu . Ali Osman Amca titreyen elleriyle bastonuna abanmış , konuşmacı Profesörün önünden geçmesini bekliyordu . İstediği an gelmişti . Seslendi :

- Allah size sıhhat , afiyetler ihsan eylesin Hoca !
- Profesör sesin geldiği tarafa döndü :
- Eyvallah Amca !
- Olmadı Hoca , olmadı !
- Peki nasıl olacaktı ya Amca ?
- Amin diyeceksin Hoca ! Amin …
- Anlaşıldı Amca ,anlaşıldı . Amin …Amin !

Bulgaristan Alman ordularının işgali altındadır. Bulgarlar köy kahvesinde Papazı dinliyor . Alman komutan da orada . Papaz temizlikle ilgili bir konuyu anlatırken Türklerin pisliğinden bahsediyor .

Genç Ali Osman orta yere fırlıyor :

- Papaz Efendi gel buraya ! Millet şahit olsun ; ikimiz de donlarımızı indireceğiz , bakalım kimin .ötü .oklu ?
-
Papaz mosmor olur ve susar .

Ali Osman Amca , 90 yaşında bir ihtiyar , Allah yolunun şanlı bir mücahidiydi. Mukaddesatına karşı yapılan haksızlıklar karşısında kükrer , elindeki bastonu bir kılıç gibi havaya kalkardı .

Ruhundaki Allah aşkı , Peygamber sevgisi , vatan,millet ve din muhabbeti ,şahit olduğu olaylar karşısında bir yanardağ gibi taşar , köpürürdü .
Zayıf uzun siması , ak sakalı , hiddetlenince incelen sesi , fakir elbisesi ,titreyen elleri ve coşkulu yüreğiyle haksızlıklar karşısında haykırırdı.

“Avazeyi asumana Davud gibi sal “
“Baki kalan bu kubbede bir hoş seda imiş “

Bastonlu Mücahid Ali Osman Amca rahmet-i Rahman’a yürürken ardında hoş bir seda bıraktı .

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Bastonlu mücahit Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bastonlu mücahit yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BASTONLU MÜCAHİT yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
ryyc
ryyc, @ryyc
2.9.2011 20:58:04
memleketimden "insan" manzaraları...ne büyük ihsan.saygıyla.
O qué
O qué, @o-qu
2.9.2011 14:23:00
Kıymetli gün seçkisini tebrik ederim....
Saygılar
_cânâ_
_cânâ_, @-cn-
2.9.2011 13:55:50




Güne gelmesi hayır olmuş ne çok şey öğrendik İslamî inceliklerle ilgili.

Bu büyük çınarların yüzü suyu hürmetine nasiplendik yıllarca

Mekanı cennet olsun.Sizden de Rabbim razı olsun naklettiğiniz için.

saygıyla
zabura
zabura, @zabura
2.9.2011 00:26:01
Agziniza saglik. Gunu kurtardiniz bu hatiratinizla.

Allah rahmet eylesin Osman Amca'ya.
Gülayşe DELEN
Gülayşe DELEN, @gulaysedelen
2.9.2011 00:14:33
ibret verici güzel bir anıydı..kaleminiz daim olsun saygılarımla...
Mehtap ALTAN
Mehtap ALTAN, @mehtapaltan
1.9.2011 18:33:47
10 puan verdi
Anıları dinlemek bence herkesin harcı değil anlatmaksa ayrı bir yetenek...

Bayram günü okunurken dinlendirecek seçkin bir çalışmaydı...

Kutlaıdm ...

Saygılar...
Etkili Yorum
TekinSağ.
TekinSağ., @tekinsag-
1.9.2011 18:02:19
8 puan verdi


Mutluluk verici bir hatırat. Kalbiniz dert görmesin. 9 köyden kovulmayı göze aldığını diline dolayan çok yiğit varsa da ancak 1 bilemedin 2 tane çıkar yiğit çıkar bu kadar gözü kara. Kalan 8 dokuz üç kağıtçı bu tek bir yiğidin ekmeğiyle ömürlerini tüketirler ancak. Yazım konusunda hassasiyet eski toprak oluşunuzdandır tahmin ederim. Hatırada güzel olunca okumak çok mutlu etti.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL